OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
Bu bölüm giriş kısmında şiddet içeren bir sahne bulunmaktadır. Ayrıntılı değildir. Kurgu gereği yazılmıştır.
(Viktor)
Arabadan indiğimde soğuk akşam rüzgârı tenime değip geçti. Depoya adım attığımda her şey tek bir hedefe odaklanmıştı: ihanet. Hırsızlık, bana yapılacak en büyük hakaretti. Ellerim cebimde ilerlerken, adamlarımdan birkaçı bana eşlik ediyordu. İçeri girdiğimde, Modya karşımdaydı. Kolları sandalyeye sıkıca bağlıydı, bir gözü tamamen kapanmış, vücudu titriyordu.
Sakin ama tehditkâr bir sesle, "Modya," dedim, adını soğukkanlılıkla fısıldayarak. "Bana neyin peşinde olduğunu anlat."
Adamın korkusu gözlerinden okunuyordu. Önce kekelemeye başladı, sesindeki korkuyu bastırmak için çırpınıyordu. "Patron... Paraya ihtiyacım vardı... Mikhail Voronin beni kandırdı."
Voronin. O isim zihnimde çakan bir şimşek gibiydi. Baş düşmanım. O ve ailesiyle aramızda nesillerdir süren bir hesaplaşma vardı, ama her seferinde kendini aşıyordu.
"Paraya mı ihtiyacın vardı? Paranın bedelini ödeyeceksin Modya." Sesimdeki öfke, buz gibi soğuk ve tehditkar bir kararlılık taşıyordu. İhaneti affetmezdim, affedemezdim. Benim için sadakatsizlik en büyük günahtı.
Modya panik içinde yalvarmaya başladı. "Patron, lütfen... Ne isterseniz yaparım. Hatamı düzelteceğim. Yalvarırım." Sözleri anlamsızdı. "İkinci şans, zayıflar içindir," dedim alçak sesle.
Ona son bir bakış atıp arkamı döndüm. Ony, soğuk ve ifadesiz bir şekilde ileri çıktı. Ölüm meleğim harekete geçerken, sessizce çıkışa doğru yürüdüm. Andrei ve Armen arkamdaydı. "Patron, bu gece bale gösterisine gidecek miyiz? Bayan Alina'dan davetiye geldi." diye sordu Andrei, hafif bir alayla.
Durdum ve ona sorgulayıcı bir bakış attım. Alina Sokolova'nın ismi zihnimde yankılandı. Alina, yalnızca Bratva'nın sadık askerlerinden Boryenk'in kızıydı. Boryenk, güvenilir ve cesur bir adamdı, Bratva'daki yerini sağlamlaştırmıştı. Alina ile çocukluğumuzdan beri tanışıyorduk. O bana umutsuzca aşık olsa da ben ona hiçbir zaman karşılık vermedim. Ama onun balerin olma hayalini bildiğimden, babası Boryenk için onu desteklemeye karar verdim. Alina'nın gösterilerine ara sıra giderek ona destek olsam da aramızda asla romantik bir bağ oluşmadı.
"Bakarız," dedim, sesimde bir ilgisizlik tonuyla.
Arabaya bindiğimde, elimdeki kurt dövmesine göz gezdirdim. Volkov... Kurt. Ailemizin sembolüydü. Güç, sadakat ve kararlılık. Biz Volkovlar böyleydik. Yaşadığımız travmalar, her birimizi soğuk ve sert bireyler yapmıştı. Bu dünyaya doğmuştum ve içinde büyümüştüm. Henüz beş yaşındayken eğitime başladım, fakat bu dünyanın gerçeklerini tam olarak kavramam, travmalarla oldu.
Yaşamım, çocuk yaşta yaşadığım acılar ve trajedilerle şekillendi. Büyükbabam öldüğünde on babam öldüğünde on beş yaşımdaydım. Babamın ölümünden sonra üzerime düşen sorumluluk, genç yaşta acımasız ve stratejik bir lider olma yüküydü. O an, genç yaşımda hayatımın tüm yönlerinin acımasız ve karanlık bir dünyada döndüğünü fark ettim. Bu ruhumda derin bir yara açtı. Fakat annem öldüğünde... içimdeki karanlık büyüdü. On yedi yaşındaydım ve annemi kaçıran Romanovlar'dan intikamımı aldım.
Ama güçlü değildim. Henüz. Bu dünyanın kralına gittim, cesaret ve kararlılığımdan etkilendi. Bana yardım etti, desteği hep üzerimdeydi. Kısa sürede yükseldim, artık sahiden güçlüydüm. İçimdeki karanlıkla yaşamayı öğrendim, iyileşeceğim düşüncesi, Anna'ya kadar boş bir umut gibi görünüyordu.
Anna hayatıma girdiğinde, karanlık dünyamda bir ışık gibi parladı. Anna, Bratva'nın karanlık dünyasının dışında, zarif ve masum bir kadındı. Onu ilk gördüğümde, kalbimde uzun zamandır fark etmediğim duygular yeniden canlandı. En kısa sürede evlendik.
Bir yıl süren harika bir evlilik ve beklenen bir bebek, hayatımda bir mucize gibi parlıyordu. Ancak bu mutluluk uzun sürmedi. Bir gece, işime yönelik büyük bir baskın sırasında, evimin hedef alındığını öğrendim. Geri dönerken, her şeyin yerle bir olduğunu ve Anna'nın kaçırıldığını fark ettim. Eve büyük bir saldırı düzenlenmişti. Ben bir tuzağa çekilmiştim.
Anna ve bebeğimi bulmak için geçirdiğim tüm gece sabaha kadar uğraştım. Sabah aile dostlarımdan biri kötü haberi verdiğinde tamamen yıkıldım, umut ışığım söndü. 22 yaşında, hayatımın en büyük kaybıyla yüzleşirken, sevdiğim kadının ve bebeğimin yokluğu kalbimi tamamen dondurdu.
Sonra sadece işe yöneldim. Daha güçlü ama daha acımasız birine dönüştüm. İçimdeki boşluk ve hüzün asla eksilmese de artık Volkovlar korkulan bir aileydi. Ve ben artık karanlıktaydım.
Kulübe yani Volk'a geldiğimde kendimi kısa bir süreliğine işin içine attım. Ama bu gece düşüncelerimden kaçamayacağımı biliyordum. Geçmişi hatırlamak sadece acıyla yüzleşmekti. Karanlığın pençeleri beni yeniden içine çekiyordu.
"Andrei," dedim, sesi karanlık ve kesin. "Gösteriye gidiyoruz. Ve Voronin'in hamlesine de karşılık vereceğiz. Yakında."
Andrei hafifçe gülümsedi, "Da, chyornyy volk. (kara kurt)."
Bir gün herkes bedel öderdi. Voronin de ödeyecekti. Bu savaşta kazanacak olan tek kişi vardı: Volkovlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku ve Dans: Vera
RomanceRUS MAFYA LİDERİ VIKTOR VOLKOV İLE BALERİN VERA VASILIEV... BİR MAFYA/ROMANTİZM KURGUSUDUR. BU HİKAYE YALNIZCA KALBİNİZİ DEĞİL, RUHUNUZU DA ISITACAK. ROMANTİK. TUTKULU. BAŞ DÖNDÜRÜCÜ. BU KİTAP KARANLIK DANS SERİSİ BİRİNCİ KİTABIDIR. Eğer tutkulu aşk...