0.8

322 59 16
                                    

Jeongin, Jisung'un kapısının yanındaki duvara sırtını yaslamış, elindeki kahvelerle beraber stresle ayağını sallıyordu.  İnsanlarla arkadaş olmaya çalışmak onu çok zorluyordu, alışkın değildi böyle şeylere o yüzden ister istemez stres oluyordu.

Bir yandan da Jisung'la arkadaş olma isteği engelleyemiyordu. Ona çok samimi gelmişti Jisung.

Sonunda kapının açılmasıyla sırtını duvardan ayırarak kapıda onu görünce şaşıran Jisung'la göz göze gelmişti. Jisung gülümseyerek "Jeongin?" dedi ve odasından tamamen çıktı.

Jeongin boğazını temizledi. "Şey, selam hyung, ben molanda kahve içeriz diye düşündüm. Yani eğer istersen." Gerginlikle alt dudağını dişledi ve elinde ona aldığı kahveyi uzattı.

Jisung samimi bir şekilde gülümseyerek kahveyi aldı Jeongin'in elinden. Gerildiğini ve çekindiğini fark ettiği için kendisini rahat hissetmesi için ekstra çaba gösteriyordu.

"Teşekkür ederim Jeongin, tam ihtiyacım olan şey buydu şu an. Dışarı çıkalım mı? Çok bunaldım."

Jeongin'in hevesle Jisung'u onaylamasıyla beraber ikili birlikte dışarı çıkarak hastaneden biraz uzaktaki banklara oturmuşlardı. Jeongin, Seungmin onu görmeye geldiğinde de buraya oturdukları için alışıktı artık banklara.

Seungmin'i düşünmesiyle Jisung'la görüşmeye karar vermeden önce onunla yaptığı konuşma geldi Jeongin'in aklına.

"Hyung yüzüne ne oldu, iyi misin?"

Jeongin Seungmin'in özellikle bu soruyu neden sormasını istediğini bilmiyordu, yapısı gereği de çok üstelememişti nedenini ama sorduğunda Seungmin sadece "Bir arkadaşa lazımmış da." demişti.

"İyiyim, bir şeyim yok. Gece yürürken birkaç kişi bilgisayar çantamı çalmaya çalışırken oldu... Bilgisayarıma bir şey olmadı da sanırım yüzümde hâlâ izleri var."

"Evet," dedi duydukları karşısında üzülen Jeongin. "Dudağın patlamış sanırım. Çok üzüldüm, dikkat et lütfen bundan sonra."

Jisung kahvesinden bir yudum almadan önce konuştu. "Ederim balım, teşekkür ederim."

"Bir şey sürüyor musun?"

"Hm, sürüyorum. Evde her şeyi ekstra abartan bir arkadaşın varsa her gün sürmek zorunda kalıyorsun zaten."

Jeongin güldü Jisung'un söylediğine. Jeongin'in sorması üzerine Jisung arkadaşlarını anlatmaya başladı. Konular birbirini açarken Jeongin artık daha rahat hissediyor ve Jisung'a karşı çekinmemesi gerektiğinin farkına varıyordu yavaş yavaş.

Jisung ve Jeongin ikilisi molaları bitene kadar oturarak bir şeyler konuşurken Chan, doktorun söylediklerine uymama konusunda kararlılığını göstermeye devam ediyor ve spor salonunda boks torbası yumrukluyordu.

Hyunjin ve Seungmin arkasında ayrı olarak çalışırken Chan'ı engelleyememiştiler her zamanki gibi. Hyunjin eline geçirdiği boks eldivenleri ile Seungmin'in ona tuttuğu hedeflere vuruyordu.

"Ulan sikeceğim ama," Chan'ın sinirli sesiyle yumruk atmayı durdurması diğer ikilinin de durmasına sebep olmuştu çünkü Chan boks torbasının önüne geçtiğinden beri ilk kez konuşmuştu.

Chan nefes nefese ve alnından akan terlerle Seungmin'e baktı. "Yazmadı mı Jeongin hâlâ?" diye sordu kendisini tutamadan.

"Bakmadım, dur bakayım." Seungmin biraz arkasındaki çantasından telefonunu çıkarıp mesaj gelip gelmediğini kontrol etti. Jeongin'den yeni gelen mesajları görmesiyle "Yazmış lan." diyerek bildirimlere tıklamıştı.

nothing without you, chansungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin