İTİRAF

7 3 0
                                    

Tam o an zihnimde bir anı belirdi. Daha önce hiç hatırlamadığım bir anı.
~

"Gökçe! Burak hastaymış o yüzden şiir yarışmasına Çağrıyla beraber katılıcaksın."
"Ne?"
"Evet. Bak Çağrı'da geliyor."
"Güzel miyim?"
"Evet. Çok."

"Aynı üniversite olduğumuzu söylemiştin değil mi?"
"Evet."
"Hatta birlikte şiir yarışmasına katılmıştık"
"Hatta birlikte şiir yarışmasına katılmıştık"
"Evett. Burak hastaydı. Gelmemişti."
"Hasta değildi sadece her tarafı mor olduğu için gelmek istemedi. Ve size öyle dedi."
"O zaman sen nereden biliyorsun dayak yediğini?"
"Ben dövdüm çünkü. Senden hoşlanıyordu."
"Ne? Başkalarını dövmek yerine gelip bana söyleyebilirdin!"
"Sen başkasını seviyordun. Hatta ben sana çıkma teklifi etmek için geldiğimde 'Evet ya... Keşke çıkma teklifi etse' diyordun."

"Gökçe... Çağrıyla çok yakışıyorsun."
"Evet ya... Keşke çıkma teklifi etse."

"Çağrı... O sendin."
"Ne?"
"Sendin. Ve bende senin başka birini sevdiğini sandığım için çıkma teklifi etmemiştim."

İlk önce şoku atlatmak için bekledik. Sonra söze giren ilk kişi Çağrı oldu.

"Şuan?"
"Ne? Ne şuan?"
"Şuan benden hoşlanıyor musun?"

Hoşlanıyorum. Hala eskisi gibi hissediyorum. Dediğini şuan anladım, Cihan'ın beni sevmesini sevmişim. Çünkü hiçbir zaman seni gördüğümde hissettiğimle Cihan'ı gördüğümde hissettiğim aynı olmadı. Ama korkuyorum. Beni seven ve sevdiğim herkesi kaybetmeye başladım. Eğer seni sevdiğimi söylersem ölücekmişsin gibi geliyor.

"Bilmiyorum" dedim. Onca şey diyebilirdim ama bunu dedim.
"Seviyorsun Gökçe... Ama merak etme korurum. Kendimi korurum. Seni korurum. Sevdiklerini korurum. Konu sen değilsin Gökçe... Ölüceksem tam şuanda ölebilirim." dedi.

Haklıydı. Ve haklı olmasını sevmiştim.

Aramızdaki mesafeyi azalttığımda Çağrı benden önce davranıp dudaklarımızı buluşturdu. Yapma Gökçe! İnsanlar ölüyor! Mert öldü! Bu kadar mıydı arkadaşına saygın!
Beni kucağına aldığında biraz geri çekildi.
"Seni seviyorum Gökçe. Sana aşığım."
Dedi.
"Sana aşığım Çağrı..." Dedim.

Bunlar birer itiraftı.

"Seni çok seviyorum Çağrı ama..."
"Şuan bunu yapmamız yanlış mı?"
"Evet."
"Neden peki?"
"Çünkü Mert yeni öldü. Ve biz... Onun katilini bulamadık."
"Kim dedi bulmadığımızı?"
"Ne? Bulduk mu!" diye sorduğumda tamamen sevinç ve şaşkınlık içerisindeydim.

"İstersen adamı dövmeyi sana bırakabilirim." dedi alayla.
"Olur." dedim onun aksine çok ciddi bir şekilde.

***

Arabaya bindiğimizden beri Çağrı'yı sorulara boğuyordum. Hepsini sabırla cevapladı.

Öncelikle Çağrı benim kilitli kapı dediğim yerde insanları yetiştirip abisine veriyordu. Tabii buna silah kullanma gibi şeylerde dahildi. Abiside onlara resmen adam öldürmeyi öğretiyordu. Ve o adamları düşmanlarına köstebek olarak bile gönderiyorlardı.

Ve konuşmamız sırasında Çağrı'nın tahminlerinin(?) de doğru olduğunu görmüştüm.

"Baban Alp'in babasını öldürürken nasıl öldürdü? Tek başına mı öldürdü sence? Yoksa mafya işlerine bulaştı  düşmanı falan oldu ve oda size bulaştı?"
"Tamam. Dediğin gibi olsun. O zaman Mert ne alaka?"
"Siz nasıl tanıştınız? Mesela Cansuyla ilk baban ve annesi tanışmıştı arkadaştı değil mi? Cemreylede öyle. Ve Egeyle de. Alp, Mert, Cihan ve Kuzeyle de babalarıyla tanışmıştı ilk değil mi?"

Hepsi mafyaydı. Hepsi. Ve bize yıllarca bunu söylememişlerdi. Ama en azından taşlar yerine oturuyordu.

"Su! Neden ağlıyorsun?" dedi Ege
"Kaplan... Annem yine yok! Bana birlikte resim çizeceğimizi söylemişti ama yine dışarı gitmiş!" dedi Cemre.
"Aa benim annem senin annenle dışarı çıktı!" dedi Cansu.
"Ben üçünüzün annesini babamla evden çıkarken gördüm." dedi Kuzey.
"Benim babam yine yok! Kaç gündür eve gelmedi!" diyordum.
"Babanı gördüm ben senin, bir tane arabanın içinde bir adamla konuşuyordu." dedi Ege.

***

Daha önceden sadece bir kere geldiğim o spor kulübüne gittik.
"Çağrı?"
"Efendim bebeğim?" dediğinde ne diyeceğimi unuttum. Çünkü söylediği kelimeye erimekle meşguldüm. Çok iyi!
"Bebeğim?"
"Hı?"diye mırıldandığımda kahkaha attı. O sırada kendime geldim.
"Gülme!"
"Tamam bebeğim."dedi. Bilerek yapıyor!
"Adam dövüceğim sandım neden buraya geldik?" dedim ama cevap vermek yerine elimden tuttu.

Korumalar kapıyı açtığında elimi bırakmadan içeri götürmeye devam etti. Daha önce bana ofis olarak tanıttığı bir odaya girdi. Bu odanın onun olduğunu anlamamak imkansızdı çünkü duvarın bir tanesinde siyah bir yazıyla 'ÇAĞRI KAYA' yazıyordu. O duvara dayalı dolabı yana ittiğinde bir tane kapı olduğunu fark ettim. Ben şokla ne yaptığına bakarken cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açtı.

"Çağrı? Bu ne?"
"Kilitli Kapı'ya hoş geldin."
"Nasıl yani?"
"Bu spor kulübü dediğin yerin adı var bebeğim. Kilitli Kapı."
Cidden güzel.

Kapıyı açtıktan sonra merdivenlerden inerken elimi tutuyordu. Merdivenden indiğimiz gibi sağ tarafta bir boks torbası gördüm. Onu yanında ise bir kapı daha...
Çağrı o kapının önüne geldiğinde bana döndü.
"Yapmak istediğine emin misin?"
"Tabiki de"
"Ama... Gördüklerin çok farklı olucak." dediğinde bir tepki vermedim. Kapıyı açtığında asla görmeyi beklemediğim birini gördüm.

BÖLÜM SONU~

Selamm:)))

Bölüm nasıldı??

Sizce kimi gördü?

Oy vermeyi unutmayınn

KİLİTLİ KAPI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin