lhabia,

83 8 55
                                    

Atsumu ne olduğunu anlamadan tuvaletin zeminine yığıldı. Başı dönüyordu ve midesi bulanıyordu, kan tadını dilinde hissettiğinde midesi daha kötü oldu. Atsumu kafasını kaldırıp yukarı baktı, hangi psikopat geldiği barın barmenini tuvalete kadar takip edip ona saldırırdı?

Kageyama Tobio.

Atsumu anlamayan gözlerle ona bakarken Tobio onu yakalarından yakalayarak kaldırdı ve duvara çarptı. Atsumu acıyla inlerken sinirlenmeye başlıyordu. Kageyama'ya Shoyo'nun sevgilisi olduğu için saygı duyuyordu ama kendisine yaptığı karşısında boş durmayacaktı. Atsumu'nun aklının yerine gelmesi için biraz adrenalin yeterliydi. Atsumu, Kageyama'nın karnına dirseğini geçirerek sendelemesini sağladı. Kageyama gerilediğindeyse yakalarını ondan kurtarıp üstünü düzeltti.

"Ne sikim yaptığını sanıyorsun?" Atsumu sinirle konuştu, baş ağrısı yüzünden yüzünü ekşitse de sinirli gözüküyordu. Kageyama tükürdü, tekrar Atsımu'ya yaklaşarak kolunu sertçe tuttu.

"Shoyo'yu bilerek getirdin değil mi? Arkadaşı falan değilsin, en başından beri Sakusa'nın ajanıydın. Sikik herif, oyununuza düştüğüme inanamıyorum, Shoyo'ya bir şey olursa seni öldüreceğim." Kageyama sarışının kolunu daha sert sıkarken Atsumu acıyla inledi, kolunu kurtarmaya çalışırken boştaki yumruğunu Kageyama'nın yüzüne geçirdi. Kesinlikle bir morluk olacağına emindi. Atsumu güçsüz değildi.

"Bu kadar eminsen onun yanında kalsaydın orospu çocuğu! Böyle işlere bulaşmasaydın da Shoyo'yu tehlikeye atmasaydın! Bak bir öldürmeyi dene ne oluyor." Kageyama hâlâ kolunu bırakmamıştı. Atsumu şu anda her duyguyu en yoğun şekilde yaşıyordu. Öfke, arkadaşının sevgilisinin arkadaşıyla ilişkisini sorgulaması. Hüzün, yanlış anlaşılma. Tiksinti, arkadaşını bu tür şeylere bulaştırdığı için kendinden tiksinme. Ve en nefret ettiği, arzu. Atsumu şu anda bu durumda olmasını sağlayan adamı arzuladığı için kendine daha çok öfkelendi.

Kageyama dişlerini sıkarak Atsumu'nun kolunu bıraktı. Onun yerine tam da dudağının yanına bir yumruk atarak tuvaletten hışımla çıktı. Atsumu bir şey söylemese de Shoyo ve Sakusa'nın yanına gittiğini biliyordu. Atsumu onun bu öfkesini anlamadı, eğer Sakusa; Hinata'ya bir şey yapmayacağını söylediyse yapmazdı. Atsumu, Sakusa'ya güvenmek istemişti. Güveninin böyle sonuçlanacağını tahmin etmemişti.

Atsumu hissettiği mide bulantısıyla tekrar yere çöktü. Çenesinden aşağı bir şey aktığını hissettiğinde ağladığını düşünmüştü, dokunduğunda ise patlayan dudağından akan kan olduğunu anlamıştı. Atsumu, kapıdan Sakusa geçip yanına çökene kadar yerde oturdu. Ne kadar sürdüğünden emin değildi, zihni başka şeylerle boğuşuyordu. Hoş, Atsumu onun buraya neden geldiğini de anlayamamıştı. Ruh eşi gibi saçmalıklara inanıyordu, Sakusa onun acı çektiğini hissedip gelmişti. Ya da Kageyama'nın yüzünü görüp ne olduğunu sormuş da olabilirdi, ama Atsumu birincisine inanmayı tercih etti. En azından daha sonra bu isteğini kurduna yıkabilirdi.

"Bunu sana o orospu çocuğu mu yaptı?" Sakusa, Atsumu'nun çenesinden tutarak kendisine bakmasını sağlamış, baş parmağıyla nazikçe Atsumu'nun dudağını okşuyordu. Atsumu bir şeyler duymuştu ama ne dediğini tam kestiremedi. Sakusa ağır bir nefes verdi.

"Atsumu, bir soru sordum." Sakusa, Atsumu'nun titrediğini fark etti. Çok mu korkmuştu? Travması mı tetiklenmişti? Sakusa onu rahatlatmaya çalışırken feromonlarını serbest bıraktı. Bunu onu etkisi altına almak için yapmadı, sadece titremeyi bırakmasını istedi.

"Omi, ben kötü biri miyim?" Atsumu doğrudan Sakusa'nın gözlerinin içine bakarken sordu, dudağı acıdığı için harfleri yutuyordu ve bu Sakusa açısından sevimliydi. Gülerse Atsumu'nun kızacağını düşündüğü için sessiz kaldı.

Knew it | SakuAtsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin