Karşısında uyuyan adama baktı. Kokusu tüm odayı kaplamıştı. Delilikti, bunu yapması tamamen delilikti. Ama kalbine söz geçiremiyordu. Yaklaştı, nefesini tutuyordu. Parmakları saçlarında gezdi, elmacık kemiklerinde dolaştı parmakları. Ne çok özlemişti tenini. Aklıyla kalbi bir savaş içerisindeydi, büyük bir savaş. Yatağın kenarında diz çöktü. Onu duymadığını biliyordu. İlaçlarını aldığı zaman derin bir uyku halinde olurdu. Gene de temkinliydi.
"Ferit, kalbimin ışığı."
Sesi titredi, kalbi titredi, canı titredi.
"Hala şuramdasın Ferit, bu kendimden nefret etmeme sebep oluyor. Sana karşı koyamamak, içimdeki herşeyin sana akması. Abimin kemikleri sızlıyor mudur Ferit?"
Bir damla yaş aktı gözlerinden.
"Seni affetsem.."
Durdu, derin bir nefes aldı.
"Bütün dünya yüzüme tükürür Ferit. Ama yine de son kez seninle uyumak isterdim."
Elinin tersiyle sildi gözyaşlarını. Bu kadar savunmasız olmaya alışık değildi. Zaten savunmasız olduğu tek yer de onun yanıydı, bilirdi. Usulca yaklaştı, dudaklarına. Ufak bir buse bıraktı, ayrıldığında ona bakam Feriti gördü.
"Rüyada mıyım?"
"Rüyadasın."
"Sabah uyanınca gidecek misin?"
"Gideceğim."
"Gitme."
"Kalırım."
Yanına yer açtı Ferit, hiç itiraz etmedi Seyran yattı. Rüyada sanıyordu, bu gece onlar için bitti rüya gibi geçecekti. Yatakta ikiside birbirine döndü, Ferit Seyranın yüzünü okşarken heyecandan elleri titriyordu.
"İlk kez bu kadar gerçeksin."
Gözlerinden bir damla yaş düştü Seyranın, onları bu hale getiren kadere ağlıyordu.
"Ağlama."
"Çok özledim seni."
Derin bir nefes aldı Ferit.
"Teninde soluklanmadığımdan beri nefes aldığımı hissetmiyorum Seyran."
Biraz yaklaştı.
"Dudaklarından can akmıyor artık dudaklarıma, yüzümde yok affet demeye."
Biraz daha yaklaştı, burunları birbirine değiyordu artık.
"Hiç hakkım yok, hiç yüzüm yok ama sen beni affet olur mu?"
"Olur."
Dediğinde dudaklarını birleştirmişti. Bu geceyi bir taraf an ve an hatırlarken, diğeri rüya olarak bilecekti. Hangisi daha zordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Mystery / Thriller"Bu yaşta bu zeka, bu merhametsizlik sanki büyümüşte küçükmüş gibisin." Gülmüştü, bilseydi babasının onun nasıl yetiştirdiğini belki az bile derdi. "Kuzgunları bilir misiniz?" "Aşina değilim pek." "Kuzgunlar türünün en zekisi, en siyahı, en merhame...