10 - Alıntı

181 31 9
                                    

Mezarlıktan çıktıktan sonra binmek istemedi onu bekleyen arabasına, topuklu ayakkabısının sesi sessiz yere bir nefes gibi doğarken dudaklarının titremesine engel olamadı. Ağlamayacaktı, söz vermişti. Mırıldandı kendi kendine.

"Ama ağlamadım ki orada, tuttum ki sözümü."

10 yaşındaki bir kız çoğundan bir farkı
yoktu şu an. Mezarlıktan çıktıktan sonra bilmediği bir sokağa girdi, ayakkabısı canını acıtıyordu, çıkardı. Çıplak ayaklar yürüyordu yolları. Ayağına batan irili ufaklı taşlar canını yakıyordu. Sahi daha canı ne kadar yanabilirdi? Daha dibi ne kadar görebilirdi? Arkasından gelen arabayı farkettiğinde adımları ne yavaşladı ne de hızlandı. Aynıydı. Arkasındaki araba gelseydi ve vursaydı ona. Bu içindeki tarifi olmayan acı son bulur muydu? Bulurdu elbet. Araba durduğunda o da durdu, usulca arkasını döndüğünde arabadan inen Ferit karşıladı onu, sonu karşısındaydı. Yavaş yavaş ona yaklaşıyordu. O da biliyor muydu? Bu savaşın sonunda birinden birinin öleceğini. Ya da inanıyor muydu onu affedebileceğine? Sağındaki kaldırıma çöktü. Feritse yanına oturdu.

"Noldu? Kim üzdü seni bu kadar?"

Alaycı bir gülüş düştü dudaklarından.

"Hala daha başkalarının beni üzmesinden bahsediyorsun. Beni en çok üzenin sen olduğunun farkında bile değilsin."

Dirseklerini bağlayıp dizlerinin üzerine yerleştirdi. Kafasına kollarının üzerine koyup soluna baktı. Sevdiği adamın çehresini izlerken yutkundu. Çok seviyordu.

"Beni öldürüp o mezarının içine sokan sensin ama hala kim yaptı diye soruyorsun."

Güldü, acıyla güldü.

"Nasıl olurda insanoğlu bu denli acımasız olur? Karşısındaki insanda açtığı yarayı görmeyecek kadar kör olur aklım almıyor."

Gözleri dolu dolu bakıyordu Ferit ona. Karşısında gördüğü kadın, Feritin eseriydi, görüyordu. Görmek ilk defa böylesine canını yakmıştı.

"Geceleri uyuyamıyorum. Abimin cansız bedeni her zaman mıh gibi aklımda. Son sözleri, onu benden alanın sen oluşu."

Ölmek istedi Ferit. Gittikçe sesi kısılan Seyranı görmek, onun güçsüzlüğüne şahit olmak Ferit için ölümü istemekti.

"Başkası olsa bu denli canımı yakar mıydı? Yoksa sen yaptırdığın için mi bu acı hafiflemiyor bilmiyorum. Hayatımdaki ilkleri hep seninle yaşadım, keşke bunu da seninle yaşamasaydım."

"Özür dilerim."

Bir fısıltı dökülmüştü Feritin dudaklarından. Ne derse boştu biliyordu. Sevdiği kadını böyle görmek nefesini kesiyordu.

"Bu hikayenin sonunda ikimizden sadece biri ayakta kalacak biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum, umarım bu sen olursun."

Dediğinde bir sessizlik çöktü oturdukları yere. Kafasını Ferit'ten çevirip alnını kollarına dayadı. Hıçkırıkları sokağı doldururken, bir çift kol tarafından sarıldı. Hayat ne garipti, derdin sahibi de oydu, dermanı olacak olan da.

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin