"İyi misin?"
"Seren Yalçın... İsim çok fazla tanıdık."
~"Gök! Buraya gel! Aç şu kapıyı!"
"Ne var Yön!? Annem bana yine kızdı ablamla dışarı çıktı ve benim evden çıkmama izin vermiyor."
"Evde şuan kimse yok mu?"
"Yok."
"O zaman gel."
"Neden?"
"Seren abla geldi. Bizimle saklambaç oynuyacakmış."
"Ama annem birden gelirse kızar."
"Sen gelmezsen bende gitmem."
"Tamam geliyorum. Evin anahtarını alıp geliyorum."
"Tamam."
"Heh buradaymış."
"Hadi gidelim."
"Diğerleri nerede?"
"Bizi bekliyorlar. Herkes var. Babam bile."
"Babam mı? Nerede? Çok uzun zamandır görmüyorum."
"Sokağın sonundaki bahçedeler"
"Ama babam kızarsa bana evden çıktım diye."
"Seren abla varken kızmaz ki."
"Tamam..." dedim ve babamı görmemle koşmaya başladım."Baba!"
"Gökçe."
"Baba seni özledim neredeydin?"
"Seren ablangille işimiz vardı."
"Tamam..."
"Annengil evde mi?"
"Hayır. Beni bırakıp gittiler."
"Niye."
"Annem bana kızdı çünkü."
"Tamam." dedi. Her zamanki gibi başından savmıştı. Hemen Seren ablaya doğru yürüdüm. Beni kucağına alıp etrafında döndürdü."Ne yapıyormuş benim Gökçem."
"İyiyim. Seni gördüm daha iyiyim." dedim ve Cansu'nun sesi geldi."Ne zaman saklambaç oynuyacağız?" dedi Cansu.
"Ben annemle vakit geçirmek istiyorum uzun zamandır yoktu." dedi Cemre. Ama aldığı cevap kırıcı oldu, "Arkadaşlarınla oyna Cemre. Sürekli benim peşimden gelip durma. İnsanı kendinden bezdiriyorsun." dedi Buse abla. O sırada Seren ablayla gözleriyle bir iletişim kurdular ve herkes Egegilin evine gitti."Kaplan." dedim.
"Efendim Gök?" dedi Ege.
"Baban evde mi?" dedim.
"Hayır." dedi Ege.
"Sizde fark ettiniz mi kimin evi boşsa oraya gidiyorlar bir şeyler konuşuyorlar." dedi Cemre. Tam olarak düşündüğümü söyledi. Seren abla hariç herkes 'evet' diye mırıldandı."Boş verin siz onları. Büyüklerin işine karışılmaz." dedi Seren abla ve saklambaç oynamaya başladık.
Seren abla nedenini bilmediğimiz bir şekilde bizim yaşımızdaki çocuklara çok düşkündü. Ve her geldiğinde bizimle saklambaç oynar bize dido alırdı. Benim evden çıkmam yasaksada annemgil gelmeden tam vaktinde eve bırakırdı.
"Çağrı ben Seren'i tanıyorum galiba. Çocuklara çok düşkündü. Babamgil eve çok az gelirdi ve geldiklerinde Seren'de olurdu. Bizimle sürekli oyun oynayıp dido alıyordu."
"Anlaşıldı senin dido aşkının nereden geldiği." dediğinde, dediği şeyin çok mantıklı olduğunu anladım.
"Olabilir..." dedim ve devam ettim. "Çağrı..."
"Efendim güzelim?"
"Senin gözlerin ne renk? Mavinin bir tonu herhalde ama tam anlayamadım."
"Bence sen zamanla anlıyacaksın."
"Şimdi söyle."
"Cık."
"Çağrı!"
"Efendim güzelim?" dedi sırıtarak.Sinirle banktan kalkıp yola doğru yürümeye başladım.
"Nereye?" dedi sesi tam arkamdan gelirken.
"Senin olmadığın bir yere!" dedim. Beni tutup kendine çevirdi.
"Öyle bir şey mümkün değil. Sen neredeysen bende oradayım. Bir daha bırakmam. Bir daha uzaklaşmana izin vermem." dedi.
"Ben seni unutmuştum." dedim birdenbire. "O zamana ve öncesi dahil bütün anılarımı silmiştim."
"Neden?""Benim paramı sen mi aldın abla?"
"Senin paran yok! Dışarı çıkamazsın sen!"
"Kaç yaşına geldim sana mı sorucağım dışarı çıkıp çıkamıyacağımı!"
"Dile bak dile! Çok uzadı senin bu dilin! Para mara yok sana!"
"Seni anneme söyliyeceğim!"
"Söyle." dedi.Anneme gidip ablamın paramı aldığını söyledim. Tabii annem ablama öyle bir şey yapıp yapmadığını sorduğunda ablam yine yalan söyledi.
"Bıktım artık senin yalanlarından Gökçe."
"Benim yalanım mı!?" dedim ve yastığın altındaki telefonu çıkartıp ses kaydını kapattım."Ne oldu polisi falan mı arıyacaksın?" dedi ablam.
Bense şu zamana kadarki aldığım bütün ses kayıtlarını açtım ve telefonu anneme uzattım.
"Al şunu ve dinle! Kim yalancıymış dinle! Buradaki kayıtlarda ablamın odadayken bana dediği ve sen gelince söylediği yalanlar var. İyi dinle bunları! Sonrada Gökçe'ye elveda de! Çünkü bundan sonra hiçbirinize iyilik falan yok!" dedim.
O günden sonra bir daha annemle kalmadım. Annem ses kayıtlarını dinlediği gibi ağlayıp özür dilerken ablam sinirden kendini parçaladı. Babamsa her zamanki gibi evde yoktu. İyi biriydi ama bize babalık yapamıyordu.
Mesela babam Seren ablagille yine şehir dışındayken ben evden kaçıp birkaç gün Cemregilde kalmıştım. Sonra bir restorantta çalıştım. O sıralar 18 yaşını geçtiğim için annemgil hiçbir şey diyemiyordu. Sonra Cansu'nun babası bir ev aldı. Üçümüz uzun bir süre orada yaşadık. Babam şehir dışından döndüğünde benden çok özür diledi. Hem çalışıp hem okumayayım diye güzel bir ev aldı. Kızlarla oraya taşındık. Sonra Cemre, annesi o sıralar başka bir şehirde yaşadığı için oraya mesleğini öğrenmeye gitti. Bense annemgilin bir ara beslememe izin verdiği sonra Sevim teyzeye verdiği Miya'yı geri aldım.
Anneme ses kaydını dinletip Cemregilde kalmaya başladığımda Çağrı'yı seviyordum. Adı aşk mıydı bilmiyorum ama çok fazla seviyordum. Dışarıdan ne kadar soğuk görünsede tanıyınca asla öyle biri değildi. Ama babamın bana ev aldığı günden ve birkaç hafta sonra öğretmenlik okumaya başladığım andan itibaren geçmişi unutup yeni bir sayfa açmıştım.
Çağrıysa geçmişte kalmıştı.
BÖLÜM SONU~
Selamm:)))
Gökçe'nin geçmişi...
Oy vermeyi unutmayınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİLİTLİ KAPI
AventuraGökçe'nin sıradan fakat çok güzel bir hayatı var. Ama hala farkında olmasada kısa sürede hayatı bir hız treni hızında değişicek. Buna kimse engel olamıyacak. Peki, her şey zaten altüst olurken birde tramvaları gün yüzüne çıkmaya başlarsa? Bütün sevd...