42

196 10 0
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Bir aşkın derinliğini ölçmek, sadece kalbin sınırlarını zorladığında mümkündür." — Vera Vasiliev

(Vera)

Sabah ışıkları odaya süzüldüğünde, yine o büyüleyici manzarayla karşılaştım: Göletin üzerinde beliren ince sis tabakası, ormanın derinliklerinden geri çekilen gölgelerle birleşiyordu. Sanki doğa, gecenin karanlığından sıyrılarak sabahın ilk ışıklarıyla yeniden canlanıyordu. Ancak manzaranın ötesinde beni en çok etkileyen şey, Viktor'un varlığıydı.

Gözlerini yavaşça açıp bana döndüğünde, sabahın ilk ışıklarının gözlerindeki yansımasını gördüm. İçimde bir sıcaklık belirdi; bu, her sabah onun yanında uyanmanın getirdiği bir mutluluktu. Onun varlığı, düşüncelerimi karmaşıklaştırıyor ama aynı zamanda her şeyi daha anlamlı kılıyordu. Yanımda olduğu sürece, bu karmaşa bile huzur vericiydi.

"Günaydın, moye solyntse (güneşim)," dedi Viktor, sesi derin ve yumuşak bir tınıyla. Bu ifade, sıradan bir hitap değildi; onun bana olan sevgisinin sessiz bir ifadesiydi.

"Günaydın, Viktor," diye cevap verdim, kalbim hızla atarken. Gözlerimden onun gözlerine kilitlendim. O anın sonsuza kadar sürmesini diledim.

Viktor, güçlü kolunu belime dolarken beni kendine çekti. Yüzlerimiz birbirine o kadar yakındı ki, nefeslerimiz iç içe geçti. Bu yakınlık, kalbimde tarifsiz bir huzur bırakıyordu. Bir anlık dokunuş, o yoğun öpücük, tüm belirsizliklerimi silip süpürmüş, geriye yalnızca onunla olmanın verdiği güven ve sıcaklık kalmıştı.

Dudaklarımdan uzaklaştığında, elleri belimde hafifçe dolaştı. Her dokunuşu, içimde bir huzur ve sakinlik yaratıyordu. Boynuma bıraktığı yumuşak öpücükler, içimi ısıtırken aynı zamanda bana ne kadar derin bir bağla bağlı olduğunu hissettiriyordu.

Nefesim hafifçe hızlanmıştı, ama Viktor'un da aynı yoğunluğu hissettiğini biliyordum. Bakışlarıma karşılık veren gözlerinde yalnızca tutku değil, beni sahiplenen derin bir sevgi ve kararlılık vardı. Bu anın büyüsü içinde ikimizin aynı şeyleri hissettiğinden emindim. Onunla olmak, her şeyden daha kıymetliydi.

Kalplerin dile geldiği bu an, birbirimize hissettiklerimizi anlatmak için yeterliydi.

Sabahın sessizliği, kapının arkasından gelen tok bir sesle bozuldu. Viktor'un gözlerinde beliren o karanlık hızla dağıldı, yerini hayal kırıklığı ve hafif bir öfke aldı.

"Viktor, uyandınız mı oğlum?" Mischa'nın sesi kapının ardından duyuldu.

Viktor dişlerini sıkarak bakışlarını benden çekti. "Evet, Mischa," dedi, sesi keskin ve kararlıydı.

"Rahatsız ediyorum ama Boris ile Dmitriy geldi."

Viktor yataktan kalkarken, yüzündeki sabırsızlık giderek belirginleşiyordu. Hızla gömleğini giyerken, bana bakışlarını hiç kaçırmadı. Aramızdaki sessizlik gerilimi daha da artırıyordu. Ben de yataktan kalktım ve gömleğinin birkaç düğmesini iliklemeye başladım. O sırada gözleri hâlâ üzerimdeydi, sessizce ama derinden hissedilen bir yoğunluk vardı aramızda.

Son düğmeyi iliklediğimde, Viktor birden belime sarıldı ve beni yavaşça duvara yasladı. Aramızdaki boşluk hızla kayboldu. Dudakları kararlı bir şekilde yeniden dudaklarımı buldu, bu öpücük hem sahiplenici hem de sevgi doluydu. İçindeki yoğun duygu, her dokunuşunda hissediliyordu. Bu derin bağ, onun kontrolsüz tutkusu kadar, içinde sakladığı daha karmaşık hisleri de ortaya çıkarıyordu.

Geri çekildiğinde, alnını benim alnıma yasladı. Nefesi sıcak ve düzensizdi, yüzüme değen hafif bir esinti gibiydi. "Çok güzelsin, moye solyntse... İçimi titretecek kadar," dedi, sesi derin ve içten. Gözlerinde yanıp sönen bir karanlık vardı. "Vera... Kalbimi, zihnimi, her şeyimi ele geçirdin. Beni dağıttın ve yeniden bir araya getirdin."

Sözleri içime dokundu. Viktor'un hissettirdiği bu derin duygular, aramızdaki karmaşaya hiç yardımcı olmuyordu. Bir an durdu, sanki söylemek istediği başka bir şey vardı, ama sonra vazgeçti. Yutkunup yavaşça geri çekildi. Bakışları bir kez daha üzerimde gezindi, sanki her ayrıntıyı zihnine kazıyormuş gibi.

"Amcam seni de görmek isteyecektir. Kahvaltıya kadar hazırlanabilir misin?" dedi bir anda, sesindeki ani değişim beni şaşırttı. Az önceki yoğun duygular, yerini yeniden o tanıdık soğukluğa bırakmıştı.

Hazırlıksız yakalanmıştım. Viktor'un duygularını bu kadar hızlı kontrol altına alabilmesi, bana onun derinliklerindeki karanlığı bir kez daha hatırlattı. "Hazırlanırım," diye mırıldandım, sesim hafif bir titremeyle çıktı.

Viktor başını salladı, kapıya yönelirken bir kez daha bana baktı. Yüzündeki o memnuniyet ifadesi hızla silindi. İç çekerek kapıyı kapattı.

"Aşağıda görüşürüz," dedi, soğukkanlı bir veda tonuyla.

Ben de aynı soğukkanlılıkla cevap verdim: "Olur, Viktor." Ama içimde düğümler vardı, basit sözlerin ardına gizlenmiş bir sızı... Kapı kapanır kapanmaz derin bir nefes aldım. Viktor'un varlığı bile beni tarifleyemediğim duygulara sürüklerken, aramızdaki sorunlar beni bir denklemin içine hapsediyor, denklemi bir türlü çözemiyordum.

Ama... O bağ, aramızdaki sevdanın derinliği o kadar büyüktü ki, bu yoğun çekimi bir kelimeyle tanımlamak imkansız hale gelmişti. Aşk mı, tutku mu, yoksa ikisinin birleşimi mi... Bunu çözmeye çalışmak bile, her anını daha belirsiz kılıyordu.

Yine de Viktor, bir kez daha beni bu karmaşanın ortasında bırakmıştı. Kapı kapanırken, içimdeki belirsizlik giderek büyüyordu.

"İçimi ısıtan bir ateşsin, Vera... Aşksın." — Viktor Volkov

Tutku ve Dans: VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin