Atsumu, Sakusa'yı iterek kendinden uzaklaştırdı ve Osamu'nun peşinden hızla eve gitti. Sakusa kıkırdayarak onu takip etti. Kahvaltıda Kita hakkında konuşsalar hiç fena olmazdı. Sakusa eve girdiğinde dağınıklıkla karşılaşmayı beklese de ev topluydu ve güzel kokuyordu. Hatta Sakusa, omega kokusu alıyordu. Osamu mutfakta kahvaltı hazırlarken Sakusa salonun ortasında dikildi ama sıkıldı. Atsumu'nun az önce girdiği kapıya baktı. Kapalıydı ama bu Sakusa'yı durdurmazdı. Sakusa adımlarını odası olduğunu tahmin ettiği yere çevirdi, kapalı kapıyı açması kolaydı, Atsumu kilitlememişti.
"Ne yapıyorsun? Çık odamdan." Atsumu uygunsuz bir pozisyonda yakalanmamıştı, üzerindeki kıyafetlerden kurtulmuş ve yatağında oturur bir pozisyonda telefonuyla ilgileniyordu. Sakusa yatağın ucuna oturdu.
"Kapıyı kilitlememişsin." Sakusa omuz silkerek konuştu, Atsumu'nun telefonu kapatıp yatağın üzerine bırakmasını sağladı.
"Evimde bir sapık olduğunu unutmuşum pardon." Atsumu sinirli bir tonda söylese de Sakusa sadece kıkırdadı. Odayı gözleriyle taradı, burnuna narenciye kokusu şimdi daha ağır geliyordu. Sakusa'nın odağı, komodinin üzerindeki ilaçlara takıldı. Emin olmak için yataktan kalkarak ilaçları eline aldı, inceledi. Bastırıcılarla doluydu. Sakusa tekrar Atsumu'ya döndü.
"Osamu omega mı?" Sakusa'nın sorusuna karşı Atsumu kaşlarını çattı. İçinden sana ne demek geliyordu. Bu aptalın her şeye karışmasından sıkılmıştı.
"Seni ilgilendirmeyen ne kadar çok soru soruyorsun sen öyle." Atsumu alayla konuşarak dizlerini kendisine çekti. Sakusa ne isterse düşünebilirdi, umrunda değildi. Kendisini beta olarak biliyordu sonuçta.
Sakusa terslendiğinde kaşlarını çattı ama bir şey demedi. Yalnız değillerdi ve Osamu'ya arkadaş olduklarını söylemişti. Kavga çıkarma niyetinde değildi, şimdilik. Sakusa kapıyı aralayarak içeri "Kahvaltı hazır." diye bağırdı. Atsumu hızla yatağından kalkıp salona geçerken Sakusa'nın dikkatini masanın üzerindeki ikizlerin fotoğrafı çekmişti. Sakusa fotoğrafa bir süre bakıp tatlı olduklarını içinden geçirmiş, Atsumu'yu takip ederek salona girmişti.
Sakusa Atsumu'nun yanına, Osamu'nun da karşısına oturdu. Atsumu ona göz devirerek ızgara somonundan bir parça ağzına attı. Sessizce kahvaltısını yapıp Sakusa'yı kovmak ve uyumak istiyordu. Ama Osamu buna engel olacak gibiydi. "Kita'yı tanıyor musun? Shinsuke Kita. Seninle aynı dövmeye sahip."
Atsumu dışarıda yaşadıklarını göz önünde bulundurduğunda Osamu'nun bu soruyu sormamış olmasını diledi. Sakusa pirincini yuttuktan sonra kafasını salladı. Sesi ciddi bir tona büründü.
"Tanıyorum, kendisini çok severim ancak bir süredir ulaşamıyorum. Siz yakınsınız sanırım." Sakusa konuşurken göz ucuyla Atsumu'ya baktı. Atsumu hiç oralı olmuyordu, yalnızca konuşulanları dinliyordu.
"Biz de bu aralar çok sık görüşemiyoruz, polisle uğraşıyor." Osamu, Atsumu için süt doldurmaya kalkmadan önce konuştu. Osamu mutfaktayken Atsumu, Sakusa'ya döndü ve kaşlarını çattı. "Amacın ne? Kita'dan haz etmediğin çok belli."
Sakusa omuz silkerek balığından bir parça daha yuttu. "Seni ilgilendirmeyen ne çok soru soruyorsun sen." Atsumu bir şey söylemek için dudaklarını araladığı sırada Osamu önüne süt dolu bardağını bıraktı. Atsumu konuşmaktan vazgeçti.
"Kita'nın nerede olduğunu biliyor musunuz?" Sakusa güven verici bir şekilde gülümsedi. Bunu bugün ikinci kez yapıyordu, Atsumu sahteliğinden nefret etti. Osamu sandalyesine otururken kafasını hayır anlamında salladı.
"Benimle pek konuşmuyor, sadece dün yanındaydım, Atsumu ile daha yakın. Söylerse ona söyleyeceğini düşünüyorum." Bununla birlikte Sakusa'nın bakışları Atsumu'yu buldu. Atsumu sadece önündeki balıkla oynuyor, kafasını kaldırmıyordu. Osamu, bir şeylerin yanlış olduğunu hissetti. Atsumu'nun arkadaşlarının yanında bu kadar durgun olduğu olmazdı. Belki de yoğun bir gece geçirmiştir diye düşündü Osamu.
"Atsumu? Sen biliyor musun?" Sakusa, Atsumu'nun bacağına elini koydu ve kendisine bakmasını sağladı. Atsumu tek bir hareketle elini itti ve kafasını salladı.
"Bilmiyorum. Osamu, senin saatin yaklaşıyor." Atsumu, Sakusa'nın varlığını tamamen hiçe sayarak Osamu'ya döndü. Osamu ile birlikte Sakusa'nın da evden çıkacağını umuyordu. Osamu onu onaylayarak masadan kalktı ve odasına gitti. Hazırlanması gerekiyordu. Osamu kalktığında Atsumu sütünü içerek telefonuna bakmaya başladı. Osamu varken masada telefonuyla ilgilenmesi yasaktı. Sakusa önündeki yemeğe devam ederken Atsumu'yu izliyordu, yok sayılmaya alışkın değildi.
Osamu odasından hazırlanmış bir şekilde çıkarak masada oturan ikiliye baktı. Atsumu'nun hâlâ aptalca bir şey yapmamasına şaşırmıştı. Osamu askıdan ceketini alarak Sakusa ve Atsumu'ya döndü. "Ben çıkıyorum." Atsumu, siyah saçlının Osamu'nun arkasından çıkmasını bekledi ama Sakusa bunun için hiç hevesli gibi değildi. Atsumu, Osamu'ya sarılarak onu uğurladı ve hâlâ pişkin pişkin orada oturan Sakusa'ya baktı. "Gitmeyi düşünmüyor musun?"
"Biraz eğleniriz diye düşünmüştüm." Sakusa ona bakarken bacaklarını araladı. Atsumu imasını fark ettiğinde orta parmağını kaldırıp ona gösterdi ve dil çıkardı. Sakusa onun piercingini görmekten hoşlanıyordu. Tepkisinden eğlenirken Atsumu hâlâ kapıda duruyordu.
"İsmini bile bilmiyorum, siktir git artık evimden." Atsumu bıkkınlıkla söylendi. 2 gündür bu adamı yeterince görüyordu, fazlasına lüzumu yoktu.
"İsmimi öğrenmek istiyorsan direkt sorabilirdin." Sakusa, Atsumu'nun söylediklerini sadece işine geldiği gibi anlıyor ve Atsumu'yu çıldırtacak cevaplar veriyordu. Atsumu her ne kadar flörtöz biri olsa da onun söylediklerine karşılık vermek içinden gelmiyordu, her ne kadar çekici olsa da.
"Kiyoomi, Kiyoomi Sakusa. Kurohane Ryu klanının lideriyim." Sakusa, Atsumu'dan bir cevap gelmediğinde tekrar söze atıldı. "Arkadaşın Kita'nın da üyesi olduğu yakuza topluluğu."
Atsumu, Kita'nın zaten bir yakuza olduğunu biliyordu. Yine de bu adamın boyunduruğu altında olması içini huzursuz etmişti. Atsumu kapıda dikilirken meraksız gözlerle ona baktı. "Ee? Benden ne istiyorsun?"
Sakusa onunla göz teması kurdu. Oturduğu sandalyeden kalkarak kapının önündeki sarışına yaklaştı. Boy farklarından dolayı kafasını biraz eğerek ona baktı. "Kita'nın yerini öğrenmeni ve Shoyo ile iletişimde kalmanı istiyorum. Bunları yaparsan emin ol güvende olursun." Sakusa elini sarışının saçlarına götürdü, yumuşak hareketlerle saçını okşadı. Atsumu'nun tepkisizliğini inceledi. "Bir de, seni istiyorum."
Atsumu gözlerini kısarak ona iğrenmiş bir şekilde baktı. Atsumu kendini geri çekti. "Bunları yapacak olsam bile sana yardımı dokunacak bir bilgi vermeyeceğim." Atsumu göz temasını keserek umursamazca konuştu.
"Yapacaksın, değer verdiğin herkesi öldürebilirim. Emin ol Osamu'dan başlayacağım." Sakusa şeytanice konuşurken dudakları kıvrıldı. Toprak kokulu feromonlarını yavaşça odaya yayıyor, betayı itaate zorlamaya çalışıyordu.
"Senin sorunun ne? İstersen Kageyama ve Kita ile sorununu kendin çözebilirsin, benden yardım almanı gerektirecek hiçbir durum yok." Atsumu, onun feromonlarından etkilenmemek için nefes alış verişini en azda tutarak konuştu.
"Burada üçüncü madde devreye giriyor, seni istiyorum." Sakusa kendi sözlerini ona hatırlatarak yılışıkça sırıttı. Atsumu cevap vermedi, terlemeye başlıyordu. Bastırıcısını almalıydı ama bunu onun önünde yapamazdı. Evden bir an önce Sakusa'yı göndermesi gerekiyordu.
"Üçüncü maddeni sikeyim, sana yardım ederim. Sadece yapmam gerekeni söyle ve artık git, uyumak istiyorum." Atsumu sesini stabil tutmayı başardı, gözlerini ona dikti. Sakusa'nın sırıtışı gecenin ikinci zaferini kazanmışçasına büyürken evin kapısını açtı. Burada işi bitmişti, artık gidebilirdi. Yeni bir maske takarken Atsumu'ya son kez döndü.
"Kita'yı bu gece bara getir, sonra yapman gerekenleri konuşuruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knew it | SakuAtsu
Fanfiction"Atsumu," Siyah, kıvırcık saçları yoğun feromondan ve terden dolayı alnına yapışmış adam, sarışının bileklerini daha çok sıkarken nefes nefese konuştu. "Omega olduğunu biliyorum." omegavers, toxic relationship, possessive behavior