11. Bölüm: MASKE

23 4 9
                                    

Voldemort... karşımda duran Voldemort'a baktım korkuyla. Bana doğru bir adım attı. "Korkma Amaris. Diğerleri gibi travmanla dalga geçmeyeceğim. Ya da senin konuşamaman hakkında dalga geçmeyeceğim." 

Panikle kafamı iki yana salladım. Camımın önündeki çiçeğe baktı. "Doğa senin tarafında. Sen kimin tarafındasın?" O fark etmeden asamı çıkarttım. Tam büyü yapacakken beni engelledi. "Bunu görmek isteyeceğinden eminim. Gel buraya." Asam yoktu. Karşı koyamazdım. Korkarak yanına gittim. Aşağıda Dumbledore ve Harry ölüm yiyenlere karşı tekti. Neler oluyordu? 

Dumbledore bir anda ortadan kaybolup Harry'yi yalnız bıraktığında dışarı çıkmak için yeltendim. Voldemort beni tuttuğunda çatıdan Fred düştü. Ağlayamaya başladığımda Voldemort "Dumbledore'a inanıyor musun Amaris? Harry'yi kullanıyor ve senin güçlerini kısıtlıyor." dediğinde kafamı inatla yana salladım. 

İçeri ağlamaktan gözleri şişmiş Hermione girdi. Voldemort'u umursamadan yanıma geldi ve asasını boğazıma dayadı. "Bize yardım etmedin. Onların tarafını tuttun!" Ne olduğunu anlamadan acıyla kıvranmaya başladım. 

Ter içinde uyandığımda Narcissa yanımdaydı. Elindeki suyu uzattı. "Hiçbir şey yok. Harry gayet iyidir. Kabustu." dedi nazikçe gülümseyerek. Sudan birkaç yudum alıp derin derin nefes verdim. Narcissa yanıma oturup saçımı okşadı. "Hep bir kızım olsun istemişimdir ama... sonra vazgeçtim. Draco yeterince bela." O gülsede dediklerinin altında bir şey yattığına emindim. Üzüldüğü belliydi bir şeylere. 

Defterime bakınırken Narcissa arkasındaki masadan defter ve kalem uzattı. "Özel bir konu aslında ama Draco, Astoria'yı gerçekten seviyor mu? Size bahsetmiştir belki." Narcissa yazdığımı okudu ve "Bana onun hakkında bir şey anlatmayı sevmiyor. Arkadaşları hakkında da bir şey anlatmaz. Sadece dün bize geleceğinizi söylediğimde senin odana bir tane çiçek koymamı söyledi. Çiçeklerin olmadan yapamadığını söyledi." dedi.

Şaşkınca baktım. Draco Malfoy benim için çiçek mi koydurtmuştu odama? Güneş tutulması gibi! Narcissa gülümseyerek "Sandığın kadar seni önemsiz görmüyor bence." diyerek saate baktı. "Kahvaltı hazırdır. Ben gidip eksik var mı ona bakayım." O gidince bende ayağa kalkıp duş aldım. 

Dolabımdan yeşil bir elbise seçtim. Uzun kolluydu ve ev orta sıcak olduğu için beni yakmazdı.

 Uzun kolluydu ve ev orta sıcak olduğu için beni yakmazdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saçlarımı hızlıca tarayıp açık bıraktım. Kahvaltı için aşağıya indiğimde babam gecenin hesabını sorarcasına bakıyordu. Annemin karşısına oturdum. Draco'da yanıma oturduğunda gergince kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltıdan sonra annem "Draco'ya derse çalıştırmayı unutma Amaris." diye hatırlattı. Draco yanıma gelip "Çalıştıracaksan odamdayım." diyerek önden odasına gitti. 

Ayağa kalkıp ev cinlerine yardım ettim. Dobby gülümseyerek "Yaralarım iyileşti." dedi ellerini göstererek. Eline bakarken Lucius geldi. O vurmadan önce Dobby'nin önüne geçtim. "Dobby her günki gibi içtiğim çaydan getir." diyerek gitti Lucius. Dobby'ye gülümseyerek Draco'nun odasına gittim. Kapıyı çalıp içeri girdim. 

Draco elindeki gazeteyi kapatıp "Bir tane daha sandalye alıp geliyorum, bekle" dedi ve sandalye almaya gitti. Köşedeki küçüklük resimlerine bakmaya başladım. Annesiyle olduğu fotoğraflarda hep mutluydu, gülümsüyordu ama babasının olduğu resimlerde hep ciddiydi. 

Güldüğü bir resmi elime alıp baktım. Çok tatlıydı şimdiki haline kıyasla. Haline gülümserken Draco içeri girdi. Resmi masanın üzerine bırakıp sandalyeye oturdum. Önüme kalın bir kitap koydu. Heyecanla kitabı açtım. Ona sadece temel ve püf noktaları söyleyecektim. Bitkileri sevmediği için aklında bu kadarı zor kalırdı. Önümdeki parşömene yazmaya başladığımda bir tane yeni gördüğüm bitki ilgimi çekti. Bitkiyi incelerken Draco da yazdıklarımı okuyup kendi defterine not ediyordu. 

(Arada temsili resimleri koyacağım yine eehheh)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Arada temsili resimleri koyacağım yine eehheh)

Not işleri bittikten sonra Draco'nun önüne boş sayfa koyup "*** bitkisinin özelliklerini sayabilir misin?" yazdım. Draco düşünüp birkaç özelliğini saydı. Ardından yazdığı notlara bakmaya çalıştı. Kalın kitabı kafasına geçirdim. Draco kafasını tutarak "Saçım!" dedi. Saçlarına baktı aynadan daha sonra bana döndü. Sınavda çıkması muhtemel soruları sorarak akşama kadar çalıştırdım. 

Dayanamayıp "Tamam bu kadar yeter! Bitki kelimesini duymak bile istemiyorum. Midem bulanıyor! Birde sen bunların hepsini ezbere biliyorsun." diye homurdandı. Gülerek elimle bir dakika işareti yaptım. Odama gidip muggle ürünü olan bir maske getirdim iki tane. Draco "O ne? Muggle eşyası mı?" diyerek sorgulayıcı bir bakış attı. 

Kafamla onaylayıp birini açtım. Hello kitty dedikleri oyuncağın şekliyle maske yapmışlardı. Pembe pembeydi. Yüzüme maskeyi koyduğumda Draco'ya yaklaştım. "O pembe şeyi yüzüme dokundurtmam!" İnatla yaklaşıp yatağının üzerine çıktım. Draco duvara yapıştığında dikkatlice yüzüne geçirdim maskeyi. Draco iğrenir gibi yapıp "Yüzümde izi kalmayacak değil mi?" diye sordu. 

Hayır anlamında kafamı sallayıp bir adım geriye çekildim. Ona fazla yaklaşmıştım ve sevgilisi vardı. Sandalyelerden birine oturup kitaplıktan bir kitap aldım. Safkanlarla alakalıydı. Bu çocukta kan takıntısı vardı! Bende safkandım ama böyle değildim!!

Kitabı aldığım gibi yerine koydum. Narcissa odaya girdiğinde yüzümüzdekilere baktı. Draco'nun yüzünü görünce güldü. "Bunlar da ne?" Draco "Muggle maskesi. Amaris zorla yaptı." diye homurdandı. Gülümseyerek yüzüne bakarken Narcissa elindeki içecekleri masanın üzerine koydu. "Biraz cilt bakımından zarar gelmez Draco. Homurdanmada teşekkür et. Hem ders çalıştırıyor hemde bakım yapıyor. Hiçbir öğretmen bunu yapmaz." Narcissa dalga geçip gittiğinde Draco yanıma oturdu. "Ne zaman çıkacak bu?" 

Saate baktım. Çıkartma zamanımızda gelmişti. Yüzündeki maskeyi çıkartıp elimle yüzünde kalanları yedirdim. Daha sonra kendi yüzümdekini çıkarttım. Narcissa'nın getirdiği içecekleri içerken kalem alıp kağıda dayanamayıp "Astoria'yı gerçekten seviyor musun?" yazdım. Draco okuduktan sonra bana döndü. Soru onu germiş gibiydi. "Seviyorum."

"Ama onun kokusunu iksirde almadın."

İçeceğini de alıp ayağa kalktı. Cama doğru ilerleyip duvara yaslandı. "Herkesin içinde demek istemedim." Anladığıma dair ses çıkartıp içeceğimi bitirdim. Odasından çıkıp kendi odama gittim. Üzerime hırka alıp ayaklarıma botlarımı geçirdim. Dışarı çıkıp yağan karın keyfini çıkartmaya başladım. 

------------------------------------------------------

Bölüm atmayı unutuyordum 😭

𝘞𝘈𝘉𝘐-𝘚𝘈𝘉𝘐✧˚ · .𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝗠𝗮𝗹𝗳𝗼𝘆Where stories live. Discover now