Lee Min-ho
D:25/09/1995 - Ö:25/09/2024
Anne Adı: Lee Min-gi
Baba Adı: Lee Seun-lix"Minho orada rahat mısın?" Jisung daha demin gömdüğü bedenin üstüne döktüğü toprağı sıkıyordu. "Şuan anladım bir yakınım öldümü nasıl hissettiğimi." Kalbini tutmuştu genç adam. "Burası varya öldü o da artık yaşamıyor." Göz yaşlarını tekrar salmaya başlamıştı genç adam. "Nasıl bir aptalım inan bende bilmiyorum bekletmek istememiştim aptal gibi eğlenmek istemiştim." Jisung yanında olan hafif atıştırmalıkları mezara gömmüştü. Ne yapacağını bilemiyordu çaresizdi. Minho'nun fotoğrafının üstündeki taşı okşamıştı. Aslında taşı değilde Minho'nun saçlarını okşamıştı. "Sensizde hayat geçmiyor ha güzel iltifatların vardı onları dinlediğimde ne kadar somurtsamda mutlu oluyordum. Minsung ve Felix dayanamadılar ölümüne, İtalya'ya gittiler. Bi ölümün neleri değiştirdi Minho anlatamam. Bir de '85' sayısının gizmeni buldum nasıl olduysa. Sen öldükten sonra 85 ilde patlama oldu. Senin ölümün de diğer insanların ölümüne sebep oldu ama inan bu hiç sorun değil biliyor musun hala seninle gurur bile duyuyorum. Harika bir insansın sen Lee Minho."
"Çok pişmanım keşke seni toprağa koymadan önce daha çok sevebilseydim ama olmadı işte kaderimiz buymuş." Ellerini iki yana kaldırıp dizlerine vurmuştu. "Kore'de insan kalmadı ne yapayım ben burada seni de hiç bırakmak istemiyorum. Ne olacak bana giderken beni düşündün mü Lee Minho?"
/Beni idama sürüklerken beni düşündün mü Han Jisung?
"Haklısın bende seni düşünmedim kendimi ve insanları düşündüm. Çok çok haklısın." Mezarın yanına uzanmıştı Han Jisung. "Orada banada yer ayırsana Minho." Jisung kalkıp köşelerde duran yıpranmış çiçekleri alıp Minho'nun mezarına ilerlemişti. "Bebeğim, yıpranmışlar sorun olur mu?" Yağmur yağmaya başladığında Jisung gülmüştü. Bunlar Minho'nun kaç yıldır tuttuğu yaşlarıydı. "Noldu Minho orayı sevmedin mi yoksa?" Şimşekler çakmaya başladığında Jisung dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Kalk Minho lütfen ayaklanıp yanıma gel yemin ediyorum seni her halinle kabul ederim kalk lütfen.. Bana işaret değil kendini ver lütfen!" Jisung elindeki çiçekleri mezara bırakıp dizlerinin üstüne çökmüştü. "Tanrım! Lütfen Minho'yu orada koru lütfen!" Ardı ardına 3 şimşek çakmıştı. Jisung ne anlama geldiğini bilmesede umutla havaya baktı. Kırmızıya dönen hava rengi Jisung'u gülümsetmişti. Doğa ona Minho'yu unutturmayacaktı. Jisung ayaklanıp mezara el salladı.
"Görüşürüz Minho-ah her gün geleceğim."
Arkasına bakarak gitmişti. Fotoğrafı gördüğünde içi parçalanmıştı. Yağmurun şiddeti arttıkça Jisung'un yürüyüş hızıda artmaya başlamıştı. Yıkık dökük olan yerler çamurdan görünmeyen etraf... Her yer darma dağınıktı. Jisung buraları nasıl batırdıysa düzeltmesini de bilmeliydi.
-
Bir ev bulmuştu gezerken içerisine girdiğinde Minho'nun Leno Palas'taki evi olduğunu fark etti. İçeriye girdiğinde ter temiz kokan Minho'nun kokusunu içine çekmişti. Eşyalara göz gezdirmişti. Minsung'un eşyaları kenarlarda duran bir kaç t-shirtü ile Jisung yine dudaklarını birbirine bastırmıştı. T-shirtü eline alıp Minho'nun kokusunu içine çekmeye başladı. T-shirtteki koku bitmesin diye kenara koymuştu onu Jisung. Minsung'u ve Minho'yu çok özlemişti fakat onları kaybetme sebebi tam olarak kendisiydi. Hakimede içinden bir sürü küfürler savurmuştu. Elbiseleri üst üste koymuş şimdide Minsung'un t-shirtlerini koklamaya başlamıştı. "Sizde benim ailemsiniz.. ama yanımda değilsiniz hiç problem değil."
"Of.. Minsung'uda çok özledim.." Duvarda büyük ve asılı olan tablodaki Minho'ya bakmıştı çok yakışıklı duruyordu. Özlemişti onu da, keşke yanında olsaydı diye dua etmişti Tanrıya. Burası çok soğuk gelmişti ona. Çünkü sevgilisi de mezarda çok üşüyordu. Jisung eline bir kaç örtü aldı ve Minho'nun mezarına tekrar ilerledi.
"Yine merhaba sevgilim bıktırdığım için özür dilerim ama bunlar üşümemen için." Elindeki örtüleri teker teker mezara örttü. "Şimdi daha rahat uyuyabilirsin ha bu arada koyduğum yemeği yemeyi unutma yoksa çok kızarım anladın mı? Hadi görüşürüz güzel yüzünü öptüm sevgilim." Gülümseyerek eve geri ilerlemişti.Jisung fazlasıyla acıktığı için yemek yapma kararı almıştı. Midesi kaldıramayacak durumda olsada yemeği yapmıştı ama masaya yanlışlıkla 3 tabak koymuştu. Tabakları kaldırmamıştı onlara da yemek koyup karşıya koymuştu. Minsung ve Minho onları yiyecekti ama nasıl? Jisung karşısında ilerlemeyen tabaklara bakarak yemeğini yemeye devam etmişti. Telefonuna bakmıştı ama çekmiyordu galerisindeki Minho'nun fotoğraflarına bakmıştı. Şuan onu burada görememek çok üzmüştü onu, Minsung ile Minho'yla da çekildiği fotoğraflarda canını çok yakmıştı. Mezarın yanına gelip o da bir daha uyanmamak isteği ile gözlerini kapatmıştı.
"Sadece güzel sözlerle vedalaşabildik sevgilim."
/;)
Bittii
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murderer or Police? - Minsung
HorrorBir katil ile polisin hikayesidir. - Minsung Kafamda oluşan değişik kurguları buraya aktardım. Lakaplar ve bazı küçük konular 'Killer'den' eserlenmiştir. #keşfet#hikaye#fankurgu#fanfiction#straykids#leeknow#hanjisung#başkomiser#killer#wattpad#leemin...