ARKADASLAR 2.5k bolum yazmısım yorum yaparak okuyun lutfn ☹️☹️ oyları da unutmayınnn iyi okumalar!!
...
Jisung sonunda çıkış saatinde hastaneden çıktığı için şükrederken arabasının kapısını açıp içine bineceği sırada kapı henüz yarım bile açılmadan bir el kapının sertçe kapanmasına sebep oldu.
Jisung irkilerek elin sahine döndüğünde Chan'ın çok yakınında olduğunu gördü. Onu görmesi doktoru epey şaşırttığı için gözleri irileşti. Chan'ın bir eli kapıda kalmaya devam ederken Jisung, Chan ve arabanın arasında kalmıştı.
"Chan?" dedi Jisung, hâlâ şu an kullandığı ismine alışabildiği söylenemezdi.
"Jisung," dedi Chan Jisung'u taklit ederek. Bir yandan ne yapacağını da bilmiyor gibiydi. Boğazını temizleyerek kararlı bir edayla konuştu. "Madem benim çalışmama izin vermiyorsun, bundan sonra sen çalışacaksın."
"Ne, nasıl? Anlamıyorum Chan."
"Yüzünün halinin sebebini öğrendim doktor. Diyorum ki bundan sonra çalıştıracağım seni, en azından gelen yumruklardan kaçmayı öğrenirsin."
"Sen mi?" Doktorun gözleri duydukları karşısında biraz daha irileşirken kaşları da havalanmıştı. Chan, Jisung'un bu görüntüsü karşısında gülümsemek istedi ama tuttu kendisini. "Ben, bugün başlıyoruz hatta."
"Bugün mü?"
"Doktor her şeyi tekrar edecek misin böyle?"
"Ne? Hayır, etmeyeceğim. Şaşırdım sadece..." Jisung gözlerini Chan'dan çekerek arabasının nerede olduğuna baktı. "Nerede çalışacağız?"
Chan sırıtıp kafasını yana eğdi. "Sence?"
"Maçlara çıktığın yerse ben gelmiyorum, görüşürüz." Jisung arkasını dönüp arabasının kapısını açacaktı ki hâlâ kapının üzerinde olan güçlü el izin vermedi. Chan, yan dönmüş Jisung'a biraz yaklaşıp "Hadi Jisung." dedi.
Jisung Chan'dan gelen bu teklife şaşırmış olmasına rağmen onunla beraber arabasına bindi biraz yürüyerek. Yorgun hissetmesi onun için önemli değildi şu an, sadece Chan'la biraz vakit geçirmek istiyordu.
"Arabam yok ama," dedi Jisung kemerini takarken. Chan da o sırada arabayı çalıştırmıştı. "Nasıl geleceğim yarın işe?"
"Gidersin bir şekil, orası beni ilgilendirmez." Böyle düşünmüyordu, o kadar da değildi.
Jisung Chan'ın söylediğine inanarak "Chan!" diyerek bağırmıştı. Bir süre sessizce Chan'ın her zaman maçlara çıktığı yere gelmeyi beklediler.
Jisung'un aklından birçok ihtimal geçiyordu neden böyle yaptığıyla ilgili. Kendisinin Chan'ı gerçekten iyi tanıdığının farkındaydı, ona geleceğini biliyordu ve gelmişti de.
Chan yolun yarısındayken sol kolunu cama yaslamış parmaklarıyla dudaklarıyla oynamıştı. Düşünürken otomatik olarak bunu yapıyordu. "Neden 'Chan' demeye başladın bana?" diye sordu sonunda.
Jisung ona dönerek işaret ve baş parmağının oynadığı dudaklarına baktı bir süre. Sonra odağını onlardan almaya çalışarak tekrar yola döndü, yaklaşmışlardı.
"Çünkü herkes Christopher'ı biliyor. Kimse aslında Chan kim bilmiyor, ben dahil. Sen kimsin de bileceksin zaten deme bana sakın. Chris sadece spordayken kullandığın bir isimken sonra özel hayatına da dahil olmuş gibi... Ben Chan'ı merak ediyorum, boks olmadan, kendisi gibi olup bir şeylerden kaçmayan Chan'ı."
Chan eskiden olsa bu sözlerden etkilenmediğini belli etmek için kırıcı birkaç cümle söylerdi doktora, doktor da alınmamış gibi yapar ama kalbi kırılırdı her seferinde. Şimdi sadece susmuş ve hiçbir tepki vermemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nothing without you, chansung
Fanfictionbeni sevmeyi hiç bırakma çünkü sahip olduğum tek şey bu.