17. Bölüm: ÜÇÜNCÜLÜK MAÇI

15 5 4
                                    

Cedric ağrıyan koluna rağmen oyundaydı ve aracıydı. Kolunu daha kötü yapacaktı. Zaten üçüncülük maçıydı. Neden oyundaydı ki? Dinlenebilirdi. 

Hufflepuff 20 puanla öndeydi. Maç heyecanlı geçiyordu. Ravenclaw ataklarını tam yapamıyordu. Savunmada çok iyilerdi ama Hufflepuff savunmayı zorda olsa geçiyordu. Hufflepuff büyük ihtimalle kazanacaktı. 

Cedric ve diğer arayıcı topun peşinden gidiyorlardı. Cedric bir anda duraksadı. Gidemiyor gibiydi. Kafamı yan tarafa çevirdim. Draco bir şeyler söyleniyordu. Sanırım Cedric'e büyü yapıyordu. Bu büyüyü nereden öğrendi ki?!

Asamı çıkartıp Profesörlerin göremeyeceği şekilde Draco'ya büyü yaptım. Draco bir anda beyaz gelinciğe dönüşmüştü. Gülmemek için yanaklarımı ısırdım. Cedric'e döndüğümde diğer arayıcı topu yakalamıştı bile. 

Ravenclaw birbirini tebrik ederken Draco'ya baktım. Blaise ve Pansy bağıra bağıra gülüyorlardı. Draco ise sinirle onlara bakıyordu. Onu tam göremediğim için biraz yaklaşıp geri insana dönüştürdüm. Saçları dağılmıştı. Yerden kalkıp bana döndüğünde ikizlerin arasına geçtim. Draco saçlarını düzelterek yanıma geldi. "Ophelia!" 

Fred ve George'un koluna girdim. Fred "Yine ne için geldin Malfoy?" dedi bıkkınca. Draco öfkesine hakim olmaya çalışarak "O sevgili arkadaşınız beni gelinciğe dönüştürdü!" dediğinde ikizler bana baktı. 

"Cedric'e büyü yapıyordu!" George dediğimi Draco'ya tercüme etti. "Cedric'e büyü yapıyormuşsun. Bir dakika, ne?!" George şaşkınca bana baktığında kafa salladım. 

"Bundan babamın haberi olacak Ophelia!" diyerek sinirle bana baktı. Baba kuzusu Malfoy! 

Fred'e döndüm. "Ona babasından korkmadığımı, eğer derse de bundan Snape'in de haberinin olacağını söyler misin?" Fred dediklerimi Draco'ya dediğinde Draco çekip gitti. George "Snape seni suçlu bulacak. İddiasına var mısın?" dediğinde kafasına geçirdim. 

"Snape'e der miyim sence?

George kafasını tuttu. "Acıyor ama artık! Yavaş vurur insan." Vurduğum yeri okşayıp öptüm. George trip atarak "Affettim," dedi. Gülerek Hermione'nin yanına gittim. İkizler benim abim gibiydi. Üçlü de benim sırdaşımdı, arkadaşımdı. Onlar olmadan bu okulu çekemezdim. 

Hermione "Şimdide final maçı var. Sence kim kazanır?" diye sordu heyecanla. Maçta Ron'da vardı. Bol bol onu izleyecekti. 

"İki takımda iyi ama Slytherin kazanacak gibi. Hile yapmasalar bile Gryffindor'dan iyiler. Harry biraz zorluyor onları. Ayrıca Slytherin genellikle Gryffindor'u yeniyor." diye fikrimi belirttim. Hermione, sahaya çıkan Ron'u izlemeye dalmıştı. Gülerek sahaya döndüm. 

Draco sahaya çıkarken Astoria ona gülümseyerek bir şeyler dedi. Sinirlendiriyordu sanki. Kıskanıyordum. Malfoy'u kıskanıyordum ve onun çok seveni vardı. Hepsini kıskanmak saçlarımı beyazlatıp teker teker dökerdi! Oturup ağlayacağım resmen. Önceden bir kez daha Draco'ya hisler beslemiştim. 3. senemdi ve hemen unutmuştum. 

Yeniden aşık olmak zorunda mıydım?

Baloda Astoria ile öpüştüğünde içimde oluşan hafif sinirlenme, derslerde büyü denerken Draco bana baktığında yapamam, Draco'nun resmini çizmek yerine sadece izlemek istemem... Ağlıyacağım şimdi! Lanetler olsun!!

Yağmur yağmaya başlamıştı. Biz oturduğumuz için yağmur gelmesede oyuncular ıslanıyordu. Ve Draco'nun saçları hafif dalgalı haline dönüyordu. Anormal derecede yakışıyordu dalgalı saç. 

Draco topu yakalamak için süpürgenin üzerinde yürümüştü ve yakaladığı gibi yere düşmüştü. İyi olup olmadığına bakmak için gideceğimde Astoria koşarak gitti. Draco'nun yüzünü elleriyle sardığında yüzüm düştü. Ayrılmamışlar mıydı? Draco ile göz göze geldiğimizde Astoria'nın elini yüzünden çekti. Belli olmayacak şekilde sırıttım. Slytherin çoğu zaman olduğu gibi şampiyondu. 

Sahadan çıkıp kimsenin olmamasını fırsat bilip yağmurun altında durdum. Su damlaları yüzümden akıp boynuma süzülürken duyduğum sesle gözlerimi açtım. "Hasta olacaksın." 

Cedric haklıydı hasta olacaktım ama önemi yoktu. Yağmur huzurlu hissettiriyordu. "Huzurlu hissediyorum," dedim dudaklarımı oynatarak. Cedric yanıma yaklaştı. "Hasta olunca burnunun akmadığı günleri özleyeceksin," diyerek omzuma ceketini bıraktı. Gülümseyerek ona baktım. Gerek yoktu aslında. Yanlış anlaşılmasını istemiyordum. Sevinçle dışarı çıkan Slytherin takımına baktım. Artık kırk gün kırk gece kutlarlardı. Cedric ile içeri girdik. 

Arkadaşları onu çağırdığında bana dönüp "Görüşürüz," dedi. Gitmeden kolundan tutup omzumdan ceketini alıp uzattım. "Teşekkürler." 

"Önemli değil." Arkadaşlarının yanına gittiğinde bende ortak salona gittim. Okumadığım bir kitap bulup okumaya başladım. Kitaba dalmışken içeri bir anda gürültüyle Slytherinliler girdi. Korkuyla onlara baktım. Hayvan gibi dalınır mı öyle?!

Odama gitsem daha iyi olacaktı. 

Tabi Pansy izin verir miydi? Pansy "Hemen odana gitme. Akşam sadece Slytherin'lilerin olacağı küçük bir parti olacak. Sende gel. Yalnız takılmayı bırak." dedi neşeyle. İtiraz etmeme izin vermeden "Partiye kadar anca hazırlanırız. Birlikte ne giyeceğimizi seçelim hadi!" diyerek koluma girdi. 

Beni kendi odasına getirip yatağına oturttu. Dolabındaki tüm elbiseleri çıkarttı. "Hangisini giymek istersin?" Çok fazla siyah... biraz açık renkte giyinmez miydi? "Doğru! Sen pek siyah giyinmezsin. Mavi tarzı bir elbisem var. Hemen göstereyim bekle." 

İnce askılı, kısa bir elbise çıkardı dolabından. Çok dekoltesi yoktu. Yine de küçük bir partiye abartı değil miydi?

 Yine de küçük bir partiye abartı değil miydi?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Pansy kağıt kalemi önüme koydu. Hemen "Abartı olmaz mı? Küçük bir parti dedin." yazdım. 

Pansy okuyup elimden tuttu. "Saçmalama! Küçük dediysem de pijamayla gitmelik bir partiden bahsetmedim." Ayağa kaldırıp üzerime tuttu. "Ben banyomda değiştiririm. Sen burada değiştir." diyerek kendine de elbisesini alıp banyoya gitti. 

İç çekerek elbiseyi giyindim. Uyumak varken partide ne yapacaktım!? 

Pansy de üzerini giyinip geldi. "İstersen partiye gitmek yerine bu gece burada kalalım." Dediğine şaşkınca baktım. Gülerek "Çok yakışmış yani. Erkek olsam kesinlikle sana aşık olurdum. Belki kısmetin açılır bu gece," dedi. 

Kağıda "Kısmetim sanırım kapalı kalmaya devam edecek." yazdım. "Sen kapatıyorsun bence," diyerek topuklu ayakkabılarını çıkardı. Ardından tarak alıp saçlarımı taradı. Açık bırakmayı sevdiğim için taradıktan sonra kendi saçını taradı ve saçını at kuyruğu yaptı. "Cedric'te sana karşı hoşlanır gibi. Ona da bir şans verebilirsin." 

Saçmalama dercesine baktım. "Çok ciddiyim. Bir erkek özellikle onun gibi efendi birisi her kıza kolay kolay ceketini vermez." Ayakkabılara dönüp gümüş renkte topuklu ayakkabı uzattı bana. Ayak numaralarımız aynı olduğu için olmuştu. "Teşekküre gerek yok. Bunlar her arkadaşın yapması gereken şeyler." Gülerek ayağa kalktım. 

Ortak salona gittik. 

Geri dönmek için geç değildi bence.

------------------------------------------------

Bayadır bölüm atmıyordum ÖZLEMİŞİM CİDDİ CİDDİ

𝘞𝘈𝘉𝘐-𝘚𝘈𝘉𝘐✧˚ · .𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝗠𝗮𝗹𝗳𝗼𝘆Where stories live. Discover now