Barış Alper Yılmaz - A Milli Takım Sağ Kanadı
Son dakika golüyle neredeyse tribünden düşecek kadar seviniyordum. Zor denilen maçı zor bir golle atlatmıştık.
Vip'de oturduğum için maç sonunda kolayca aşağıya indiğimde kenardan sevinmelerini izliyordum. Özellikle Barış'ı beklerken artık sevinçten bende aralarına atlayacaktım.
Sonunda kenara geldiğini gördüğümde kendimi gösterdim. İndiğimi görmesiyle adımlarını hızlandırdı ve kalçalarımın altından tutup beni havalandırdı.
"Aşkım! Harikaydı, her şey harikaydı. Çok güzel oynadın! Tebrik ederim!" Bütün tebrikleri boynuna sarılırken kulağına söylüyordum.
"Seni çok seviyorum ya." Şapşallığına kıkırdayarak daha çok sarıldım. Bacaklarım beline dolanmıştı.
"Ben de seni çok seviyorum Barış!" Yavaşça beni indirdiğinde gözlerimin içine baktı. Öpecekti ve hemen yanımızda kamera vardı. Bir şey belli etmeden kafamı sağa sola salladığımda şikayet edermişcesine yüzünü buruşturdu ve daha da yaklaştı.
"Barış, dur." Dudaklarımı çok oynatmadan onu uyardığımda dudaklarıma kadar eğildi fakat üstünü sıyrılıp yanağıma öpücük kondurdu. Ardından kulağıma kadar gelip fısıldadı.
"Borç olarak yazdım." Şerefsiz, yine gülmeye başladığında dilini çıkarmıştı. Omzuna vurarak onu içeri yolladığımda arkasından gelen takım arkadaşlarını tebrik ediyordum.
Soyunma odasının kapısına kadar geldiğimde diğerlerinin ailesini de görmüştüm. Tabi onların yanında en gençleri bendim, bu ortamlara yeni yeni alışan da.
Hakan abi içeri girecekken bana bakarak hepimize seslendi.
"Girin içeri hadi. Bugün serbest." Önce diğerlerinin girmesini bekledim,
Peşlerinden en son girdiğimde çok dikkat çekmemeye çalışarak Barış'ı aradım. Herkes müzik açmış kutlama yapıyorken en arka dolabın önüne oturmuş ayak bileğiyle uğraşıyordu. Yüzünden kötü hissettiği belliydi, panik olup hemen yanına geçtiğimde önüne çöktüm ve bileğine baktım.
"İyi misin? Acıyor mu?" Çorabından kan dışarı kadar gelmişti, çok kötü gözüküyordu. Hafifçe sızlandığında konuştu.
"Hissetmiyorum bile ya, iyiyim." Yalan söylemesine kaşlarımı çatarken yere oturdum. Bileğini alıp tek dizime koyduğumda kramponunu çıkarıyordum.
Hiçbir şey demeden beni şefkatle izliyordu.
Çorabını da çıkarırken yaraya sürtmemesi için dikkat ettim. Yine de sızlandığında gözlerine bakarak kontrol ettim.
"Acıyor Barış, itiraz etme." Yine itiraz edecek gibi olduğunda susturdum onu.
"Barış bak sen insansın. Niye olamazmış gibi davranıyorsun? Sus ve bekle." Uzanıp her zaman odada olan sağlık eşyalarını aldım.
Önce kanı tentürdiyot ile temizlerken yaraya bastırmamaya çalışıyordum. Gözlerim sürekli gözlerine bakıp kontrol ediyordu. Ona her baktığımda gördüğüm şey bana ilgiyle gülümseyerek bakmasıydı.
Yarayı kapatıp sardığımda işimin bittiğini belli edercesine ona bakmıştım. Aynı şekilde gülümsemeye devam ederken oturan bana doğru eğildi ve alnımdan öptü. Tek eli de saçımdan geçerken konuştu.
"Başıma gelen en güzel şey olabilir misin?"
Gülümsediğimde bu sefer eğilip beni öpmesine izin verdim. Yanağımdaki elini tutarken ona karşılık verip geri çekilmiştim.
Arka kısmıma baktığında aynı şekil ben de baktım. Hala oynamaya devam ediyorlardı, biraz sonra Barış'ı da yanlarına aldıklarında oturduğum yerden onu izledim.
Gözlerim dolu dolu eğlenmesini izlerken yaşadıklarını geçirdim gözümün önünden.
Çok çalışıyordu.
Kulüp için de, ülke için de ayrı çalışmıştı. Hem harika bir kulüp sezonu geçirmiş hem de milli sezona çok iyi başlamıştı.
Onun bu çabası sanki gözlerimin önünde büyüyormuş hissi verdiğinde aralarından ayrılıp yanıma gelmişti.
"Hayda, ağlamıyoruz değil mi?" Duygusal biri olmama alışmıştı. Yani ağlasam da bir şey demezdi.
Gözlerimi sildiğimde ayağa kalkıp boynuna sarıldım. Boşuna sildiğim gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
"Barış seni çok seviyorum."
"Bende seni seviyorum anne." Hala dalga geçmeye devam ederken sırtına vurup susturdum.
"Aferin oğlum, büyüyeceksin daha." Beni kendinden ayırıp yüzüme yaklaştığımda sadece benim duyacağım tonla konuştu.
"Çocuklar büyümek için ne içer?" İlk başta anlamamıştım, ciddi ciddi süt diyecekken istediği şeyi fark edip gözlerimi açtım. O da gülmeye başlamıştı.
"Eve gitmek için sabırsızlanıyorum."
___________________________________________
gerçek gurmelerin damak tadı barış alper yılmazdır. 😋