"Ben seni duyuyorum Amaris. Senin sesini hep duydum. Gözlerindeki bakışlar senin sesin. Hiç sesini bilmediğim zamanlarda bile sesini duyuyordum. Bu senin kusurun değil. Olsa bile senin tüm kusurlarını seviyorum. Ben sadece güzelliğine bakarak seni s...
Harry ile şaşkınca bakışırken Hermione ikimizi de "Hadi Dumbledore'un yanına gidin," diye uyardı. Harry ile arkaya gittiğimizde endişeyle Harry'ye baktım. Dumbledore hızla yanımıza geldi. "Kadehe isimlerinizi siz mi attınız?"
Harry hemen "Hayır, ikimizde kadehe isim atmadık," dedi. Mcgonagall "Onları yarışmaya sokamayız. Daha bilmedikleri büyüler var." diyerek bizi korudu. Seçilen büyücülerde şaşkınca bize bakıyordu.
Snape düşünceli bir sesle "Belki de akışına bırakmalıyız," diye fikrini sundu. Mcgonagall itiraz etti. "Onlar bir et parçası değil. Yem edemeyiz. Özellikle Harry ve Amaris..." Mcgonagall sustuğunda bakan konuşmaya başladı. "Kadeh kimi seçtiyse onlarda yarışmada olacak."
Bakan haklıydı kendince. Kadeh kimi seçerse o turnuvaya katılmak zorundaydı.
Bizim tarafımızdan ise kadeh bir hata yapmıştı. Tesadüf müydü yoksa biri bilerek mi yapmıştı?
Hepimiz odalarımıza dağıldık. Bu yarışmaya hazır değildim. Korkuyordum.
Gazeteye resmimizi koyacakları için özenli hazırlanmamız istenmişti. Benim dışarı çıkasım yoktu, gazeteden bahsediyorlardı. Pembe kazağımla gri eteğimi giyindim. Saçlarımı açık bırakıp kahvaltıya indim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Herkes Harry'nin hain olduğunu yazan kartlardan takmıştı. Benimle alakalı kimse bir şey yazamamıştı. Slytherin'de istenmesem de onlardan biriydim. Slytherin'deki birine bir şey demek tüm binayı karşına almak demekti. Kendi içimizdeki kavgalar dışında kimse Slytherin'de ki birine bir şey demeye cesaret edemezdi. Herkes birbirini korurdu ve şuan beni koruyorlardı.
Keşke Gryffindor da Harry'yi korusa.
Yarım yamalak kahvaltımı yaptıktan sonra Harry ile Rita Skeeter'ın yanına gittik. Boş boş o kadınl konuşmaktansa Snape'in dersini tercih ederdim.
Boş geçen saatlerin sonunda Harry ile bahçeye çıktık. Herkesin Harry'ye hain gibi ithamlarda bulunması hoşuma gitmiyordu. Harry'nin de morali bozuldu açıktı. Biri önümüzde dikilip Harry'ye alayla baktı. "Nasıl ismini kadehe attın Harry? Bize de taktik versene!" dedi alayla. Sinirle asamı çıkartıp kıza doğrulttum. O boktan çenelerini kapatmaları lazımdı.
Kızı fareye dönüştürüp onun yaptığı gibi alayla baktım. Arkadan Snape'in o tam zamanlamasında gelen sesiyle arkamı döndüm. "Ophelia asanı derslerde kullansan daha iyi olur." diyerek kızı geri insan haline döndürdü. Deli göz Moody'de buradaydı.
Kız insan haline döner dönmez üzerime yürüdü. "O bir Slytherin'li. Hufflepuff'lıların bir Slytherin'liye yaklaşmasının imkanı yok." Pansy bana gülümseyerek göz kırptı. Hufflepuff'lı olan kız hemen benden uzaklaşıp okula girmişti.
Snape iç çekerek "Bu sefer ceza yok diye o asanla birini dönüştürdüğünü görmeyeceğim." dedi ve Moody ile içeri girdi.
Harry ile ormanın içine girip gölün kenarına oturduk. Harry taşları göle atıyordu sinirle."Ron, isimlerimizi bizzat kendimizin koyduğunu düşünüyor. Bizim koyduğumuzu nasıl düşünebiliyor ki?!"
