OY VE YORUMLARINIZLA DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM ARKADAŞLAR.
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Her yenilik kötü değildi. Yalnızca cesaret gerektiriyordu."
Alarm sesiyle uyanırken içimde bir huzursuzluk vardı. Sorularımın yanıtlarına bir an önce kavuşmak istiyordum. Saat yediyi geçmişti ve hızlıca yataktan kalkıp hazırlandım. Dün bana yardımcı olan hizmetçi gelip beni yemek odasına indirdiğinde, Yulia teyze ve ailesiyle tanışacağım anın gelmiş olduğunu fark ettim. Bayan Yulia Kuznetsova'nın eşi Gavrel, kızları Olga ve onun soğuk, tehditkâr görünümlü eşi Sergey Voronin...
Sergey diğerleri gibi değildi. Sıcak ve nazik görünümün ardında gizlenen bu buzdağı, bakışlarını bıçak gibi üzerime saplıyor, hiç durmaksızın beni izliyordu. Ona bakmamaya çalıştım, ama soğukluğu her şeyi gölgeliyordu. Neyse ki kahvaltı esnasında fazla konuşmadı, fakat varlığı bile rahatsız ediciydi.
Yemekten sonra Yulia teyze, beni büyükannemin mezarına götürmeyi teklif etti. Kabul ettim. İçimde hâlâ bir burukluk vardı, çünkü onu hiç tanıma fırsatım olmamıştı. Çiçeklerimi bıraktıktan sonra sessizce dua ettim. Sonra büyükannemin evine geçtik. Küçük ve şirin bu ev, Yulia teyzenin zengin malikânesinin yanında oldukça mütevazıydı. Ama bu evde, tanıdık bir sıcaklık vardı.
Kapıyı açan Ivan ve Ekaterina Petrov, büyükannemin sadık yardımcılarıydı. İçeri girdik, sıcak bir çay eşliğinde Yulia teyze konuyu açtı.
"Vera, burada kalmayı düşünür müsün?"
Bu soru beni beklenmedik bir ağırlığın altına sokmuştu. Kalmak mı? Rusya'da mı? Kalbim hızla atmaya başladı.
"Bilmiyorum, Yulia teyze. Henüz karar vermedim."
O ise sakin ve bilge bakışlarıyla cevap verdi: "Kalmanı çok isterim, çünkü anlatacaklarım var. Acele etmeye gerek yok. Zamanla her şeyi öğreneceksin ama önce mirastan bahsetmeliyim."
Yulia teyzenin söyledikleri beni derinden sarstı. Büyükannem, bu evi, arazileri ve büyük bir serveti bana bırakmıştı. Hiçbir beklentim yoktu, ama bir anda hayatımın tüm dengesi değişmişti. Kabul etmekte zorlanıyordum, ama başka çarem de yoktu. Bu miras, belki de geçmişimle yüzleşmek için bir fırsattı.
"Peki annemle babam?" dediğimde, bakışlarını kaçırdı. "Bu konuyu sonra konuşalım Vera. Ama onların büyükanneni çok üzdüğünü söyleyebilirim."
Daha fazla sormak istesem de bir şey beni durdurdu. Yulia teyze bir süre sessizce beni izledi. "Vera, büyükannen seni çok sevdi. Seni tanıyamamış olabilir, ama her zaman seni düşündü. Eğer burada kalırsan, köklerini bulma şansın olacak. Ayrıca Bolshoy Tiyatrosu'nda dans etme fırsatını da kaçırmamalısın."
Bolshoy... O sahnede dans etmek bir balerinin en büyük hayaliydi. Ve ben, bu hayali gerçekleştirmek üzere bir adım uzağındaydım.
"Böyle bir şey mümkün mü?" Sesim, hayret ve umut arasında sıkışmıştı. Yulia teyzenin dudaklarında sabırlı bir gülümseme belirdi.
"Elbette. Büyükannen seni araştırırken ne kadar yetenekli ve büyüleyici bir balerin olduğunu fark etmiştik. Katıldığın gösterilerde iz bıraktığını ve büyük sahnelerde başarıyla dans ettiğini biliyoruz. Büyükannen seninle gurur duymuştu, Vera."
Kalbim bir anlığına sıkıştı. "Sahiden mi?"
"Evet," dedi Yulia teyze, sıcak bakışlarıyla bana güven aşılayarak. "Şimdi, neden yeni bir başlangıç yapmayasın? Belki de geçmişinle yüzleşme zamanın gelmiştir. Ne dersin?"
İçimde fırtınalar koparken bir yandan Bolshoy'da dans etme fikri beni büyülüyordu. Bolshoy... O sahnede olmak, bir balerin olarak en yüksek noktaya ulaşmak demekti. Ama bu, sadece bir başarı değildi benim için. Bale benim için her şeydi; bir kaçış, bir sığınak, nefes alabildiğim tek yerdi. Sahnedeyken, içimdeki karmaşayı, yalnızlığı, kimsesizliği bir an olsun unutabiliyordum. O anlarda sadece Vera oluyordum; geçmişten, acılardan, kimlik karmaşasından uzak, saf ve özgür Vera.
Şimdi önüme böylesine büyük bir fırsat çıkmıştı. Sadece dans etmek değil, aynı zamanda büyükannemle ve kendi köklerimle gerçek bir bağ kurma şansıydı bu. Fakat bununla birlikte gelen sorumluluk ve zorluklar da gözümün önündeydi. Kalmak ve yüzleşmek cesaret istiyordu, ama Frannie ile Jack'i geride bırakma fikri bile içimi acıtıyordu. Onlar olmadan burada nasıl devam edebilirdim? Fakat bir yanım, köklerimi merak ediyordu; ait olduğum yerin burası olup olmadığını, geçmişimde saklı sırları...
Belki de kimsesizliğim ve yalnızlığım biraz olsun azalacaktı. Kalmalıydım. Gerçeklerimle ve geçmişimle yüzleşmeli, kimliğimi bulmalıydım. Bu bir maceraydı; cesaret, fedakârlık ve korkularımla yüzleşmemi gerektiren bir yolculuktu. Ve bu kez geri adım atmamalıydım.
Yulia teyze gözlerimdeki kararsızlığı fark etmişti. "Düşünmek için zamanın var, Vera. Ama unutma, her şey senin elinde. Ve ben buradayım, sana yardım etmek için."
Başımı salladım, gözlerimde kararsızlığın izleri. "Tamam, Yulia teyze. Düşüneceğim."
"Ne karar verirsen ver, seni destekleyeceğim."
"Teşekkür ederim," dedim, içimde hafif bir minnet dalgası yükselirken. Sonra, salona şöyle bir göz gezdirip tekrar ona döndüm. "Burada kalabilir miyim?"
Yulia teyzenin yüzünde şefkatli bir ifade belirdi. "Elbette sevgili kızım. Eşyalarınla birkaç gün sonra buraya taşınmana yardım ederim. O birkaç gün boyunca yanımda dinlenirsin, burası da hazır olur. Ayrıca büyükannenin avukatıyla da vasiyete dair işlere bakmamız gerekecek."
"Peki, Yulia teyze." Bu yeni hayatın başlangıcı mıydı, yoksa sadece kısa bir duraklama mı? Bunu henüz bilmiyordum. Ama içimde bir huzur vardı; en azından bir yere ait olma hissi...
Sonraki birkaç gün dinlenmekle geçti. Her sabah Frannie ve Jack ile konuşuyor, onların beni destekleyici sözleriyle içim rahatlıyordu. Ama New York'taki kariyerimi ve hayatımı geride bırakma fikri hâlâ içimi kemiriyordu. Henüz bir karar vermemiştim. Yine de burada, Moskova'da, kendimi canlı ve özgür hissetmek hoşuma gidiyordu. Belki de her şey göründüğü kadar karışık değildi. Burası bana bir tür yenilenme hissi veriyordu.
Eve geçtikten sonra Yulia teyze, Bolshoy'da bir gösteriyi izlemem için bana bilet göndermişti. Yuri biletle birlikte şık bir kutu getirdi. Kutuyu açtığımda, içinden zarif bir elbise ve muhteşem bir çift ayakkabı çıktı. Yanında bir not vardı:
"Yıldızın hep parlasın Vera. Umarım bu gösteriden zevk alırsın. Yulia."
Yüzümde bir gülümseme belirdi. Bu not, bana bir şeyleri hatırlatıyordu; belki de her yenilik kötü değildi. Yenilikler, insanın hayatına umut taşıyabilirdi. Yalnızca cesaret etmek gerekiyordu.
Cesaretimi toplamaya karar verdim. Bir adım atmak, geçmişle yüzleşmek için.
Ve şimdi, gösteri zamanıydı.
"Geçmişimle yüzleşmekten korkuyordum, ama aynı zamanda her şeyin anlamını bulacağımı da biliyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku ve Dans: Vera
RomanceRUS MAFYA LİDERİ VIKTOR VOLKOV İLE BALERİN VERA VASILIEV... BİR MAFYA/ROMANTİZM KURGUSUDUR. BU HİKAYE YALNIZCA KALBİNİZİ DEĞİL, RUHUNUZU DA ISITACAK. ROMANTİK. TUTKULU. BAŞ DÖNDÜRÜCÜ. BU KİTAP KARANLIK DANS SERİSİ BİRİNCİ KİTABIDIR. Eğer tutkulu aşk...