8. Bölüm: ÇİÇEKLER

21 5 15
                                    

Hermione'nin yanında otururken uyuya kalmışım. Mırıltı sesleri duyunca hemen uyandım. Hermione yavaş yavaş uyanıyordu. Heyecanla ayağa kalktım. Hermione "Her yerim ağrıyor!" diyerek doğruldu. Sarılıp alnından öptüm. Onu çok özlemiştim.


Hermione'yi odasına götürdükten sonra kendi odama gittim. Odama gittiğimde her şey alt üst olmuştu. Çiçeklerim parçalanmıştı. Ağlayarak çiçeklerimi topladım. Neden biri odamı bu hale getirmişti? Özellikle neden çiçeklerime zarar verme gereği duymuştu ki? 

Ortak salona gidip çiçeklerim için boş bir vazo buldum. Vazonun içine çiçeklerimi koyarken arkamdan bir ses geldi. "Ne oldu?" Mavi gözleriyle merakla bana bakan Draco'ya döndüm. Kafamı bir şey yok anlamında sallayarak odama doğru yöneldim. Draco kolumdan tutup "Bu kadar çiçeği bir vazoya koyamazsın. Dallarını kıracaksın." diye uyardı. Haklıydı ama saksılarımdan eser yoktu. 

Beni anlamayacağını bilerek bir şey demeden odama gittim. Toprakları temizlerken Draco elinde iki tane büyük vazoyla geldi. Yanıma oturup kalan çiçekleri içine koydu. "Odan cidden çok farklı." Slytherinli birine göre aşırı tatlıydı. Tavanım sarmaşıklarla, duvarlarım tatlı tablolarla, odam pembe pembeyken ve üstüne neredeyse her yerde çiçek varken Slytherinlilerin bunu garipsemesi kadar normal bir şey yoktu. Bu yüzden kimse yanımda kalmak istememişti. Çok fazla tatlıydı.

(Oda biraz daha büyük ve çiçekli ama en uygun fotoğraf buydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Oda biraz daha büyük ve çiçekli ama en uygun fotoğraf buydu. Öyle hayal edebilirsinizz.)

Draco odamı temizlememde yardım edip daha sonra kendi odasına gitmişti. Ağlamaktan ona teşekkür bile edememiştim. Yatağıma yatacakken battaniyemin altında bir not buldum. 

Umarım çok ağlamamışsındır. Azıcık dağıtayım demiştim ama kendimi kaptırdım sanırım.

Notu masamın üzerine koyup yattım. Sabah küçük bir paketin içine annemin bana verdiği yılanlı yüzüğü koydum. Simsiyah bir yılandı ve benim tarzım değildi. Tam Draco'luktu. Takmazdı bence ama yine de gece çok yardım etmişti. Kahvaltı için aşağıya inerken notu da cebime attım. Slytherin masasına gidip Draco'nun yanına oturdum. Hediye paketini önüne koydum. Yanlış anlaşılma ihtimaline karşı notta yazmıştım.

Yardımın için teşekkür edememiştim. Hediye vermek istedim. 

Ron'la göz göze geldiğimizde anlamsızca baktı. Hermione bana döndüğünde ona her şeyi açıklayacağımda Astoria bir not attı önüme. 

Umarım iyisindir:D

Yazısı odamı dağıtan kişinin yazısına benziyordu. Cebimdeki notu çıkarıp yazılarına baktım. Aynısıydı! Zaten ondan başka kim yapardı zaten? Ayağa kalkıp Astoria'nın yanına gittim. Asamı boynuna dayadım. Harry "Amaris!" diyerek yanıma geldi. Tüm çiçeklerimi parçalayan birine acımayacaktım. 

Astoria alayla "Sen büyü yapmayı da mı biliyorsun?" dediğinde elektrik vermeye başladım. Snape hemen gelip beni Astoria'dan uzaklaştırdı. Astoria'nın burnundan kanlar hızla akarken Snape onu iyileştirecek büyüleri söyleyerek onu iyileştirmeye başladı. Mcgonagall hayal kırıklığı içinde bana bakarken Snape "Odama gel hemen Amaris." diyerek odasına doğru gitmeye başladı. 

Fred yanıma gelip "Kütüphaneye gel. Seni bekliyor olacağız." dediğinde kafa sallayıp Snape'in odasına gittim. Snape çok öfkeli görünüyordu. "Neden birden bire Astoria'yı öldürmek istediğini söyler misin?"

"Gece odama gittiğimde tüm çiçeklerim parçalanmıştı. Odam dağıtılmıştı. Ve birde not bırakılmıştı. Astoria'nın yazısıyla aynı. Zaten bunu yapacak tek kişi o."

"Bunu bana söyleseydin ona elektrik vermeden bu işi halledebilirdik Ophelia!" diye sinirle konuştu. 

İç çekerek "Özür dilerim," dedim. "Notları bana ver Ophelia." diyerek elini uzattı. Notları ona uzatıp odasından çıktım.

Kütüphaneye giderken Snape'in buraya doğru geldiğini duydum. Derse girmem gerekiyordu ama ben burada Harry'lerle buluşmaya gidiyordum. Görürse bunun içinde ayrı kızardı. Büyük bir odaya doğru gidip kapının kilidini açıp içeri girdim. Kapı deliğinden Snape'in gittiğinden emin olmaya çalışırken boynumda ıslaklık hissettim. 

Yutkunarak üç başlı köpeklere baktım. Sakince kapıyı açıp hızla dışarı çıktım. Snape'in gittiğine şükrederek koşarak kütüphaneye gittim. Herkes boynumdaki salyalara bakıyordu. Gerçekten iğrençti! 

Harry'lerin yanına oturduğumda George bana peçete uzattı. "Bu ne böyle?" dedi salyalara bakıp.

 Hermione bana döndü. "Buradaki herkes artık işaret dilini biliyor. Ben olmadığımda yalnız hissetme diye öğrettim."

Gülümseyerek George döndüm. "Köpek salyası. Hemde üç başlı." 

George iğrenerek "Nereden buldun üç başlasını?" diye sordu. Diğerlerine de dönüp "Snape'i gördüm gelirken. Bir yere saklanayım dedim. Derse girmediğim için azarlayacaktı birde. Her neyse ben onun gittiğini izlerken köpekler beni ısırmak için hazırlanıyorlardı. Ve sanki... bir şey koruyorlardı."  diye açıkladım. 

Ron bıkkınca "Ben daha dünü atlatamadım. Yenisine hazır değilim." diye homurdandı. "Dün ne oldu? Soramadım." diyerek Harry'e baktım.

Harry "Basilisk'i öldürdük Ron'la birlikte. Tom Riddle'ın yani Voldemort'un günlüğünü parçaladım. Asıl konu senin neden Astoria'yı öldürecek kadar sinirlenmenin nedeni." dedi ve ellerini önünde birleştirdi. 

"Gece Hermione'yi odasına bıraktıktan sonra odama gittim. Her şey dağılmıştı. Ve özellikle çiçeklerim parçalanmıştı. Bunu Astoria'nın nasıl anladın hemen demeyin şimdi. Bir not vardı. Nottaki yazı tipiyle Astoria'nın sabah verdiği nottaki yazı tipi aynıydı. Zaten bunu yapacak tek kişi oydu!

Ginny düşünceli bir sesle "Malfoy yapmış olamaz mı?" diye sordu. Fred bir anda "Birde sen ona hediye verdin Amaris!" dedi. Bu kadar darlanmak yetmez miydi? "Draco bana odamı toplamamda yardımcı oldu Ginny. Neden yapmış olsun ki? Ayrıca yardım ettiği için verdim hediyeyi. Onun tarzındaydı." dediklerimle Hermione "Onun tarzına hakimsin sanırım." diye mırıldandı kulağıma doğru. Ters bir bakış attım Hermione'ye. 

Fred sırıtarak bakınca ayağa kalktım. "O sarışına asla aşık olmayacağım. Bana öyle bakmayın. Her türlü iddiaya bile girerim." dedim kendim emin şekilde. Ron "Asla dememeliydin. Asla dediğin her şeyi yapıyor insan." diye uyardı. Draco kan ayrımı yapan, zorba, sinir bozucu biriydi. Bana bile zorbalık yaptığı oluyordu! Ona aşık olmak kabuslarımda bile yoktu. 

Fred ve George gülerek "50 galleon. İddiasına var mısın?" diye sordular. "Varım." 

George "2 ay içinde aşık olmazsan paranı vereceğiz." dedi. Kafamla onaylayarak "Benim Snape'in saçma iksir dersine yetişmem lazım. Görüşürüz." dedim ve hızla Snape'in dersine gittim. Sınıfa girdiğimde Astoria asamı yere fırlattı. Onunla uğraşmayacaktım. Asamı geri alacakken beni de yere düşürmüştü. Masanın üzerinde duran çiçek bir anda dallarıyla Astoria'nın saçını tutup benden uzaklaştırmaya başladı. Snape içeri girdiğinde yerdeki asamı alıp ayağa kalktım ve Pansy'nin yanına oturdum.

Snape bir Astoria'ya birde bana bakıp "İkiniz de bir cezayı hak ettiniz. Amaris sen gümüşleri parlatacaksın Astoria sende bitki bilimi sınıfındaki çiçeklerle ilgileneceksin." dediğinde alttan alttan Astoria'ya gülmeye başladım. Çiçeklerime zarar verdiği için bu cezayı vermişti ona. Snape yanıma yaklaştığında gülmeyi bırakıp önümdeki iksir şişelerine baktım. Herkes iksirlere bakarken Snape kulağıma doğru fısıldadı. "Girilmesi yasak olan kütüphaneyle bir alakan var mı Ophelia?"

---------------------------------------------------

Sizce Snape anladı mııı??

𝘞𝘈𝘉𝘐-𝘚𝘈𝘉𝘐✧˚ · .𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝗠𝗮𝗹𝗳𝗼𝘆Where stories live. Discover now