22

456 16 0
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEĞİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Onun nefesiyle başlayan her an, sanki hayatımın geri kalanını ona adanmaya mecbur bırakıyordu beni. Beni derinden etkiliyordu; ve ben bu hislerin peşinden sürüklenmekten kendimi alıkoyamıyordum." — Viktor Volkov

(Viktor)

Vera'nın sözleri, dudaklarından süzülürken, gözleri tedirginlikle bana çevrildi. Bir an için yanlış bir şey yaptığını düşündü; ama endişelenmesine gerek yoktu.

"Affedersin," dedi alçak bir sesle. Gülümseyerek başımı hafifçe salladım. "Sorun değil. Seni ailemle tanıştırmak benim için büyük bir mutluluk olur." "Hafta sonu uygun olur mu?"

"Olabilir, amca," dedim.

Amcam Vera'ya dönüp masayı işaret etti. Ancak aslında onu anlamaya çalışıyordu.

"Blini'yi beğendiniz mi?"

"Bayıldım," dedi Vera içtenlikle. Amcamın bakışları Vera'nın gözlerinin içinde bir ipucu arıyordu; belki geçmişine dair bir iz, belki de tanıdık bir bakış... Ama hiçbir şey bulamıyordu.

"Sizi evimde ağırlamak büyük bir onur olur. Aşçım çok daha iyisini yapar, sizin için özel bir sofra hazırlatacağım, Vera."

"Teşekkür ederim, Bay Volkov." Amcam, son bir kez bakışlarını bana çevirdi. "Bugün bir ara yanıma uğrarsan sevinirim, Viktor."

"Gelirim amca."

Onun ardından sessizce oturduk. Bu sessizlik, Vera'nın hep içinde bulunduğu ama asla tam anlamıyla kavrayamayacağı bir sır gibi aramızda duruyordu. "Amcanla aranızda bir sorun mu var?" diye sordu, çekingen bir sesle.

"Hayır," dedim kısa ve kesin bir tonda. Ama vardı. Elbette vardı. Ancak şu an Vera'nın bunu bilmesine gerek yoktu. Bu mesele ona ulaşamayacak kadar derinlerdeydi. En azından şimdilik.

"Viktor?" Elini yanağıma koydu, dokunuşu hafif ve nazikti. Parmaklarının sıcaklığı içimde bir kıvılcım ateşledi. Onunla her temasımda bu kıvılcım beni biraz daha içine çekiyordu. Elini tuttum ve avucunun içini yavaşça öptüm.

"Sorun yok, malysh. Kahvaltımıza geri dönelim, olur mu?"

"Ailenden ne zaman bahsedeceksin?"

"Yarın anlatırım." O anda yüzü ışıldadı; içindeki umut ve masumiyet gözlerinde dans ediyordu. Bu kadar saf ve temiz olmasına hayran kalıyordum. "Hadi, biraz daha ye," dedim, ona sıcak bir gülümsemeyle.

Yemek bittiğinde, Vera'nın yorulduğunu fark ettim. Gözleri yavaşça kapanmaya başladı; bedenindeki ağırlık, onu ele geçiriyordu. Arabaya bindiğimizde, içini sessiz bir huzur kapladı. Yol boyunca, bana tatlı bir tebessümle baktı.

"Sana âşık oluyorum, Viktor," dedi aniden, sesi bir fısıltı kadar yumuşaktı. "Daha önce kimseye âşık olmadım... Bu beni korkutuyor."

Neredeyse direksiyon hakimiyetini kaybedecektim. Hayatım boyunca hiçbir şey beni böylesine hazırlıksız yakalamamıştı. Genellikle her durumda kendime hâkim olurdum, ama Vera tüm dengelerimi alt üst ediyordu.

Derin bir nefes aldım, sakin kalmaya çalıştım. Onun söylediklerini sindirmem gerekiyordu. Eve yaklaştığımızda, zihnimde hâlâ onun itirafı yankılanıyordu.
Ama sessizliğim ona farklı bir mesaj vermiş olmalıydı. Gözlerinde beliren hayal kırıklığı, içimdeki karmaşayı daha da derinleştirdi. Evin önüne geldiğimizde artık dayanamadım. Onu kendime çevirdim, gözlerinde yakalayamadığım her şeyi geri almak istercesine dudaklarına eğildim.

Geri çekildiğimde, nefeslerimiz birbirine karışmıştı; o an, baş döndürücü bir sessizlik hâkimdi. Bana şaşkın, masum ve biraz da savunmasız gözlerle bakarken, yüzünü ellerimin arasına aldım. Parmaklarım, her seferinde beni kendine çeken tenine dokunurken, sanki onu sonsuza dek koruyabileceğimi düşündüm—peki karanlık geçmişim buna izin verecek miydi?

"İlk gördüğüm andan beri sana aşığım, Vera Vasiliev," dedim, sesim derin ve kararlıydı. "Büyüleyicisin. Sana tapıyorum. Ne var biliyor musun? Hayatımda ilk kez kelimeler boğazımda düğümlendi. Beni mahvediyorsun, Vera. İçimde kapladığın yer öylesine büyük ki... Ve ben korkuyorum. Seni kaybetmekten, beni bırakmandan delicesine korkuyorum."

Gözleri doldu, ama bu gözyaşları bir umudun ışığıydı.

"Seni bırakamam, Viktor. Bir insan kalbini arkasında bırakıp gidemez ki? Yaşayamaz."

O an, her şeyin anlam kazandığını hissettim. O, benim karanlık dünyamda bir ışıktı, güneşimdi. Ama o ışığın beni ne kadar süre aydınlatabileceğini bilmiyordum. Çünkü karanlığım, ışığını söndürebilecek kadar güçlüydü.

Ona sarıldım, boynunu koklayarak öptüm. Ona her şeyden çok ihtiyacım vardı. Ama ona zarar vermekten korkusu her şeyin üstündeydi. Onun masumiyetini mahvetmekten korkuyordum.

"Yanında kalmak isterdim, ama işlerim var."

"Sorun değil Viktor."

Onun buruk gülümsemesi... Bir yandan kalbime bıçak gibi saplanırken, diğer yandan bu aşkın gerçek olduğunu hissettirdi.

O beni sevmişti. Ama bu sevgiye layık mıydım?

Bu kez o geri çekildi, bakışlarında bir şeyler değişmişti. Kapıyı açtı, inmeden önce bana döndü ve gözlerimin içine baktı. Gözlerimin içine bakarken, sanki kelimelerden daha fazlasını anlamak istercesine, tüm kalbimle ona odaklandım. Aramızda bir sessizlik vardı, ama bu, boş bir sessizlik değildi; içinde sorular, belirsizlikler ve kaygılar barındırıyordu.

"Korktuğun her neyse, anlatmanı bekleyeceğim. Ama benden uzak durmana göz yummam, Viktor Volkov. Hayatımda ilk kez birine âşık oldum. Kalbime bu mutluluğu borçluyum. Ama eğer beni istemiyorsan..." Duraksadı, nefesi boğazında düğümlendi. "O zaman bu şehirden, hayatından giderim. Çünkü sana bu kadar yakınken, sensiz nefes alarak yaşamam mümkün olmayacak."

Bana gerçekten aşıktı. İnanılmaz ama gerçek. Tek kelime bile edemeyecek halde ona bakarken konuşmaya devam etti.

"Umarım yarın bir açıklamayla gelirsin," diye ekledi. "Çünkü bekliyor olacağım."

Arkasından bakarken, onun bu dünyadaki en değerli varlığım olduğunu düşündüm. Kalbim susmuyordu. Vera'ya deli gibi aşıktım.

Evden içeri girene kadar onu izledim. Hayatımda beni bu kadar şaşırtabilen tek kadındı. Gözlerimde beliren bir gülümseme, içimdeki derin hislerin bir yansımasıydı. Vera, hayatımın merkeziydi.

O, benim için her şeydi; kaybolmuş bir ruhu tekrar hayata döndüren bir sevdaydı. Gözlerim onun peşinde, kalbimse onun sıcaklığını özlüyorken, bir an bile ondan ayrı kalmanın verdiği çaresizliği hissediyordum. Fakat gitmeliydim.

Amcamla çözmem gereken bir meselemiz vardı, Vera... O, en büyük zaafım haline gelmişti. Ailem de bunu bilmeliydi.

"Sen benim yalnızca kurtuluşum değilsin, Vera. Sen karanlıkta bana ışık tutan yıldızsın. Ve ben o ışığa tapıyorum." — Viktor Volkov

Tutku ve Dans: VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin