14.Bölüm

1.4K 114 93
                                    

Bölüm Şarkısı: Cem Adrian- Tek Kişilik Aşk.

Yeni hikayeme yakında başlayacağım okursanız sevinirim. Ve "Kalbimden Bir Demet" isimli hikayeme bazı sebeplerden ötürü ara vermiştim, ama yakın zamanda tekrardan bölümler gelecek. Onu buradan duyuracağım zaten.

BÖLÜM SINIRI: 65 VOTE+ 80 YORUM..

İyi okumalar..

#

Yüzleşmek.

Kelime anlamı bir olayı ileri sürenle inkâr eden kimselerin yüz yüze gelerek dediklerini tekrarlamasıdır. Yani Merve ile Serenay'ın, bu iki eski dostun uzun zamandır gerçekleştirmedikleri eylemdi bu yüzleşme..

Uzun zaman olmuştu, birbirlerini her gördüklerine garip bakışlar atmayı ihmal etmiyorlardı. İkilinin gözleri, birçok sırrı içinde barındıran buzdan duvarları andırır gibiydi. Her birbirlerini gördüklerinde, hafızalarında geçmiş kendini tekerrür ediyordu. Ve bu ikisinin de canını sıkıyordu.

Peki nereye kadar sürdüreceklerdi bunu? İşte bunu ikiside hiçbir zaman düşünmemişti. Nereye kadar devam edecekti bu birbirini garipseyen bakışlar, kalp kırıklıkları? İkisinin de içindeki kurtları döküp, bas bas bağırıp ağlamaları gerekmez miydi? İnsanlar genelde böyle tartışıp barışmazlar mıydı?

İşte şimdi tüm cevapsız sorular yanıtlanacak, akıllardaki soru işaretleri az da olsa silinecekti.

Merve sahilde bir bankta oturmuş, denizi seyrediyordu. Serenay ile Anıl arabadan indikten sonra onun yanına gittiler. Serenay ona boş boş bakarken Merve gözlerini denizden çekip ona baktığında şaşırmıştı, sinirlenmişti. İki duyguyu da yoğun olarak yaşadı o an.

Merve: "Sizin ne işiniz var burada? Anıl, bu kızı neden getirdin?" dedi sakin olmaya çalışarak. Gerçekten de sesi çok sakin çıkmıştı, gereğinden fazla sakin...

Anıl: "Merve, Serenay'la konuşacaksın. Ona her şeyi anlattım. O kızın Hilmicem'in sevgilisi olmadığını, senin arkadaşın olduğunu söyledim. Olanların aslını biliyor. Artık lafı dolandırmana gerek yok o yüzden. Yüzleşmeniz şart."

Merve: "Ben bu kızın yüzünü bile görmek istemiyorum Anıl. Lütfen geldiğiniz gibi gidin, yoksa ben gideceğim."

Serenay: "Ne o? Arkamdan dolaplar çevirirken iyiydi de şimdi yüzüme karşı konuşamıyor musun?"

Merve: "Kapa çeneni sen. 5 yıl önce gözümün önünde sevdiğim çocukla yiyişen biri olarak konuşmaya hakkın yok!"

Serenay: "Onu sevdiğini bilmiyordum Merve! Bilsem yaklaşmazdım bile o'na.. Ne kadar seversem seveyim, onu görünce içim yangın alanına dönse bile yaklaşmazdım ona. Çünkü benim için aşktan önce dostluk gelir, keşke şunu bilseydin!"

Merve: "Sana neden inanayım ki! İnanmak için hiçbir sebebim yok, çünkü yalan söylüyorsun Serenay! Sen sadece kendini masum göstermeye çalışan yalancının tekisin!" dedi bağırarak. Az önceki soğukkanlı sakinliği yerini sinire bırakmıştı.

Serenay: "Yalan söylemiyorum, doğruyu söylüyorum! Ayrıca doğruyu söylemek demek kendini masum göstermeye çalışmak değildir!"

Merve: "Bırak bu işleri Serenay sen. Sana asla inanmadım, ve inanmayacağım da!" dedi ve tam arkasını dönüp gidecekken Anıl onu kolundan yakalayıp kendine döndürdü.

İşte o an çok yakındı yüzleri, nefesleri birbirine çarpıyordu, gözleri karşı karşıya gelmişti.. Bu yakın temas karşısında Merve'nin sinir kat sayısı azalırken hemen kendini geri çekti. Tabii geri çekilince öfkesi geri dönmüştü.

Cesaretin Var Mı Aşka?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin