Şahgaga koklayarak yaranın olduğu yere geldi. Yarayı koklarken bandajı da kaldırmıştı. Koklamayı bırakıp ürkerek geri çekildi. Hagrid yarama baktığında "Biri seni öldürmek için büyü yapmış Amaris," dedi. Yaram acımaya başladığında Hagrid "Revire gidelim. Ders bitmiştir. Herkes ortak salonlara gitsin." diyerek benimle birlikte revire geldi.
Mcgonagall ve Dumbledore'da gelmişti. Mcgonagall "Bu büyüyü bir öğrenci yapamaz. Dikkatli olunması gereken bir büyü." dedi Dumbledore'a dönüp. Dumbledore düşünceli bir sesle "Dikkatli ol Amaris. Kimin yaptığını bilmiyoruz. Öğrenene kadar yakınındakilere dikkat et." diyerek revirden çıktı. Yarama yapılan büyü beni yavaşça acı çektire çektire öldürecekti.
Revirden çıkıp odama gittim. Hagrid'de büyünün adını dememişti. Snape? Ona sorsam der miydi? Denemekten zarar gelmezdi sanırım. Snape'i bulup büyüyü tarif ettim. Nasıl yapılacağını sorduğumda beni boş bir odaya getirdi. "Asanı çıkar ve dediklerimi tekrar et içinden. Sakin ol. Sarmasius poleme. İçinden iki kere tekrar et."
Dediğini yaptım.
Sarmasius poleme.
Sarmasius poleme.
Yerden bir anda dikenli bir bitki çıktı. Snape masayı işaret etti. "Asanı oraya tut." Asamı masaya doğru getirdiğimde bitki masayı hızla sarıp saniyeler içinde paramparça etti. İçime aniden ağır bir yorgunluk çökmüştü. Yere oturup soluklandım. "Çok zormuş." Ellerimi tekrar kaldırdım. "Ve teşekkür ederim Profesör. Söyleyip yardım ettiğiniz için."
"Sakın buradaki bir öğrenci için bu büyüyü kullanma."
Kafamı onaylar şekilde sallayıp ayağa kalktım. Snape masayı düzeltip kendi büyüyü yaptı. Sakince bana dediklerini yaptı ve sakince bitkiyi yerin altından çıkardı. Sakin olursam daha iyi olurdu. Daha az zorlanırdım.
Küçük resim defterimi cebime atıp yemek için aşağıya indim. Pansy yanıma oturup "Büyüyü yapanın kim olduğunu buldunuz mu?" diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım. Pansy elini omzuma koyup "Kimse kaçışı yok. İllaki bulunacaktır." dedi. Gülümseyerek tabağıma döndüm ve kalan yemeğimi yedim. Kalkacakken Blaise "Amaris! Daha odalarımıza dönmemize çok var. Ortak salona gelsene." diye durdurdu. 10 dakika falan onlarla kalabilirdim. Pansy ve Blaise ile ortak salona gittik. Koltuğa oturup resim defterimde boş olan bir sayfayı açtım. Arkadaşlarıyla şakalaşan Blaise'i çizmeye başladım.
Sürekli hareket ettiği için yüz hatlarını tam ayarlayamıyordum. Yanına oturup omuzlarından tuttum. Resmi gösterdim. "Böyle mi durayım?" Kafamı onaylar şekilde sallayıp geri yerime oturdum. Kalemi Blaise'in üzerine tutup tek gözümü kapattım ve ayarlamaya çalıştım. Arkada beliren Draco ve Astoria'yı görünce içimdeki heveste kaçmıştı.
Onları görmezden gelip Blaise'in yan yüzünü çizdim. Defter küçük olduğu için sadece yüzünü çizebilmiştim. Blaise'in yanına oturup resmi gösterdim. "Yandan böyle mi duruyormuşum? Çok havalı duruyormuşum." diye alayla konuştu. Dikkatlice yırtıp ona uzattım. Giderken Astoria "Bizi de çizsene," dedi. Gülümseyerek karşılarına oturdum.
Defterime "Rica etmeyen kimseyi çizmiyorum," diye yazıp ona uzattım. "Çizdiklerin bunu hak etmiyor," dedi Astoria. Bu kızı öldürmek istiyordum!
Sinirle odama gidip üzerimi değiştirdim ve çiçeklerimle ilgilendim. Daha sonra uyudum.
Kahvaltıya inerken Harry'nin bir yere gittiğini gördüm. Bir şey arıyor gibiydi. Garipti sanki. Harry ilerde duraksadığında birkaç basamak daha indim. Yerde yatan bedenle travmam gözümün önünden film şeridi gibi akıp gitti. Öğrenciler o arada etrafa doluşmuşlardı. Profesörlerde gelmişlerdi. Herkes Harry'den şüpheleniyor olmalıydı. Kendime gelip Harry'nin yanına gittim. Hermione ve Ron da yanımıza gelmişti. Hermione'ye dönüp "Harry'yi gördüm. Bİr şey yapmadı. Önceden olmuş olmalı." diye anlattım.
Dumbledore "Harry odama gel." dedi. Ardından bana dönüp "Sende Amaris." dedi ve odasına gitti. Pansy gitmeden önce yanıma geldi. "Senin suçlanacak bir şeyin yok. Telaşlanma." dediklerine kafa sallayıp Harry'nin kolunu tutup Dumbledore'un odasına götürdüm.
Dumbledore ilk önce Harry'e sordu. "Orada ne arıyordun Harry?"
Harry bir şeyler saklıyordu. "Kahvaltı için inerken gördüm." diye mırıldandı. Ne saklıyordu acaba? Yapmadığına emindim ama davranışları garipti. Dumbledore "Emin misin Harry? Sakladığın bir şey var mı?" diye yine de sordu.
"Yok." dedi Harry sadece. Harry, Dumbledore'un izniyle odadan çıktı. Dumledore bana döndü. "Harry yapmadı değil mi?"
"Hayır, aşağıya inerken gördü. Arkasındaydım. Duraksadığında biraz daha ilerleyip ne olduğuna baktım. Biri bir şey yapmış ama Harry'nin alakası yok Profesör. Asasını bile çıkarmadı."
"Anladım... sorun olmazsa bir soru daha soracağım. Harry ile çok yakınsını-" derken hemen kafamı iki yana salladım. "Aramızda öyle bir şey olmadı ve olamaz Profesör. O benim arkadaşım."
"Tamam, gidebilirsin Amaris." Odadan çıktığımda Harry beni bekliyordu. "Benden şüpheleniyor olmalısın." dedi. Resim defterimi çıkartıp yazdım. "Hayır, sana güveniyorum sakladığın bir şeyler olsada. Seni izledim. O an asanı bile çıkarmamışken yapamazsın. O sakladığın neyse umarım saklamana değer Harry."
"Teşekkür ederim... güvendiğin için. Aslında sesler duyuyordum. Benden başka kimse duymuyor. Garip. Delirmişsin diyebilirsin ama gerçekten duydum. Sesi takip ettiğimde o bedeni buldum." diye açıkladı.
Kağıda hızla "Dumbledore'a demeliydin! Yardımcı olabilirdi." yazdım. "Emin olamadım. Yemekten sonra konuşuruz." diyerek gülümsedi ve kendi masasına geçti. Bende kendi masama geçip yemeye başladım. O kızın bedeni aklıma gelince hızla masadan kalktım. Blaise "Hey! Ne oldu birden?" diye bağırdı arkamdan.
Kızlar tuvaletine gidip yüzümü yıkadım. Aynaya bakmaya korkarak kafamı kaldırdım. Geçmişte kalmıştı her şey. Eskidendi. Küçük çocuktum. Neden hatırlıyordum ki? Ağlayarak suyu kapattım. Tuvaletlerden birine girip kapımı kitledim. Bir süre sonra rahatladığımda aynada gözümde kızarıklık kalmış mı diye kontrol edip tuvaletten çıktım.
Hagrid'in dersi vardı. Şahgaga'dan hala korkuyordum. Harry üzerine nasıl binmişti ki?
---------------------------------------------------------
Tuc'un finalini 8'de atacağım yazım yanlışlarıına bakıp haberiniz olsunn
YOU ARE READING
𝘞𝘈𝘉𝘐-𝘚𝘈𝘉𝘐✧˚ · .𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝗠𝗮𝗹𝗳𝗼𝘆
Fantasy"Ben seni duyuyorum Amaris. Senin sesini hep duydum. Gözlerindeki bakışlar senin sesin. Hiç sesini bilmediğim zamanlarda bile sesini duyuyordum. Bu senin kusurun değil. Olsa bile senin tüm kusurlarını seviyorum. Ben sadece güzelliğine bakarak seni s...