İyi okumalar diyelim, özlendi mi burası?
★
"Orospu çocuğu! Adi it, baksana telefonu- alo, aşkım?"
"Jeongguk, özür dilerim bebeğim, bakamadım telefonlarına."
Oturduğu şezlongdan kalktı ve sol eliyle uçmaması adına şapkasını tutarken öbür yandan telefonun karşısında nefes nefese kalan sevgilisine odaklıydı Jeongguk. Saat akşam dörttü, Taehyung bugün sabah erkenden evden çıkıp gitmişti ve Jeongguk onu belki de yüz kere aramıştı gün içinde.
"Neredesin sen? Ha? Hiç mi aklına gelmedim, başına bir şey geldi sandım!"
"Jeongguk, akşam konuşuruz, kapatacağım şimdi araba sürüyorum."
"Evde değilim, geçerim şimdi, denize gelmiştim."
Yerde ayağıyla kumlara belli belirsiz desenler çizerken içine doğan kötü hislerle karnına gerginlik ağrıları saplanmıştı.
"Akşam yemeğe çıkarayım mı seni?"
"Hayır. Çok sinirliyim ve içimde iyi hisler yok. Gel ve bugün nerede olduğunu söyle, hesap ver bana!"
"Jeongguk, tamam. Eve geç ve sakin ol, önemli bir yerde değildim, arkadaşlarımla alışveriş işte."
Jeongguk ise yalan söylediğini bildiği için sinirle telefonu Taehyung'un yüzüne kapatmıştı. Ne sanıyordu onu, aptal mı?
"Sen alışverişteysen ben de..."
Telefonunu ve şapkasını çantasının oralara gelişigüzel fırlatıp denize doğru yürüdü. Ayaklarını suya sokup sakinleşmeye çalıştı. Soğuk su ona çok iyi geliyordu. Üstünde siyah atleti, az önce giydiği siyah yırtık kot şortu ve transparan klasik plaj elbiselerinden biri vardı.
"Tanrım... Bana bir işaret gönder."
Yüzünü ve kollarını güneşe açarak anı hissetmeye çalıştı. Çok sinirlenmişti. Çok bunalmıştı hayatında da. Karen'ı yolun sonunda her türlü üzecek olmasını hazmetmişti. Sırada sadece ortalığı yangın alanına çevirmek vardı.
Bir eli, Taehyung ile etrafa benzin dökerken diğer eli daha yangın başlamadan suyla söndürmeye çalışıyordu ortalığı.
Suyu yanlış zamanda döküyordu, belki de yangın çıktığında elinde su kalmayacaktı. Ya da yangının çıkacağı zamana kadar hazırlık yapacaktı.
Tabii etrafı ateşe veren o olursa.
Ayağıyla karıştırdığı taşlar arasında bir tanesi dikkatini çekti. Mor bir taş, çok hoş gelmişti gözüne. Eline aldı ve şortunun cebine attı. Koleksiyonuna koyardı belki.
Aklına Taehyung'un gelmesiyle eve dönmek adına sudan ayaklarını çıkarıp eşyalarını toplamaya gitti.
★
Eve girdiği gibi cebindeki taşı iyice kurusun diye tezgaha, güneşe koydu ve koşa koşa duşa girip çıktı. Taehyung'un duştayken gelmesini ve kapıda kalmasını dilemişti ama olmamıştı işte.
Siyah bornozu bir omzundan hafif kayarken tezgahta dikkatini çeken üzümden birkaç tane ağzına atmıştı. O sırada kapı çaldı. Daha sonra sevgilisinin sesi ulaştı kulağına.
Kapıya ağzındaki üzümü çiğneyerek gitti ve derince yutkunup kapıyı açtı. Taehyung, çocuğun ciddi ifadesi ile daha da gerilmişti.
"Duşta mı yakaladım seni?"
"Hayır giyinmedim sadece."
"Neden?"
"Tahrik ol diye, aptal mısın yoksa rol mü yapıyorsun? Ayrıca içeri geçmeyeceksen kapıyı kapatacağım. Tüm Amerika'nın bornozlu halimi görmesini istemem, anlarsın ya."
![](https://img.wattpad.com/cover/362297761-288-k88233.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
California | Taegguk
Fiksi PenggemarJeongguk, yıllardır beklediği eski sevgilisini ummadığı bir anda bulur ve beklediği yıllara lanet eder.