Gece aynı şekilde devam ederken Kageyama masadan kalkmadı. Suna ve Sakusa'nın sipariş ettiği içkilerden kendisi de yudumladı. Suna onunla iş konuşurken dinledi ve ara ara yorum yaptı. Sakusa ise hiç oralı değildi, diğer insanlara servis yapan sarışını izliyordu. Bir yakuza üyesi olmak için fazla masum gözüküyordu, Kageyama'nın onu nasıl tuzağına düşürdüğünü merak etti. Barın kapanmasına yakın saatlerde herkes bardan çıkıyordu, sızmış ve ayağa kalkamayacak vaziyette olanlar hariç. Atsumu gülümsemeyi bırakmıştı, yorgunlukla bardakları temizliyordu. Sakusa bar sandalyesinden elindeki bardağı bırakmadan kalkarak tezgahın önüne adımladı. Atsumu onu fark etse de pas vermeye niyetli değildi, gece yeterince uğraşmıştı.
Sakusa tam Atsumu'nun önündeki koltuğa oturup bardağını Atsumu'ya itti. Atsumu ona göz devirerek bardağı aldı ve temizledi. Sakusa pür dikkat davranışlarını izlerken Atsumu'yu yakından inceliyordu, vücudunda dövme izi ya da kesik bir parmak bekliyordu ama Yakuza klanına ait herhangi bir iz bulamamıştı. "Beni süzmeyi keser misin?" Sakusa bakışlarını Atsumu'nun vücudundan çekti, gözlerine baktı ve sırıttı.
"Saygı eklerine ne oldu, Atsumu?" Sakusa onu daha fazla sinir etmek istercesine bir ifade takınarak yüzünü eline yasladı.
"Çalışma saatim bitmiş durumda, siz demek zorunda değilim. Önümden çekilmeyi düşünürsen de eve gitmek istiyorum." Atsumu önlüğünü çıkartıp katlayarak aldığı yere bıraktı. Sakusa ile göz teması kurmadan işlerini bitirip çıkmaya hazırlandı.
"Benimle saygılı bir şekilde konuşmak için müşteri-hizmetli rolünde olmamıza gerek yok. Rütbe olarak da, statü olarak da, hatta her konuda senden üstünüm. Ona göre davransan iyi olur." Sakusa kendisine bakmayan sarışının ilgisini sözleriyle çekmişti. Atsumu tek kaşını kaldırarak tezgaha eğildi. Kollarını Sakusa gibi tezgaha dayayarak ona baktı.
"Ya, öyle mi? Sikik egonu tatmin etmek için içtiğin bardaki barmenleri küçümseyerek mi benden üstün oluyorsun?" Atsumu alayla konuşarak yüzüne tüm gece yaptığı gülümsemeyi yerleştirdi. Dilindeki piercing açıkça belli oluyordu.
"Benimle konuşurken kelimelerini dikkatli seç, Atsumu." Sakusa gözlerini sarışının dudaklarından çekerek gözlerine dikti. Cesareti hoşuna gitmişti ama kendisini aşağılayamazdı.
"Seçmezsem ne yapacaksın? Silahını mı çıkartacaksın? Doğru ya, sizin üstünlüğünüz bu şekilde başlıyor." Atsumu kıkırdayarak yaslandığı tezgahtan kalktı. Telefonunu da alarak personel odasına girdi. Sakusa arkasından bakmak yerine hızla ayaklandı, hâlâ içerideki Suna ve Kageyama'yı umursamadan barın çıkışına ilerledi. Uzun süredir karanlığa alışan gözleri dışarı çıktığında rahatsız hissettirdi. Sakusa iç geçirerek cebinden bir dal sigara çıkartarak dudaklarına götürdü. Atsumu'nun bardan çıktığını ve yürüdüğünü gördüğünde hızlı bir şekilde yürüyerek ona yetişti. Atsumu onu gördüğünde rahatsız bir şekilde nefesini verdi.
"Beyefendi, amacınız ne bilmiyorum ama beni takip etmeyi bırakmazsanız bağıracağım." Atsumu bıkkınlıkla söyleyerek yanında yürüyen kendinden bir kaç santim uzun adama baktı. Karamsarlığın ve gaddarlığın vücut bulmuş haline benziyordu.
"Sigara ister misin?" Sakusa onun dediklerini hiç umursamayarak bir dal sigara uzattı. Zaten bağırsa bile bu saatte kimsenin bakacağını sanmıyordu. Eh, herhangi biri gelse de kendi başa çıkabilirdi.
"İçmiyorum, teşekkürler." Atsumu normal bir şekilde konuştuğunda o da kendine şaşırmıştı. Sakusa kafasını sallayarak sigarasından bir nefes daha aldı. Atsumu adam yanından ayrılmadığı için rahatsız hissetti, telefonundan Osamu'nun numarasını tuşladı. Osamu'nun zaten açmayacağını biliyordu, büyük ihtimalle şu anda fosur fosur uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knew it | SakuAtsu
Fanfiction"Atsumu," Siyah, kıvırcık saçları yoğun feromondan ve terden dolayı alnına yapışmış adam, sarışının bileklerini daha çok sıkarken nefes nefese konuştu. "Omega olduğunu biliyorum." omegavers, toxic relationship, possessive behavior