Merih Demiral - Atalanta Defans Oyuncusu
"Siktir ya!"
Önünde bağdaş kurduğum televizyondan maçı izlerken Merih'e yapılan sert faul sonrası yerde kalmasıyla hakeme küfretmiştim.
Kameralar onun olduğu tarafı çekmezken bugün neden maçına gitmek yerine evde kalmayı tercih ettiğimi düşünüyordum.
Hakem ile rakip oyuncunun diyalogu tv ekranındayken merakla ekranda Merih'i görmeyi bekledim.
En sonunda kamera açısına alındığında kaşından boynuna akan kanı görmemle gözlerim korkuyla açıldı. Hakemin yanına sert adımlarla giderken oldukça sinirli bir şekilde bağırıyordu.
Öfkesi cezaya dönüşecekti.
Hep böyle olurdu.
Hakem sarı kartı kaldırdı.
Elim korkuyla ağzıma gittiğinde endişeyle telefonumu aldım. Ne yapacağımı bilmiyordum...
Ekranını açıp geri kapattığımda oflayıp ellerimi saçlarıma daldırdım. Yüzüne doğru akan kanı temizlemek için kenara yaklaştığında oyuncu değişiklik hakları olmadığı için sadece bir bezle kanı temizlemişlerdi.
Birkaç saniye süren bu işlemden sonra sahaya geri koştuğunda daha iki saniye geçmesine rağmen kaşından akan kan boynuna inmeye devam ediyordu.
Yüz ifadesinden canının acıyıp acımamasını anlamak imkansızdı. Sadece aşırı sinirliydi. Kanın aktığından haberi bile olmayabilirdi.
Endişeyle maçın sonunu zar zor ettiğimde hemen telefonuma sarıldım. Ne zaman bakardı bilmiyorum ama mesaj yazıp aramasını beklemek en doğrusuydu.
Hemen beni ara.
İlk iş Merih.Televizyonun sesini açık tuttum. Belki röportajlarda adı geçer diye bir umut haber bekliyordum. Şayet biraz daha beni geciktirirse tüm stadı birbirine katabilme gibi bir huyum vardı.
Gelen bildirim sesiyle zaten elimde duran telefonu açtığımda gördüğüm mesaj gözlerimi devirmeme sebep oldu.
İyiyim.
Ara dedim değil mi?
Şimdi kaşınmıyor da ne yapıyordu?
Madem telefon elindeydi onu arayabilirdim. Hemen isminin yanındaki tuşa basıp telefonu kulağıma götürdüm. Kulağıma gelen ses tekrar gözlerimin devrilmesine ve oflamama sebep olduğunda söylendim.
"Niye kapatırsın ki şu siktiğimin telefonunu?!"
Birkaç hafta önce takım yemeğinde tanıştığımız bir çocuğun adını aradım. Rehberimde bir türlü istediğim numarayı bulamayınca ben de sinirden köpürmüştüm.
O orada sinirden her şekilde bir ters yapabilirdi. Üstelik yaralıydı. Hiçbir şeyden haberim yoktu.
Evin içinde dört dolanırken kapıdan gelen anahtar sesiyle durdum. Bu kadar erken gelmesi imkansızdı. Gerçi uzakta değildi ama onun hazırlanması bile yarım saat sürerdi.