7.Bölüm

6.6K 73 8
                                    

Gitmek böyle bir şey miydi?
Gidenin tüm yüklerini kalana bıraktığı.....
Kalanın gideni lanetlediği.....
Belirsizliklerle dolu bir kahroluş muydu?

Saatler olmuştu. Şirketten çıkıp kendimi sokaklara atmamın üzerinden saatler geçmişti.

Pekiyi ben neden yıllardır bu tekinsiz izbe sokaklarda geziyormuşum gibi hissediyordum ki?

İhanet etmişim gibi hissetmem normal miydi? Hem kendime hem de Seçil'e ihanet etmişim gibi hissediyordum.

Halbuki tek suçum o odada Ece ile birlikte şirket dosyalarına bakmaktı. Altından kirli , planlı bir sebebin çıkıcağını nerden bilebilirdim?

Çareyi karanlığa sığınmakta aramıştım. İçinde olduğum karanlık bana saatler önce yaşadığım iğrençliği unutturur sanmıştım. Yanılmıştım. Hem de çok fena yanılmıştım.

Unutturmak bir yana geçtiğim her sokakta , köşebaşında acı gerçek yüzüme bir tokat gibi çarpıyordu.

Suçlu olan bendim. Daha ilk başta Kadir bey Ece ile mesaiye kalmam gerektiğini söylediğinde ona karşı çıkmalı başka bir arkadaşımla çalışmak istediğimi Kadir beye söylemeliydim.

Yapmamıştım. Yapmak istememiştim. Bir yanım Ece'ye bağlı olan yanım bunu yapmak istememişti.

Artık daha fazla yürümek istemiyordum. Ne yanımdan geçen insanlar ne de gecenin o uğursuz sessizliği rahatlatmıyordu beni.

Saatlerdir yürüdüğüm onca yolu koşmuşum gibi nefes nefese ama en çokta pes etmişlikle üzerinde durduğum kaldırım taşına oturdum.

Suçluydum. Çünkü kendini savunmaktan aciz bir adamdım.

Suçluydum. Çünkü eski nişanlımla aynı odada kalmayı kabul etmiştim.

Suçluydum. Çünkü dememe kalmadan aklıma gelen şeyle başımı kaldırıp altında durduğum karanlık gökyüzüne bakmamda aynı anda oldu.

Ben saatlerdir Seçil'i aramamıştım. Ona nerede olduğumu mesaiye kalıcağımı söylememiştim. Ama o da beni aramamıştı.

Gene kendimi haklı çıkarmaya çalışıyordum. Sebepsizce tüm olanlardan sonra Seçil'in beni aramadığını söylüyerek kendimi haklı çıkarmaya çalışıyordum. Bu huyumdan dolayı mı Seçil ailesinin yanına gitmiş bana o oyunu oynamıştı?

O zaman haketmiştim. Seçil'in bana yaptıklarını bundan sonra bana yapıcaklarını hak ediyordum.

Onunla konuşmalıydım. Onun sesini duymaya rahatlamaya ihtiyacım vardı. Aklıma gelen bu düşünceyle ayaklarımın önüne koyduğum çantamın içini çıldırmış gibi karıştırmaya başladım. Telefonumu bulmalı Seçil'le konuşmalıydım.

Bir ömür gibi gelen aramalarımın sonunda cep telefonumu çantamın içinde bulabildim. Ellerim titriyordu. Az sonra Seçil'le konuşucak sesini duyucaktım.

Tam telefonumun ekranını açıp Seçil'i arayacakken telefonumun ekranında gördüğüm şeyle öylece kalakaldım.

Telefonum sessize alınmıştı. Ekranda Seçil'den gelen sayısız arama ve mesaj vardı.

Ece bana oynadığı oynadığı oyunu küçük tutmamıştı. Büyük bir kumar oynamıştı. Ya hep ya hiç demişti. Ben böyle bir kadını mı sevmiştim? Ben böyle bir kadınla mı evlenmek istemiştim?

Oturduğum kaldırım taşında öylece önüme bakıyordum. Çantamdaki bilgisayarım , kişisel eşyalarım ve cep telefonum yolun ortasında öylece duruyordu. Terkedilmiş , sahipsiz ama en çokta mahvolmuş.....

GÜNAHA DAVET ( +24 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin