Knew it | SakuAtsu

beware,

Sakusa önündeki adamın kanına bulaşmış makesini çıkardı. Siyah gökyüzünü aydınlatan dolunayın ışığı şimdi az önce kafasına sıktığı adamın çimlerdeki kanını parlatıyordu. Sakusa kıkırdadı, üzerine sıçrayan kana baktı. Keskin bakışları ileride sigara içen ve onu öylece izleyem Suna'yı buldu. Suna'nın yanına gelmesi için bir şey söylemesine gerek yoktu. Suna ceketindeki sigara paketini çıkartarak bir sigara dalı aldı ve Sakusa'ya uzattı. Sakusa sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdiğinde Suna yine komut beklemeden çakmağını sigaranın ucuna tuttu ve ateşi yaktı. Suna alışmıştı, Sakusa her ne zaman adam öldürse sonrasında nikotin alırdı. "Temizleyin şunu." Bir de temizlik takıntısı vardı. Sahi, temizlik hastası biri neden kirli işlere bulaşırdı?

Sakusa sigarasından ilk nefesi çekerken ciğerlerinde hissettiği tanıdık hisle rahatladı, ısındığını hissetti. Hava soğuktu, kan bulaşmış ceketini Suna'ya bırakmıştı. Vücudunu tamamen kaplayan bir şey yoktu. Sigara bir alışkanlık değildi sadece Sakusa için, bir ritüeldi. Kurbanlarını katlettikten sonra onları anlamak için kendince zehirlerdi kendini. Sakusa sokak lambası altında bekliyordu, dolunayın ışığı yüzüne vuruyor, yüz hatlarını belirginleştiriyordu. Sakusa sigarasını yere attı ve ayakkabısıyla ezdi. Bitirmemişti ama umrunda değildi. Bakışlarını az önce adamı öldürdüğü yere çevirdiğinde Suna'nın işini bitirdiğini ve ikinci bir sigara yaktığını gördü.

Sakusa, Suna'nın kendisinin peşinden geleceğini bilerek cadde boyu yürümeye başladı. Cadde kalabalık ve ışıltılıydı, Sakusa'nın kurbanını öldürmek için seçtiği yerin aksine. Sakusa rahatlamak istiyordu. Her zamankinin aksine sigara bugün onu rahatlatmaya yetmemişti. Sakusa daha fazla nikotin istedi. Uyuşturu alabilirdi ama bunun sonunu kestiremiyordu. Bir şeye bağımlı yaşamak istemiyordu. Adımları onu fark etmeden her zaman gittiği bara götürdü. Fazla büyük bir yer değildi, genelde onun gibi insanlar buraya gelirdi. Bu yüzden kavga ve gürültü hiç eksik olmazdı. Sakusa gürültüden nefret ederdi. Onun için gürültülü olan herkes ölmeliydi. Sakusa bardan içeri girerken Suna'nın da yanından geçtiğini ve köşelerde bir bar sandalyesine oturduğunu gördü. Bir şey söylemedi, sorun çıkarmadığı sürece istediği gibi takılabilirdi.

Sakusa ise rastgele bir yere oturdu. İnsanlardan pek uzak sayılmasa da kendi halinde içebileceği bir yerdi. İçerisi bok gibi kokuyordu, üstünlüğünü kanıtlamak için feromonlarını iyice salan alfalar ve onları etkilemek için aynı şeyi yapan omegaların kokusu birbirine karışıyordu. Sakusa burnunu kaşıdı, maskesini attığı için pişman olmuştu. Sakusa etrafını izlerken yanına gelen adamı yeni fark ediyordu. Sakusa önündeki adamı süzdü. Sarı ve bakımlı saçları vardı. Vücudu ne fazla kalıplı ne de fazla cılızdı. Uylukları kalındı ve beli inceydi. Vücudu güzeldi, kadınları andırıyordu. Ama Sakusa ondan koku alamadı. Beta mıydı? Doğru ya, burada çalışan biri elbette betaydı. Kendi düşüncelerini bozan sarışının güzel sesi oldu.

"Ne içmek isterdiniz?" Sarışın gülümseyerek sordu, eş zamanlı olarak tuttuğu tepsideki mojitoları yan masaya dizdi. Sakusa dilindeki piercingi bu şekilde fark etti, yakışmıştı.

"Senin tavsiye edeceğin bir şey alabilirim." Sakusa siyah gözlerini sarışının kahvelerinden hiç ayırmadan konuştu. Sarışın kafa salladı ve yine genişçe gülümseyerek Sakusa'ya sade viski hazırlamaya gitti. Sarışın, tezgahta Sakusa'nın içkisini hazırlarken üstünde gözlerini hissetti ve biraz rahatsız hissetti. Viskisi hazır olduğunda onu Sakusa'ya götürdü, uzatırken tekrar samimi bir şekilde gülümsedi. "Umarım beğenirsiniz."

Sakusa viskiye uzandı ve başını salladı. Viskisinden bir yudum alırken onaylayan mırıltılar çıkardı. "İsmin nedir?" Derin ses tonuyla konuştu.

Sarışın bir an tereddüt etti. Osamu ona işe başlarken ne olursa olsun kendisini rahatsız eden kişilerle iletişim kurmak zorunda olmadığını söylemiş ve böyle bir durumda terslemesini tembihlemişti. Sarışın hâlâ gülümserken konuştu. "Bunun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum efendim, kişisel sorularınızı cevaplamak için size hizmet etmiyorum."