20; Art Deco

123 17 21
                                    

İyi okumalar kizlar

୨୧

Saat sabah beşti. Hava daha anca ayacaktı ve Jeongguk denize gitmek için hazırlanıyordu. Yataktan ilk kez bu kadar zihinsel olarak sağlıklı kalkmıştı. Cidden deliksiz uyumuştu.

Siyah deniz şortu kalçalarının altında bitiyordu. Üstündeki siyah elbise de efil efil uçuşuyordu. California ve güzel çocuk, bir kez daha okyanusa hazırdı.

Her zaman yaptığı gibi çıplak ayaklarıyla gidip kahve aldı sonra da plaja yürüdü. Artık bu durum o kadar rutin olmuştu onun için. Kahve aldığı yerdeki kişiler bile selamlıyorlardı onu. Hoş... Haftanın her günü farklı yere giderdi ama tanırlardı işte.

Kumsala çantasını koyup havluyu da serdi güzelce. Çıkınca gelir burada kahvesine devam ederdi. Zaten çok uzun kalmayacaktı.

Üstündeki ince elbiseden bir hareketle kurtulup hızla denize ilerledi. Kalbi bu güzel manzara için heyecanla atıyordu. Cidden umut doluydu bu sabah Jeongguk.

Su gittikçe soğudu. İlerilere kulaç attıkça buz gibi suyu iliklerinde hissetti. Hele suyun aşağıda kalan kısmı... Cidden buz gibiydi.

"Tanrım... Teşekkür ederim."

Buz gibi suda deniz kızı gibi süzülmeye devam etti. Hava yine turuncuya bürünmüştü.

Karşılaştıkları günü anımsadı Jeongguk. Yüzündeki tebessümle sanki Taehyung'u orada tekrar bulacakmış gibi kıyıya baktı.

Ve gerçekten de buldu.

Taehyung yine kıyıda onu izliyordu. Kendi kendine gülüp uzaklaştığı kıyıya ilerledi. Taehyung da onu gördüğünü fark edip suya girmişti. Birbirlerine ilerlemeye başlamışlardı şimdi.

Yolları sonunda kesiştiğinde Jeongguk dün sabahtan beri düzgün göremediği sevgilisinin boynuna atladı.

Kendi içlerinde günaydın sarılmaları sıkı, sıcak ve uzun olmuştu.

"Günaydın hyung."

"Günaydın bebeğim."

Esmerin yanağına buse kondurduğu gibi yüzüne su sıçratıp ileriye kaçtı Jeongguk. Taehyung ise onun bu hareketine gülmeden edememişti.

Kendi aralarında bir kovalamacaya girmişlerdi şimdi de. Jeongguk suyun içinde kahkaha attıkça baloncuklar çıkıyordu. Taehyung ise ayak bileğinden yakalamaya çalışıyordu onu.

Fark etmeden ilerlemişlerdi. Az önce Jeongguk'un geldiği yerin az gerisindeydiler.

Taehyung sonunda onu bileğinden yakaladığında kendine çekip belinden yakalamıştı çocuğu. Jeongguk ise pes edip Taehyung gibi dik konuma gelmişti.

"Gülmekten yüzüm ağrıdı gerçekten."

Hala yaşadıkları anın komikliğini ve heyecanını düşünüp gülmesini tutmaya çalışıyordu Jeongguk.

Taehyung ise sevgilisinin büyük tebesümünde bir yerlerdeydi işte... Öylece kaybolmuş bir şekilde izliyordu onu. Gözlerini, kızaran yanaklarını, yanan omuzlarını, ıslanan saçlarını ve kirpiklerini, gülüşünü...

İki eli omuzuna tutundu Taehyung'un. Sonunda ayak çırpmayı bırakmıştı Jeongguk, tutununca. Taehyung da kollarını sıkıca sevgilisine sardı. Ayaklarını çırparken sevgilisine çarpıyordu ara sıra.

"Güzel Jeongguk'um... Seni bulduğum için dünyanın en şanslı adamı olduğumu düşünüyorum."

Jeongguk gülümsemekle yetinmişti. Bir şey diyememişti Taehyung'un güzel sözlerine karşı. Hoş, Taehyung onun içini ondan bile iyi biliyordu zaten.

California | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin