Knew it | SakuAtsu

prince,

Atsumu, Sakusa'nın kararmış bakışlarıyla karşılaştığında yutkundu. Sakusa onu göğsünden hafifçe iterek sırtının koltukla buluşmasını sağladı. Sakusa'nın elleri Atsumu'nun tişörtünün eteklerin buldu, kıyafetten kurtulmasına yardım etti. Atsumu önünde üstsüz kaldığında dudaklarını yaladı, elleri tekrar Atsumu'nun göğüs uçlarını buldu. Sağ göğüs ucunun hizasındaki dövmesini okşadı, Atsumu bunun yapılmasını seviyordu, Sakusa'nın soğuk eline karşı titredi. Atsumu dokunuşuna tepki verdiğinde, Sakusa'nın diğer eli Atsumu'nun kalça yanaklarına ulaştı ve büyük avuçlarıyla kalçasını yoğurdu. Atsumu altında inlerken Sakusa üzerine eğildi, dudaklarından başlayarak yüzüne küçük buseler bıraktı.

Daha sonra Sakusa'nın dudakları Atsumu'nun boynunu buldu. Hassas cilde önce dudaklarını bastırdı, yaladı ve dişlerini geçirdi. Dudakları aşağı indi ve Atsumu'nun boynundan aşağıya izlerimi bıraktı. Atsumu'nun omegası onun için sızlandı, mızmız ve muhtaçtı. Sakusa sırıtarak kendisini Atsumu'ya bastırdı.

"Omi," Atsumu nefes nefese kaldı, ellerini Kiyoomi'nin yumuşak buklelerine soktu, Sakusa hala boynuna izlerini bırakırken siyah kıvırcık saçlarına parmaklarını geçirip sıktı. "Sana ihtiyacım var."

Sakusa bir saniyesini daha boşa harcamadı. Atsumu'nun kalçalarını kavradı ve onu kolaylıkla kucağına aldı. Atsumu'nun kalın uylukları kalçalarını sardı, bacakları sıkıca etrafına sarıldı. Sakusa, tırnaklarının geride iz bırakacağını umarak parmaklarını Atsumu'nun diz boyu çoraplarının hemen üzerinde açıkta kalan ete batırdı. Gecenin sonunda omegasının her yerinde izler olduğundan emin olacaktı.

Atsumu'yu birkaç kısa adımda yatak odasına doğru taşıdı, sarışını nazikçe yatağa yatırıp ona baktı. Atsumu'nun parmakları omuzlarına tutundu, yanakları kırmızıya boyandı ve gözleri şeffaf, camsı yaşlarla doldu. Güzel görünüyordu.

Sakusa derin bir nefes aldı ve kalınca yutkundu, sabırlı olmalıydı. Sakusa, Atsumu'nun şortuna uzandı ve kalın uyluklarından kumaş parçasını sıyırdı. Diz çoraplarına da aynısını yaparak odanın bir köşesine attı. Atsumu şimdi önünde tamamen çıplaktı, sarışın bundan utanarak kafasını yana çevirdi. Sakusa ise çenesini tutarak kendisine bakmasını sağladı. "Bana bakmanı istiyorum." Atsumı huysuzlanarak alt dudağını sarkıttı, gözlerini devirdi. "Sen de soyun o zaman."

Sakusa onu bekletmeyecekti. İkisini aynı anda aşağı çekmek için pantolon ve iç çamaşırlarının bel bandını çekti, kendisini çıplak bıraktı. Zaten sert olan siki, Atsumu'nun karnına tokat attı. Sakusa yalnızca bu temastan bile gelebileceğini hissetti. Sakusa'nın dişleri, omega'nın omuzlarına ve açıkta kalan göğüs uçlarına doğru yolunu buldu. Atsumu'nun gözüken ve gözükmeyen her yeri, Sakusa'nın izleriyle doluyordu. Atsumu'nun parmakları kıvırcık saçlarını kavradı, aşağı inmeye istekliydi ancak Sakusa oyalanmaya devam ediyordu. Baş parmakları Atsumu'nun meme uçlarını sıkıştırdı, omegası sızladı. Elleri Atsumu'nun ince belini buldu, sonra daha da aşağıya indi, kalçalarını okşadı ve iç uyluklarını kavradı, bacaklarını birbirinden daha da ayırdı.

Sakusa'nın burun delikleri alevlendi. Atsumu çok güzel kokuyordu, tadı da öyleydi; tatlı ve lezzetli. Dudaklarını Atsumu'nun iç uyluklarına bastırarak hassas eti ısırdı, cilde diş izlerini bıraktı. Omegası titredi, onu yarı açık gözlerle izledi. Atsumu'nun sol uyluğu yeterince izle kaplanmıştı, Sakusa omega'nın bacaklarının arasında kaydı. Eli şimdi Atsumu'nun penisini buldu, baş parmağıyla şafta bastırdı ve elini penisin etrafında yumruk yaparak Atsumu'yu çekti.

"Benim için zaten sertsin," diye mırıldandı Sakusa, diğer eliyle Atsumu'nun deliği etrafında daireler çizdi. Atsumu ile tam anlamıyla alay etti. "Bütün gün bunu beklemiş olmalısın, hm?" Sakusa, Atsumu'ya baktı, yaşlı gözleri, şişmiş dudakları ve kızarmış yanaklarıyla altında duruyordu.