Yüzbaşı Akman onbaşıların terfi edilmesinden sonra emri altındakileri erleri, komutanları topladı. Binbaşı terfi sonrası Tortugun ahalisine gerekli bilgileri duyurmuştu. Akman'a, Yüzbaşı olarak gece nöbeti devredilmişti. Bu gece nöbetleri sırayla bir Yüzbaşıya düşüyor, adamları obanın dört bir yanına yayılıyordu. Havanın batmasına üç-dört saat kalmış, adamlarını obadan biraz uzak mesafeye götürmüştü. Onbaşılar ve tüm birlik vardı. Erler hizaya gelmiş, onbaşılar ise Akman'ın önünde dizilmişti.
Toyda verilen kararı onuruna yedirememişti Akman. Hatta Yüzbaşı Aybars Hıncal Beye doğru yürürken saldırmaya yeltenmesini keyifle izlemişti. "Bir kişi daha öldü saysam yeridir" dedi içinden. Hıncal Beyi neredeyse Yıldıray kadar çok severdi. Çocukken hayranlıkla baktığı bir adamdı. Savaş konuşmalarının hiçbirini kaçırmamıştı. Çocukken gizli saklı akınlara gittiği zamanlarda bile yakalanma tehlikesini göze alıp birliğe olabildiğince yaklaşırdı Hıncal'ın konuşmalarını dinlemek için. Böylesine bir kararın fikir sahibi olması, kendisinin Yüzbaşı olmasını engellemesi ona karşı bütün hayranlık ve sevgisini yitirmesine yetti. Bunca yılın sadakat ve hayranlığı bir toyda gidivermişti. Otağdan aşağı inerken artık hiçbir şeyin aynı olmayacağını hissetmişti. Birçok insan onu bırakıp gitmişti bu acundan. Şimdi ise doğup büyüdüğü bu toprakları terk etme düşüncesi onu yiyip bitiriyordu. Yaşamaya değer ne kalmıştı ki artık gidip de başka diyarlarda güvende olmak için çaba sarf etsin. Tek yaşamaya gayesi intikam olan biri için çekip gitmek kolay mıydı? Bir anlık içinde coşku hissetmişti. Öfke, çaresizlik ve yalnızlığın getirdiği bir coşkuydu bu. Boncuk gibi dizilmiş erlerine baktı. Kendisini rahatsız eden bir istek içinde yer etmişti. Coşkusu bir anda yeri titreten haykırışıyla çıktı "BUNCA YIL SADAKAT BUNUN İÇİN MİYDİ HA!?" Adamları hayretle yeni komutanlarına döndüler. Arkasını dönüp büyükçe iki adım attı. İçindeki bu hareketliliği sesiyle atınca rahatladı. Ayakları onu taşıyamayıp diz çöktü. Sanki üzerindeki perçinli zırh ona ağır geliyor gibiydi. Sadece Hıncal Bey değil, herkes tarafından ihanete uğramış gibi hissetti. Yorgun gözlerle obaya doğru baktı. İnsanlar sabaha az iş kalsın diye bazı malzemelerini bohça ediyordu. "Hiçbir yere gitmiyoruz" dedi içinden. Adamlarının başına, geriye döndü.
Onbaşıları tek tek süzdü. Çoğu Uryun'lu adamlardan oluşuyordu. Yüz kişiden sadece on kişi Tortugun eriydi. Akman onbaşılara sordu "Aranızda toyda gerçekleşen kararı bilmeyen var mı?" Kimseden ses çıkmadı. Yüzbaşı tekrardan sordu. "Hanginiz canıgönülden bu kararı benimsedi?" Karışık ve tutarsız ses tonuyla "Destekledik Yüzbaşım" dedi herkes. Akman sesini yükseltti "Doğru olun! Size adam gibi soruyorum. Bir ceza da kesmeyeceğim fikriniz için. Tekrar cevap verin!" Kimseden ses çıkmıyordu. Ellerini önden bağlayıp devam etti. "Daha yeni komutanınız oldum. Yüreğinizle bana bağlanmanız için beraber yıllarca harp etmemiz gerekir, lakin o kadar vaktimiz yok." Onbaşılar anlam vermeyen bakışlarla komutanlarına bakıyorlardı. Akman yüksek sesle konuşmasına rağmen obadan uzakta olduğu için rahatça konuya devam etti. Onbaşıları bırakıp hızlı adımlarla erlere doğru yaklaşıp emir verdi "Herkes beni rahat görebilecek şekilde etrafımda daire oluştursun!" Hızla verilen emri yerine getirdi erler. Dairenin içinde Akman ve Onbaşılar kalmıştı. Herkesin duyabileceği ses tonuyla bağırdı. "Aranızda Uryun baskınında yakınları ölmüş olanlar pusatlarını havaya kaldırsın!" Neredeyse yüz kişinin tamamı pusatını bir çınlamayla çıkarıp havaya kaldırdı. Devam etti Yüzbaşı "Bu çıkardığınız pusatlarınız belki de bir daha kınlarından hiç çıkmayacak. Şimdi bana bir er gibi cevap verin! Bu durumdan memnun musunuz?" Pusatlar havada bir kere inip kalktı "DEĞİLİZ!" diye haykırdılar. Yaşam hikayesinden kısaca bahsetti Akman. Çoğu Uryun'lu olduğu için Yüzbaşılarını tam olarak tanımıyorlardı. Bu sırada vakit biraz geçmiş, havada olan kollar yorulduğu için inmeye başlamıştı. Bazıları biraz aşağıda tutup kan akışını hızlandırıp tekrardan pusatını kaldırmıştı. Bunu fark eden Akman "Görüyorum ki aranızdan bazıları yoruldu. Pusatlar inip kalkıyor. Tasalanmayın erlerim. Bu verdiğim emirden sonra daha da pusattan dolayı kollarınız yorulmaz. Bir ceylan gibi kaçacağız çünkü." Komutanlardan Onbaşı Akbay, müdahale etme noktasına gelmişti:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖKTÜRKLÜNÜN AŞKI
RomanceHayatı savaşlarla geçmiş nice badireler atlatmış bir askerin hayatı... Ailesi daha çocukken moğol saldırılarında vahşice öldürülmüştü ve o Kılıca, oka, kana, ölüme erkenden tanışmıştı. Hayatındaki tek gayesi intikam almak olmuştu. Hiçbir zaman aşk n...