"Ben seni duyuyorum Amaris. Senin sesini hep duydum. Gözlerindeki bakışlar senin sesin. Hiç sesini bilmediğim zamanlarda bile sesini duyuyordum. Bu senin kusurun değil. Olsa bile senin tüm kusurlarını seviyorum. Ben sadece güzelliğine bakarak seni s...
Herkes pür dikkat gelecek hayvanı bekliyordu. İlerde beyaz kürklü, sırtı yeşil otlarla kaplanmış gibi olan elf kulaklı kurta baktım. Utanarak Hagrid'in yanına geldi. Çok tatlıydı! Henüz yavru olmalıydı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yeşil gözleri yerdeydi. Hagrid yanına gelen hayvana baktı. "Adı Kont. Utangaç olduklarına bakmayın. Özgür olmayı severler. Özgürlüğünü hiçbir şey kısıtmalayamaz ama bir ihtimal birine bağlanırlarsa çok sadıktırlar. O kişiyi ölene kadar korurlar. Çok belli etmeselerde koruyorlar." Draco ona yaklaşacağında "Ve onlara izinsizce dokunanları aşırı belli ederek yaralarlar." diye gizliden laf soktu Draco'ya. Gizli olmamıştı sanki.
Draco göz devirerek "Bu hayvanı öldürsem teşekkür eder utanarak. Bu mu yaralayacak? Özür diler birde!" dediğinde Kont ona yaklaştı. Draco hızla geriye çekildi. Goyle korkuyla ona tekme atacakken yerdeki taşı Goyle'ın kafasına attım. Hızlıca Kont'un yanına gidip kafasını okşadım. Goyle sinirle "Iy, birde bu hayvanı seviyor!" dedi. Hagrid gelip Kont'u öğrencilerden uzaklaştırdı.
Hermione'ye dönüp "Yemek yapan bir hayvan istiyor sanırım," dedim ellerimi kaldırarak. Hermione güldüğünde "Katılıyorum," diyerek beni destekledi. Geri yerime geçtiğimde Hagrid, Kont hakkında biraz daha bilgi verdi.
Akşam yemeğini yerken karşımda Hufflepuff masasında kolu sarılı olan Cedric ile göz göze geldik. Dudaklarımı oynattım. "Hala geçmedi mi?"
İki yana kafa salladığında Pansy kolumdan dürttü. "Diggory'yle mi konuşuyorsun?" Kafa sallayarak yemeğimi yemeye devam ettim. Yemekten sonra odama gidip çiçeklerime su verdim. Onlarla ilgilendikten sonra ortak salona gittim. Pansy bir kutu getirmişti. Beni görünce gülümsedi. Kutuyu açıp ortaya 4 renkten oluşan bir şey serdi. Ardından eline çark aldı. Üçümüze dönüp oyunu anlatmaya başladı. "Bu çarkta hangi uzvunuzun hangi renge koyacağını çevirip buluyoruz. Dördümüz olacağımız için daha zor olacak. Eğlenceli. Örneğin Draco çarkı çevirdi diyelim. Çark sol elini maviye, sağ elini kırmızıya, sağ ayağını yeşile, sol ayağını da sarıya koymasını istedi. Draco da istediği kişiye mesela Amaris'in kazanmasını engelleyecek şekilde renklere basacak. Anlamadıysanız da kutunun arkasını okuyun lütfen. Daha nasıl anlatabilirim?"
