this place is death,

89 11 53
                                    

Sabahın ilk ışıkları uyuyan Atsumu'nun direkt olarak yüzüne vururken Atsumu huysuzca gerindi. Hâlâ uyumak istiyordu ve güneşi reddediyordu. Gözlerini yavaş yavaş aralarken etrafını süzdü, yatakta yalnız olduğunu fark etti. Zaten bunu bekliyordu, şaşırmamıştı. Atsumu kaslarında hafif bir sızı hissediyordu ama katlanılamayacak gibi değildi. Üzerinin hâlâ çıplak olduğunu gördüğünde Sakusa'ya içinden küfürler ederek dün yuva yapmak için çıkardığı Sakusa'nın kıyafetlerinden bir çift seçip üzerine geçirdi.

Kıyafetleri Sakusa gibi koktuğu için Atsumu yine mayışmış hissediyordu, yatağa geri dönüp uzandı. Saatin kaç olduğunu merak etti, Osamu'ya haber vermesi gerekiyordu. Sakusa kıyafetleri olmadan geldiğine göre evlerine gitmemişti bile, bu da Osamu'nun onu en son barda gördüğü anlamına geliyordu. Atsumu gözleriyle odada telefonunu aradı, görünürde yoktu. Atsumu yataktan tekrar kalktı, bacakları ağrısa da dengesini kurmayı başardı.

Atsumu dün kaldığı misafir odasına gitmeyi düşündü, telefonu orada olabilirdi. Odadan çıktığında müzik sesi ve mırıldanmalar duydu, adımlarını sesin kaynağına çevirdi. Mutfağa ulaştığında Sakusa'nın sadece eşofmanıyla birlikte kahvaltı hazırladığını gördü. Sırtına baktığında dün gece ona bıraktığı izleri net bir şekilde görebiliyordu. Atsumu'nun zihni geceye dair görüntülerle dolduğunda yutkundu, kafasını iki yana sallayarak mutfak masasına kalçasını yasladı. Sakusa'nın kendisini fark etmesini sağladı. Sakusa onu baştan aşağı süzdü, kendi kıyafetlerini giyiyor olması onu etkiliyordu.

"Uyanmışsın, rahat uyuyabildin mi?" Sakusa'nın sorusu içten ve sıradandı. Atsumu onun bu kadar normal işler yapmasını doğru bulmuyordu, ona kalsa Sakusa onu yalnız bırakıp adam öldürmeye gitmiş olmalıydı, ona kahvaltı hazırlıyor olması illegaldi. Yine de bu düşüncelerini sesli söyleyemezdi. "Hmhm, sabah yalnız uyanmasaydım daha iyiydi."

Sakusa, Atsumu'nun cevabına karşı küçük bir kıkırdama bıraktı. Omegaların bu dönemde yalnız kalmaması gerektiğini biliyordu ama kahvaltıyı biri hazırlamalıydı. Kızarttığı balığı kenara alarak ocağı kapattı ve masaya yaslanan Atsumu'ya döndü. Atsumu'ya yaklaşarak onu masa ile arasına aldı. Ellerini tutarak altındaki masaya bastırdı, Atsumu'nun yüzüne eğildi. "Sabah beni yemeye çalıştığın için çok aç olduğunu düşünmüştüm, zaten benden zar zor ayrıldın."

Atsumu söylediklerine anlamamış gözlerle baktı. Sabah bir şeyler mi yaşamışlardı? Atsumu her ne olduysa hatırlamıyor ve umursamıyordu. Sakusa da bunu biliyordu ama Atsumu ile alay etmek hoşuna gidiyordu. "Ne dediğin hakkında hiçbir fikrim yok, açım." Sakusa geri çekilerek Atsumu'nun ellerini bıraktı. Çıkardığı kaselere miso çorbası doldurdu ve kızarttığı balıkları tabaklara yerleştirdi. Sabah malzemeleri aldığı için onigiri yapabilmişti, özenle onları da tabağa koyduktan sonra tabakları ve bardakları masaya bıraktı. Kendi bardağına kahve doldururken Atsumu'ya süt koydu. Evlerine konuk (?) olduğu gün Atsumu süt içiyordu, yani bundan şikayet edeceğini düşünmüyordu.

Atsumu önündeki onigiriden bir ısırık alırken Sakusa dikkatle onu izledi. Atsumu yutkunurken, dudaklarını yalarken ve sütünü içerken Sakusa ona avını izler gibi baktı. "Osamu kadar iyi yapamamış olabilirim, ilk defa yapıyorum." Atsumu hâlâ lokmasını çiğnerken konuştu ve kahvesini kafasına dikti.

"Yarram gibi olmuş." Atsumu onigirisini bitirirken net bir şekilde konuştu. Onigiride sorun yoktu, hatta şaşırtıcı bir şekilde güzeldi. Ama bunu Sakusa'ya söyleyip onu pohpohlamaya gerek yoktu. Sakusa hakareti hiç ciddiye almamış gözüküyordu. Masaya kollarını yaslayarak Atsumu'ya sırıttı. "Onun da tadı güzeldi zaten, iltifat için teşekkürler."

Atsumu duyduğuyla az daha içtiği sütte boğuluyordu. Sakusa'nın sırıtması genişlerlen balığını ağzına attı. Atsumu ona iğrenen bakışlar atarken midesinin dolduğunu hissetti. Masadan kalkarak telefonunu bulmak için harekete geçti. "Telefonumu bulamıyorum, Osamu'ya da haber vermem lazım. Nerede olduğunu biliyor musun?"

Knew it | SakuAtsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin