Ege, "Ben sana çok aşığım Cemre!" diye bağırdı.
~Cemre bir Ege'ye bir bana baktığında gülümseyerek başımı salladım. Oysa Ege'ye sarılıp çığlık attı.
Çığlığı korkudan mı sevinçten mi bilmiyorum ama büyük ihtimalle korkudan.
Sonunda gondoldan indiğimizde Emre'de dahil herkes Ege ve Cemre'ye odaklandı.
Cemre üstlerindeki gözleri fark etmiş olacak ki, "Bende sana çok aşığım Kaplan!" diye bağırdı.
Aynı anda Nehir, Cansu, Alp, Kuzey ve ben birbirimize sarılıp zıplamaya başladık. Emre bize gülüp sonunda bizimle zıplamaya başladığında Ege ve Cemre kendi aralarında çok farklı bir alemdeydi.
"Öpüşebilirsiniz utanmayın." diye bağırdı Nehir.
Ege Cemre'den ayrılıp gülerek bize doğru geldiğinde Cemre ne yapacağını bilemedi. Ben ve Cansu onun yanına gidip zıplamaya başladığımızda gülerek bize eşlik etti.
***
Dönme dolaba binme hatta çiftler halinde binme fikri Alp'ten çıktığında ilk önce Cansu ve Emre bindi. Sonra Alp'le ben. Bizden hemen sonra Kuzey'le Nehir. En sonda Ege ve Cemre bindi.
Kuzey, Nehir, Alp ve ben tabiki de onların baş başa ne yaptığına bakacaktık. Normalde oturmamız gereken yere dizimizi koyduk ve Ege'yle Cemre'yi izlemeye başladık.
İlk önce ne yapmaları gerektiğine şaşırmış olsalarda nihayet kendi aralarında bir şeyler konuşmaya başladılar. Ege sürekli gülümserken Cemre anlattığı şeyden utanıyor gibi elleriyle oynuyor ve yere bakıyordu. Cemre'yi böyle çok az gördüğümüz için Kuzey bana doğru döndü ve ne anlama geldiğini bilmediğim kaş göz haraketleri yaptı. Ona kafa salladım ve tekrar önüne döndüğümde Alp'le göz göze geldim.
"Sence ne anlattı? "
"Valla abla her şeyi anlatmış olabilir."
"Senin sevgilin vardı ne oldu?"
"Öyle. Duruyor işte."
"Yok, niye çağırmadığını sordum."
"Çağırsa mıydım?"
"Tabiki de."
Alp bana kararsız bir şekilde bakarken, "Yarın bir yerlere gideriz biz." dedi.Onu daha fazla sıkmak istemediğim için başımı salladım.
Dönme dolapta en yüksek noktaya geldiğimizde hemen Cansu ve Emre'ye doğru döndük. Cansu Emre'nin göğsüne yaslanmış bir şeyler diyordu.
"Özel hayatın gizliliği diye bir şey yok muydu?" dedi Alp gülerek.
"Arkadaşım onlar benim. Yok öyle bir şey." dedim.Arkama dönüp Kuzey'e baktım ama Cansu ve Emre'ye odaklanmıştı. Gülerek Nehir'e baktığımda o da Kuzey'e bakıyordu. En sonunda benle göz göze geldiğinde gözümle Kuzey'i işaret ettim. Gülerek Kuzey'i dürttüğünde Kuzey, iki gözüde açılabileceği kadar açılmış bir şekilde ona baktı. Nehir gülerek bir şeyler söylediğinde Kuzey kaşlarını çattı. Beni görmeden tekrar Cansu ve Emre'ye baktı. Bende onlara döndüğümde Cansu ve Emre neredeyse öpüşücekti.
Alp'e dönüp gözünü kapattım ve, "Sen bakma daha yaşın küçük." dedim. Sonra Kuzey'in sesini duyunca elimi çektim ve hemen oturmak zorunda kaldık. Çünkü Kuzey, "Oha! Oha!" diye bağırdı.
Nehir'de hemen Kuzey'in kolundan tutup onu oturttu. Hemen ardından Cemre ve Ege aşağıya doğru baktığında kimse bir şey olmamış gibi davranıyordu. Ben Alp'le bir şeyler konuşuyormuş gibi yaparken Kuzey ve Nehir etrafa bakıyordu.
Cemre'yle Ege kafasını çektiğinde bizde en aşağıdaydık. Biraz yukarı çıktığımızda yine Cemre ve Ege'ye baktık. Ege bir elini Cemre'nin beline koymuştu. Diğer eliyle de onun saçıyla oynarken Cemre'de tamamen Ege'ye dönmüştü. Çok geçmeden dudakları birbirine değdi. İlk önce Alp'le sonra Nehir'le göz göze geldim. En sonda Kuzey'le ama ikimizde birbirimize çok şaşırmış gibi bakıyorduk. Zaten amacımız bu değil miydi?
"Çüş! Doğduğunuzdan beri bu anı mı bekliyordunuz!?" diye bağırdım ama duymadılar. Alp gülerken Kuzey'de bağırmak için bir hamle yapmış olmalı ama Nehir eliyle Kuzey'in ağzını kapattı ve onu zorla oturttu.
Tekrar en yukarı çıktığımızda Emre ve Cansu'nun burunları birbirine değiyordu. Sonra birinin sesini duydum. Ege'nin.
"Ayıp değil mi lan insanları gözetlemek?" dedi Ege.
"Ne ayıbı lan? Kardeşimsiniz siz benim. Ne ayıbı?" dedi Kuzey.
"Bize de baktınız mı?" diye sordu Ege bu sefer de.
Hepimiz aynı anda, "Baktık." dediğimizde Cemre gözlerini kocaman açarak Ege'ye baktı. Ege'de gelişi güzel kafa sallayıp tekrar oturdu."Ayıp!" diye bağırdı Cansu.
Bu sefer ona döndüğümüzde Nehir, "Aa asıl size ayıp. İnsanların içinde." dedi kınıyor gibi yaparak.
"Konuş be!" diye bağırdı Alp.***
Dönme dolap maceramız bittiğinde de Çağrı'nın attığı mesajlara baktım.
Mavi gözlü sevgilim: Güzelim.
Bebeğim.
Gök gözlüm.
Tatlım.
Bir fotoğraf gönderdi
Bak abimin yanına geldim.
Akşam seni alırım bir şeyler yaparız.
Hatta herkes kendi evine gidecek bu akşam.
Ben: Cemre ve Ege sevgili oldu!!!!!!!!!!
Birde Cansu'nun sevgilisi var yanımızda.
Bi' Tuğrul'la Murat eksik.
Çağrı mesajlarıma bakana kadar su almaya gideceğimi söyledim. Alp'te peşimden geldiğinde suyu alacağımız yerin yakınlarında kimsenin olmadığını gördüm ve arka tarafta biri yere düştü. Alp'le koşarak oraya doğru gittiğimizde
"Ellerinizi kaldırın!" diye bir ses duyduk. Sesin geldiği yöne baktığımda simsiyah giyinip maske takmış bir adam gördüm. Alp'i arkama doğru çektiğimde, "Abla! Çekil!" diye bağırdı.
Sonra arkamdanda bir ses duydum. "Yürüyün!" dedi ve ensemde silahın ucunu hissettim.
"Alp'e silah dayama sakın!" diye bağırdım.
"Yürü o zaman!"
"Alp'e dayadığın silahı çek!"
"Ölüceksin lan! Yürüsene kadın!"
"Kardeşime dayadığın silahı çek!" diye bağırdım son sesimle. Silahın ucuyla kafama vurucağını anladığımda hemen eğildim. Önümüzdeki adam gelip ellerimi tuttu ve ağzıma bir bant yapıştırdı. Aynısını Alp'e de yaptılar. Ama tek fark ona silah dayamadılar.Beni yürütmeye çalışan adamın dizine topuğumla vurdum. Elindeki silahı alıp Alp'i tutan adama doğrulttum. Adam Alp'i ittirdiğinde ağzımdaki bantı söktüm ve, "Alp kaç!" diye bağırdım. Hemen bizim çocuklara söyleyip geri geleceğini biliyordum. Sadece o zamana kadar adamları oyalamam gerekiyordu. Lunaparkta silah sıkamayacakları için rahattım. Çünkü silah sesi duyulduğu an güvenlik görevlileri gelirdi.
Alp beni ikiletmeyip koşmaya başladıklarında biri ağzıma bir şey tuttu ve gözüm karardı.
Tekrar gözümü açtığımda elim ve ayağım bir sandalyeye bağlanmıştı.
BÖLÜM SONU~
Selamm:)))
Bölüm nasıldı??
Oy vermeyi unutmayınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİLİTLİ KAPI
AdventureGökçe'nin sıradan fakat çok güzel bir hayatı var. Ama hala farkında olmasada kısa sürede hayatı bir hız treni hızında değişicek. Buna kimse engel olamıyacak. Peki, her şey zaten altüst olurken birde tramvaları gün yüzüne çıkmaya başlarsa? Bütün sevd...