8.Bölüm

5.4K 46 6
                                    

En güzel aşklar tesadüflerle başlar,
Gerçek aşklar ise....
İşte onlar....
Nefretle başlardı.

Havanın güneşli olmasına aldanmıştı. Yanılmıştı. Hem de çok fena yanılmıştı. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.Üzerindeki tişörtü altındaki kumaş pantolonu en önemlisi de o çok sevdiği kızıl saçları sağanak yağmurdan dolayı sırılsıklam olmuştu.

Yağmur yağmaya başladığında sırf ıslanmamak için yolunun üzerindeki evlerin , dükkanların saçaklarına sığınmıştı. Hiç bir işe yaramamıştı. Islanmaktan kurtulamamıştı. Islanmıştı.

Ne olduysa işte o anda olmuştu. Yolun karşısında duran dükkan hiç bir sebep yokken bir anda ilgisini çekmişti. Öyle gidip her zaman oturmayı tercih ediceği yerlerden biri olmamasına rağmen dikkatini çekmişti.

Yağmurda hız kesmeden tüm hızıyla yağmaya devam ediyordu. Böyle devam edemezdi. Bu haliyle yağmurda kalmış sırılsıklam olmuş yavru bir kediden farkı yoktu.

Başını eğip elindeki çantasına baktı. İki gün önce onca para verip aldığı çantasını sırf yolun karşısındaki o pastaneye gidebilmek için feda etmek zorundaydı. Ama böyle de devam edemezdi. Kabul ediyordu bu artık görmezden gelemiyceği bir gerçekti.

Onca para verip aldığı çantasını başının üzerine koyup altında durduğu o saçaktan çıkıp koşmaya başladı. Tam yolun karşışına geçicekken olduğu yerde durmak zorunda kaldı.

Yoldan geçen bir araba saatlerdir ıslanmamak için yeterince çaba göstermemiş gibi öyle hızlı yanından geçmişti ki yoldaki tüm o yağmur suyunun üzerine gelmesine sebep olmuştu. Dakikalar önce tişörtünün bir kısmı ve pantolonunun paçaları ıslakken şimdi tüm kıyafetleri ve güzelim kızıl saçları yağmur suyuyla sırılsıklam olmuştu.

Üzerinden akan o pis yağmur suyuna mı yansın yoksa boşa giden çabasına mı yansın? Bilemiyordu. Bildiği tek birşey vardı. O da yanından son sürat geçen o arabanın şoförünü bir kaşık suda boğmak istediğiydi.

Durmalı mıydı? Öylece yanından geçip gitmekle çok büyuk bir hata yaptığının farkındaydı. Ama aynı hatayı bir başkası yapsa muhtemelen yağmur suyuyla ıslattığı o kişi gibi yolun ortasında öylece durmak yerine ya o arabanın peşinden koşar ya da o arabanın plakasını alıp ne yapıp edip o arabanın şoförünü bulup bir güzel döverdi. Ama arkasında bıraktığı o zavallı bunlardan hiç birini yapmamıştı. Hiç birşey  yapmadan öylece yolun ortasında durmuş arkasından bakmıştı.

Ayıp etmişti. Artık bunun farkındaydı. Özür dilemek için geç değildi. Dakikalar önce geçtiği o yola geri dönmeye karar verdi. Tüm o  yağmur suyunu boca ettiği o kişi hala oradaysa ondan özür diliycek gerekirse ona sıcak birşeyler içmek için bir kafeye gitmeyi bile teklif edicekti. Herşey o kişinin orada olmasına bağlıydı. Bunun farkındaydı.

Gideceği yere geç kalıcağının farkında dakikalar önce geçtiği o yola geri döndü. Araba yaklaştıkça yağmur suyuyla ıslattığı o kişininde hala orada olduğunu farketti. Geri dönmekle iyi etmişti. Ama bir tuhaflık vardı. Mesela yağmur suyuyla ıslattığı o kişi tanıdığı birine çok fazla benziyordu. İnanmak istemedi. Araba yaklaştıkça acı gerçekte yüzüne bir tokat gibi çarptı.

Islattığı kişi Masal'dı. Cadaloz Masal yolun ortasında öylece durmuş ona bakıyordu. Kaçmak için geç mi kalmıştı? Onu yağmur suyuyla ıslatmakla resmen kendi idam fermanını imzalamış bu da yetmezmiş gibi altına mührünü basmıştı.

Masal'ın varlığını farkettiğinden beri arabasını ona doğru sürmeyi bırakmıştı. Yolun ortasında öylece duruyordu. Üzerinde idama giden bir adamın kabullenmişliği vardı. Öylece şoför koltuğunda oturmuş başına gelicekler için son duasını ediyordu.

GÜNAHA DAVET ( +24 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin