23- Irz düşmanı

10 3 0
                                    

İlham gelmiyor... Üzgünüm bölüm uzun zaman sonra geldi.

Yeni kitabıma bakabilirsiniz...

Bu kitaba hiç ilham gelmiyor üzgünüm, kitap pek içime de sinmiyor...
.

"Oğlum uyanmayacak mısın daha saat bir oldu, oğlum bu kim?!"

 üzerimizdeki yorgan çekilirken kaşlarım çatıldı kimdi bu bu saatte, hem saat bir mi demişti o?

"Anne ne oluyor ya sabah sabah, hem soğuk versen şu yorganı." üzerime tekrardan sıcak yorgan örtüldüğünde hafifçe kımıldanarak iyice sarıldım sıcaklığına.

"Doruk kalk!" 

"Bağırma anne başım ağrıyor zaten tamam kalkıyorum." yanımdaki ağırlık azaldığında Doruk'un kalktığını anlayıp onun uzandığı tarafa doğru döndüm, sesleri duyuyor ama algılayamıyordum.

"Aç gözlerini, bana söyle yanındaki kim?" 

"Siktir, Aksoy uyan lan." omuzlarımdan dürtülmemle birlikte elimi kaldırım başıma koydum, deli gibi başım ağrıyordu biz.

"Of iki dakika uyutmadın kıvırcık, ne oldu güzelim söyle." gözlerimi açmadan dudaklarımın arasından çıkartmıştım kelimeleri, ardından elleri çıplak göğüsümü bulunca hafifçe vurdu gülerek.

"Ağzından kaçtı işte anne bakma öyle, Aksoy annem burada."

"Günaydın diyecektim efendim, özür dilerim." üzerimdeki yorganı atarak ayağa kalktığımda, siktir...

Lan kiyafetlerim nerede? 

Omzumun üzerinden Doruk'a bakarken o da sırıtarak bana bakıyordu, lan ne yaptık biz?

"Siz neden çıplaksınız?!" gözlerim Doruk'un bedeninde gezinriken herhangi bir işaret aradım ama hiçbir şey yoktu, bu derin bir nefes vermeme sebep olurken beni baştan aşağıya inceledi bu utanmama sebep olurken yorganı alıp belimin etrafına sardım. Annesinin karşısında çıplak duruyordum, bu oldukça utanmama sebep olmuştu.

Ve ben hiçbir şey hatırlamıyordum.

"Ben zaten böyle uyuyorum Aksoy'a sor onu."

"İkinize de soruyorum ne işler dönüyor burada?!" kadın haklı olarak bağırıyordu ve ben bir elimle belimdeki yorganı tutarken diğer elimle yüzümü gizlemiştim muhtemelen kıpkırmızı olmuştum.

"Ben hatırlamıyorum efendim, biz dün gece birlikte ufacık eğlenmeye gitmiştik.''elimi kaldırıp işaret parmağımın ucunu gösterdim, Doruk'un bu halimle eğlenir gibi yanımdan geçip gitmesi canımı sıkmıştı. ''Sanırım biraz fazla eğlenmişiz, ben gideyim en iyisi." Doruk eliyle koymuş gibi kıyafetlerimi bana doğru verirken utançtan yerin dibine girecektim, bu çocuk ne yapıyordu?

Adımlarımı odanın karşısındaki banyoya doğru yönlendiriken annesi Doruk'a bağırmaya devam ediyordu.

Giyinmem o kadar kısa sürmüştü ki anlatamam, bir an önce bu utanç verici anın içinden çıkmak istiyordum.

Kulağımı dolduran ses yerimde durmamı sağlarken midem korkuyla kasıldı.

"Ünlü iş insanı Mustafa Keskin'in oğlu Aksoy Keskin dün gece barda birisiyle oldukça yakın bir şekilde görüntülendi, bardan aynı kişiyle el ele çıkan Aksoy Keskin'in eşcinsel olabilir mi? Sorularını akıllara getirdi." 

Dün gece bizi görüntülemişlerdi, hemde dans edip öpüşürken.

Kalbim deli gibi atarken, elimi kaldırıp kalbime götürdüm. Bulunduğum noktadan kimse beni görmüyordu ama ben televizyonu görebiliyordum, bir adım atarak herkesin görüş alanına girdim.

melankoli(BxB)| GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin