Nasılsınız??Önceki bölümü nasıl buldunuz?
Bende edebiyat yaptığım zaman tam yapıyorum artık hep yapacağım
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Sizleri çoook seviyorum.
Instagram: soyluwhiraa
TikTok: hirasoylu_🎶Duman/ Kolay değildir.
20. Bölüm'Bil ki yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; ne yaşattıysan, elbet bir gün onu yaşarsın' demiş Tolstoy.
(Lev Tolstoy - Şeker Portakalı)
Bu insanlar yaşattıklarını yaşayacak mıydı? Peki ya ben nasıl anılacaktım. Yaşattıklarım ile yaşadıklarım paralel değildi ki? Kimse böyle bir hayatı hak etmezdi, Ben etmemiştim. Annesiz büyümeyi hiç haketmemiştim, sırf anneme benziyorum diye dışarı bile adım atamazken, sevilmemeyi hiç ama hiç, hak etmemiştim.
Mezar taşına kafamı dayayarak konuştum. "Anne ben en çok korktuğum, kaçtığım şeyi yaşıyorum, aşık oldum!" Gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Şimdi ağlamayacaksam ne zaman ağlayacaktım? Annemin artık mezarında huzurlu uyuduğuna emindim.
"Anne, bu gece burda kalabilir miyim?" Dedim çocuk gibi toprağıyla oynayarak. "Uyumayı sevmiyorum, sanki bir şeyler beni rahatsız ediyor." Artık gözyaşlarım ardına ardına akıyordu, engel olamıyordum.
"Anne biliyor musun? Kartal yanımdayken o kadar huzurlu uyuyorum ki, sanki beni koruyor." Toprağını severek konuşuyordum. "Bakışı, duruşu, hareketleri ve o yakıcı zekası. Keşke daha önce tanışsaydık." Dedim ıslanmış yeşillerimle gülerek.
"Ama ben sevmeyi bilmiyorum ki, evet sen beni sevmiştin o kadar, ben daha önce hiç sevilmedim." Anneme içimi döküyordum, yalnızca ona dökebiliyordum zaten. "O beni seviyor, ve bir gün sevmeyecek diye ödüm kopuyor, anne çok korkuyorum yine yalnız kalırım diye." Ağlamalarımı durduramıyordum.
"Şuan nerde, napıyor bilmiyorum bile! Kaç defa aradım ulaşılamıyor. Ya geri gelmezse? Ya beni hiç sevmemişse?" Kafamı toprağına yaslayıp, toprağını öpmeye başladım.
"Hiç bir zaman cevap vermeyeceksin demi? Ama beni duyduğunu biliyorum, merak etme anne kızın bunları da atlatacak." Dedim gözlerimi kapattığımda. Her şey geçecek gibiydi. Bir gün anneme kavuşacak ve sonsuza kadar ayrılmayacaktım.
...
Sabah ezanını duymam ile gözlerimi açtım, başım felaket zonkluyordu. Kafamı kaldırdığımda hayretle etrafa bakıyordum. Mezarlıkta mı uyumuştum? Siktir! Her yerim toz toprak olmuştu. Telefonumu açtığımda Kartal'ın geri dönmemesi ile kaşlarımı çatmıştım.
"Kartal, sana 3 gün veriyorum! 3 gün içerisinde burda olmazsan izimi dahi bulamazsın." Bıraktığım sesli mesajın ardından telefonumu kapatarak anneme veda etmiştim. hızla araca bindim. Kartal bey benim nerde naptığımı biliyordu, benim aksime.
Kartal AZAMETOĞLU
'Herkes mutlu olmak ister, mutsuzluğu yaşamadan. Oysa düşünsene, hiç gece olmasaydı güneşin tadını çıkarır mıydı insan?' Okuduğum satırlarla hızla kitabı kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK' ŞEHVET
Teen Fiction"Arzular, Engeller; Aşk ve Gurur" Hırs mı? Şehvet mi? Abendam Soydan demek, Hırs demekti. Abendam olmak bunu gerektirirdi. O buna mahkum bırakılmıştı, hırsına yenilen bir kadın, kadının hırsına aşık olan bir adam. Güç mü? Şehvet mi? Kartal Azametoğ...