13. VAROLUŞ VE YOK OLUŞ

182 24 45
                                    

ÇARPIK VÂVEYLÂ
24.06.2024

13. Bölüm:
VAROLUŞ VE YOK OLUŞ

♪ Rolling in the Deep, Adele
♪ Shape Of My Heart, Sting
♪ The Walls, Chase Atlantic

"Bir gün o zirveye tırmanacağım ve siz bunu benim dudaklarımın arasından çıkan o sesten duyacaksınız."

- Lodos Sözeri

Çünkü Akşam Zirve'yi tanımak, zorlu bir dağa, ucu bucağı görünmez ama varlığını bildiğiniz zirveye tırmanmak gibiydi.

Lodos Sözeri

Seni güldürendir asıl ev, ücra bir hastane köşesinde ağlatan değil.

Hayatını benim kalbimi kırmaya mı adadın, Akşam Zirve?

Sanırım ona ulaşmak için daha çok çabalamam gerekiyordu, sahiden de zirveydi. En tepeye çıkmak gerekiyordu ona ulaşmak için, ancak onun yanında zirveye tırmanmayı başarırsam kabul edebilecek gibiydi beni.

Daha çok yolum mu var yoksa varmak üzere miyim, emin değilim Akşam.

Çok uzak görünüyorsun bana, her seferinde itiyor, kırıyor ve parçalıyorsun ama ben her seferinde kırıklara basmak pahasına ayağa kalkıyor ve tekrardan sana koşmaya başlıyorum.

Zirveye tırmanmak için kendimi zorlamama gerek yok, oradan birlikte düşeceğimizin hayaliyle yanıp tutuşuyorum.

Uçaktan inerken Sertaç görevlilerle konuştu, pilota teşekkürlerimi ilettim, ardından Akşam'ı tekrardan kollarımın arasına alarak arabaya taşımaya başladım. Uçak inerken bile onu uyandırmak yerine görevliler ile birlikte tutmuştuk.

Serum sayesinde rahatlıkla uyuyordu ve şimdi, çatık kaşlarının ardında bir peri kızı gibi uyuyordu. Biliyordum ki şu an kendini dizginlemek ve değiştirmek zorunda kalmıyordu. Çatık kaşlarının rahatladığını tahmin edebiliyordum.

Ne kadar kırsa da itse de ondan uzaklaşmam mümkün değildi. Uzaklaşır ama sonradan daha çok yaklaşmanın bir yolunu bulurdum. Biz birlikte olmak için yaratılmıştık, birbirimizden uzak duramazdık.

Uzak durduğumda adeta vücudum rahatsızlık duyuyor ve bu duruma itiraz ediyordu.

Kollarımın arasındayken ise evinde gibiydi sanki. Asıl evindeydi, onun asıl evi benim kollarımın arasıydı.

Derince soludum kokusunu, lavanta kokusundan hiçbir şey kaybetmemişti ama sanki soğuk, yavaş yavaş kırılmaya başlamıştı. Gün gelecek ve sen soğuk kokmuyor olacaksın, Akşam.

Arabanın içine yerleştiğimizde onu dikkatlice kucağıma yatırdım. Alçısına ve boynuna dikkat ettim, rahat göründüğü için daha fazla ellemedim. Çok huzurluydu, ait olduğu yerde olduğunu biliyordu.

Yol boyunca kapalı gözlerini izledim, güzel yüzünü seyrettim. Ela gözlerini görmek içinse her şeyi feda ederdim ama bir seferlik kabullendim çünkü o ela gözler açık olsaydı onu böyle uzun uzun seyredemezdim.

Çikolata kahve saçlarıyla ilgilendim, ellerim saçlarının arasından geçerken onları ayrıştırmaya çalıştı. Bu sırada, saçlarının önünün daha kısa olduğunu fark ettim. Ne diyorlardı buna, perçem mi? Oysaki belli bile değildi.

ÇARPIK VÂVEYLÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin