Aradan bir ay geçmişti ve Archie ile Faylinn hızla büyüyordu. Günlerimiz, bebeklerimizin gülüşleri ve ağlamalarıyla doluydu. Ancak, bir şey eksikti. Simon ve ben hâlâ evlenmemiştik. Simon, krallığın ve halkın beklediği o mükemmel düğünü yapmak istiyordu, ancak ben bu fikre pek sıcak bakmıyordum. Bebeklerimizle birlikte sade ve huzurlu bir hayat sürmek bana yeterli görünüyordu.
Bir akşam, Simon beni oturma odasında buldu. Bebekler uyuyordu ve biz de sonunda biraz dinlenme fırsatı bulmuştuk. Simon, yüzünde ciddi bir ifadeyle yanıma oturdu.
"Ekim, bir şey konuşmak istiyorum," dedi, gözlerimdeki tereddüdü fark ederek.
"Ne hakkında, Simon?" diye sordum, hafif bir endişeyle.
"Düğünümüz hakkında," dedi Simon. "Biliyorum, bu konuya pek sıcak bakmıyorsun, ama bizim için, bebeklerimiz için ve halkımız için bu düğünü yapmamız gerektiğine inanıyorum."
İç çekerek başımı salladım. "Simon, bu kadar büyük bir düğün... Herkesin gözü önünde... Bu düşünce beni gerçekten yoruyor. Bebeklerimiz var, zaten yeterince yoğunuz."
Simon, ellerimi tutarak bana yaklaştı. "Ekim, anlıyorum. Ama bu düğün sadece bizim için değil, krallık için de önemli. Halkımız, kralları ve kraliçelerinin birlikteliğini kutlamak istiyor. Ayrıca, Archie ve Faylinn'in geleceği için de sağlam temeller atmamız gerektiğini düşünüyorum."
"Simon, bebeklerimizle ilgilenmek zaten çok zor. Bir de düğün hazırlıklarıyla nasıl başa çıkacağız?" diye sordum, yüzümdeki endişeyi gizleyemeden.
Simon, bana sevgi dolu bir bakış attı. "Ekim, bu konuda yalnız değilsin. Yardımcılarımız ve danışmanlarımız var. Ben de her an senin yanında olacağım. Bu düğünü mükemmel bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Hem, hayalini kurduğumuz o güzel günü yaşamak hakkımız değil mi?"
Simon'un ısrarı ve sevgi dolu bakışları karşısında içimdeki tereddütler yavaş yavaş erimeye başladı. Onunla evlenmek, onunla hayatımı paylaşmak elbette ki benim de arzumdu. Ancak bu kadar büyük bir düğünün getireceği stres beni korkutuyordu.
"Simon, ben sadece her şeyin mükemmel olmasını istemiyorum. Sade ve huzurlu bir tören de yeterli olabilir," dedim, ona güvenerek.
Simon, gülümseyerek başını salladı. "Ekim, ne kadar sade veya gösterişli olursa olsun, önemli olan tek şey seninle birlikte olmak. Ama inan bana, bu düğün hepimiz için unutulmaz olacak. Bebeklerimiz, bir gün bu anı hatırlayacak ve bizimle gurur duyacak."
Simon'un bu sözleri, içimdeki endişeleri biraz olsun yatıştırdı. Onun yanında olduğunda, her şeyin üstesinden gelebileceğimize inanıyordum. Derin bir nefes alarak ona baktım.
"Peki Simon, senin istediğin gibi olsun. Bu düğünü yapalım," dedim, gülümseyerek.
Simon, sevinçle beni kucakladı. "Teşekkür ederim, Ekim. Seninle bu anı paylaşmak benim için her şeyden önemli. Hep birlikte bu düğünü mükemmel bir şekilde gerçekleştireceğiz."
Böylece, düğün hazırlıklarına başlamaya karar verdik. Her ayrıntıyı birlikte planlayacak, bu özel günü unutulmaz kılmak için elimizden geleni yapacaktık. Simon’un sevgisi ve desteğiyle, bu zorluğun da üstesinden geleceğimize inanıyordum. Hem bizim, hem de bebeklerimizin geleceği için bu adımı atmaktan mutluydum.
Düğün hazırlıkları başlar başlamaz, sarayda hummalı bir çalışma başladı. Her ayrıntının mükemmel olması için Simon ve ben her şeyi titizlikle planlıyorduk. Her ne kadar bu düğün bana başta yorucu ve karmaşık görünse de, Simon'un desteği ve heyecanı sayesinde hazırlıklar daha kolay ilerliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Gölgesinde Aşk
Ficção GeralDoğdukları büyüdükleri kraliyet topraklarından sürgün edilen iki kişi... Laranda Baronesi Ekim bir yandan, Newburry vikontu Simon Hartford diğer yandan... Hiç bir şeyleri kalmamıştı. Her şeyleri elinden alınmıştı... Duyguları haricinde...