9. Bölüm: İDDİA

24 4 10
                                    

Buz kesmiştim resmen. Yalan söylemek konusunda iyi değildim. Draco'dan nefret ediyorum! Sakinliğimi korumaya çalışıp kafamı olumsuz anlamda salladım. "Yeni haberim oluyor. Alakam yok Profesör." 

Snape şüpheyle bakıp derse döndü. İksirlerle uğraşarak ders bittiğinde Fred ve George iki yanımı sardı. Onlarla birlikte yürürken Fred "İksir kokladın mı? Şu sevdiğin şeylerin kokusunu aldığın?" diye merakla sordu. Hayır anlamında kafa salladığımda George iç çekti. "Malfoy için iddiaya girdiğimize inanamıyorum ama iddia iddiadır. Bunu halledeceğiz." 

"Noelden sonra hem sizin Ravenclaw ile maçınız hem de bizim Hufflepuff ile maçımız var. Eğlencesine düzenlenen bir turnuva olsada sizi finalde yeneceğimizden eminim." diye konuyu dağıtmaya çalıştım. Slytherin'i desteklemesemde konuyu dağıtmam lazımdı. Malfoy hakkında konuşmak istemiyordum artık!

Fred gülerek "Siz önce Hufflepuff'ı yenin. Onlar boş değil." dedi alayla. Sırıtarak "Harry'e mi güveniyorsunuz?" diye sordum ellerimi kaldırıp. "Biz tamamen iyiyiz Amaris. Ama diyorsanki Malfoy daha iyi... sen bilirsin." diyerek Fred ile güldü George. 

Önlerine geçip trip atarak Harry'lerin yanına gittim. Ron halime gülerek "O asla kelimesini kullanmayacaktın. Konu Malfoy'lar bile olsa iddia girerler." dedi. İç çekerek kendimi Hermione'nin yanına attım. Asla kelimesini bir daha asla demeyeceğim.

Kehanet dersinde Harry'nin yanına oturdum. Ron ve Hermione'nin birlikte oturması için.

Profesör oradan oraya gezerken önümüze geldi. Kürelerimize bakıp bana döndü. "Sakladığın bir şeyler var." Bu kadından korkuyordum! Nasıl görüyordu böyle şeyleri?! Sakladığım şeyin kötü bir şey olduğunu anlamışa benziyordu. "Böyle bir şey sakladığını düşünmemiştim." diyerek diğer öğrencilerin yanına gitti. Harry tereddüt ederek "O sakladığın şey travman mı?" diye sordu. 

"Evet."

Biz konuşurken Profesör, Hermione'nin hoşuna gitmeyecek bir şey demiş olacak ki Hermione sinirle küresini yere atıp sınıftan çıkmıştı. Hızla ayağa kalkıp giderken Profesör "Siz nereye gidiyorsunuz Bayan Ophelia?" diyerek durdurdu. 

"Sakladığım şeyleri arkadaşıma anlatmaya gidiyorum Profesör." Sahte bir gülümsemeyle Hermione'nin yanına gittim. Yanına oturup ona döndüm. "O kaçık Profesörün dersinden çıkmamalıydın. Snape'e diyebilir."

"Desin. Snape belli etmesede beni seviyor. En kötü bir ceza verecektir." Hermione gülümseyerek baktı. "Bu kadar rahat olma. Snape'in davranışları her an değişebilir. Daha gümüş parlatacaksın farkında mısın? Şimdiden başlaman gerek. Bir oda dolusu gümüş var." 

Lanet olsun! Benim daha cezam vardı. Ayağa kalktım. "Haklısın, şimdiden başlamam lazım! Görüşürüz." 

Gümüşleri parlatacağım odaya girdiğimde daralmaya başladım. Bu kadar gümüş nereden çıktı? Asamla bir şeyler deneyecekken Mcgonagall "Asasız yapacağınızı söyledi Profesör Snape." diye uyardı. Asamı geri cebime koydum.

"Sabaha kadar bitmez burası," diye isyan ettim.

Mcgonagall yanıma yaklaştı. "Yapabileceğim bir şey yok ama odana birçok çiçek koydum Amaris. Sulama işlerini falan yaparsın artık." Gülümseyerek ona bakarken sıkıntıyla nefes verdi. "Amaris dikkatli ol. Ve mümkünse yapabileceğin büyüleri sakla. O yasaklı büyüyü bildiğini de biliyorum ve asla onu bildiğini kimseye söyleme." 

Dediklerine anlamsızca bakarken o kapıya yöneldi. "Ailene dahi söyleme Amaris. Bu senin iyiliğin için." Mcgonagall gittiğinde dediklerini düşünmeye başladım. Neden bir anda öyle demişti ki? 

𝘞𝘈𝘉𝘐-𝘚𝘈𝘉𝘐✧˚ · .𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝗠𝗮𝗹𝗳𝗼𝘆Where stories live. Discover now