good morning beautiful,

73 10 44
                                    

Atsumu sabah uyandığında yanındaki yatak boştu. Saati kontrol ettiğinde henüz Osamu'nun gitmesi için erken olduğunu gördü. Belki de benimle konuşmak istememiştir diye düşündü Atsumu, bunu sonra halledebilirdi. Yatağından kalkıp banyoya adımladı. Düzensiz uykularından dolayı göz altları çökmüştü. Bu Atsumu'nun önemseyeceği şeylerden olsa da şu an daha önemlileri vardı. Atsumu dişlerini fırçaladıktan ve yüzünü yıkadıktan sonra duşunu aldı. Bornozla birlikte banyodan çıkıp salona girdi. Masanın üzerinde sarı bir post it kağıdı vardı. Atsumu dikkatli incelediğinde "Dün seni üzdüysem özür dilerim." notu ile birlikte kendisine ve Osamu'ya benzeyen iki kedi çizildiğini gördü. Burukça gülümsedi, morali biraz yerine gelmişti. Osamu'yla daha sonra daha düzgün bir konuşma yapacağını aklının bir köşesine not etti.

Atsumu daha sonra odasına girerek telefonunu kontrol etti. Sakusa'dan gelen bir "Günaydın." mesajı bildirimi vardı. Atsumu yanıtlamamayı tercih etti, egosunu tatmin etmeye gerek yoktu. Atsumu dolabını açarak giyecek bir şeyler aradı. Sonunda kolsuz siyah bir üstte ve tam zıttı beyaz bir şortta karar kılmıştı. Şort dizinden bir kaç parmak üstte bitiyordu, güzel bacakları daha fark edilebilir hale gelmişti. Hava zaten soğuk olmadığından Atsumu üzerine bir şey almaya gerek duymamıştı, meltem rüzgarları umrunda değildi. Telefonunu eline alarak Sakusa'nın numarasını tuşladı. Sakusa telefonu açtığında Atsumu konuştu, sesinin heyecanlı gelmesini istemedi. "Beni almaya gelebilirsin köle."

"Zaten aşağıda seni bekliyorum." Atsumu, Sakusa'nın dediğini doğrulamak için camdan dışarı baktığında gerçekten kapılarının önünde siyah bir arabanın beklediğini gördü. Atsumu telefonu Sakusa'nın yüzüne kapattı. İlaçlarını alıp almamakta tereddüt etse de bastırıcısını uygulayarak evden çıktı. Bu aralar çok fazla alıyordu, sonuçlarının kötü olabileceğini bilse de Atsumu geleceğini düşünen biri değildi. An daha önemliydi.

Sakusa dışarıda siyah arabasına yaslanmış, maskesini çenesine kadar indirmiş bir şekilde Atsumu'yu bekliyordu. Atsumu görüş açısına girdiğinde baştan aşağı onu süzdü. Atsumu ona göz devirirken yanına ulaştı. "Sabahtan beri burada mı bekliyorsun?" Atsumu'nun sesi sakin ama soğuk çıkmıştı.

"Sabah işlerimi erkenden bitirdim. Sabahtan beri değil ama biraz beklettin, neyse ki güzelsin, bu yüzden görmezden geleceğim." Sakusa sırıtırak konuştu ve Atsumu'nun kapısını açarak içeri girmesini bekledi. Atsumu onun bu jestine göz devirerek koltuğuna oturdu. Sakusa onun bu tavrına karşı daha geniş sırıtarak sürücü koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırırken fark etmeden feromonları arabanın içine yayılmaya başlamıştı. Kurdu memnun olduğunu belli ediyordu.

"İki saniye sikini pantolonunda tutar mısın? Kes şunu." Atsumu camını açarken temiz havayı ciğerlerine çekti. Sakusa'nın toprak kokusundan en az şekilde etkilenmeye çalışıyordu. Sakusa, Atsumu'nun hırçınlığına alışmıştı.

"Benim elimde olan bir şey değil, kurdumu heyecanlandırıyorsun." Sakusa, Atsumu'nun narenciye kokusunu alamıyordu. Kendisinin feromonlarının onunkilerle birleştiğinde nasıl bir şey olacağını merak ediyordu.

"Zaten omega olduğunu biliyorum, neden hâlâ bastırıcı kullanıyorsun? Bu senin için zararlı." Sakusa, Atsumu'dan yanıt gelmediğinde gözünü yoldan ayırmadan tekrar konuştu. Atsumu'nun her ne kadar camdan dışarıyı izlese de kendisine kaçamak bakışlar attığını hissediyordu. Sorusuyla birlikte Atsumu tamamen ona baktı.

"Bastırıcıları senin için kullanmıyordum zaten, önemsiyormuş gibi davranmayı bırak Omi." Sakusa onun söylediklerine kaş çatacakken kendisine seslendiği takma adla duraksadı. Dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. Gülümsemesini gizlemek için dudaklarını ısırdı.

Knew it | SakuAtsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin