beni rahat bırak

92 8 9
                                    

sanjinin yeniden tayfaya dönmesinin üçüncü günüydü ve tayfadaki herkes mutluydu iyi bir karşılama almıştı yaptığının yanlış olduğunun farkındaydı. luffy'i tekmelemişti, sevgili nami-swanının kalbini kırmıştı ama tayfanın onu affetiğini görünce onlar için daha fazla çalışmaya başladı. sabah kahvaltısı için yine erken kalkmıştı tayfanın uyanmasına daha iki saat vardı bundan memnundu mutfakta olmak onu huzurlu hissettiriyordu

sanjis pov

mutfaktaydım tayfa için kahvaltı hazırlıyor bir yandan da şarkı mırıldanıyordum sunnyde olmak huzur veriyordu gözüm bir anlığına cama kaydı. burdan kuş yuvası gözüküyordu ışığı açık kalmıştı ellerimi kurulayıp ışığı söndürmeye gittim zaten kahvaltı hazırdı ve tayfayı uyandıracaktım. yukarı tırmanıp kapıyı açınca zoroyu gördüm

-marimo? burda ne işin var uyumadın mı

-seni ilgilendirmez

-hey tabiki ilgilendirir uyumazsan yorgun düşersin bir anda düşman saldırısına uğrarsak tayfayı koruman lazım ayrıca uyumazsan uyku düzenin bozulur gece ve gündüzün karışır bu yeme bozukluğuna yol açar yorgun olur-

-tanrı aşkına kes sesini ve beni rahat bırak

-sabah sabah kavga mı istiyorsun bak tüm gece uyumamışsın ve kahvaltı da yapmadın ne yapma-

-SANA BENİ RAHAT BIRAK DEDİM

-ah anladım peki ne bok yersen ye kahvaltı hazır umrunda olursa gel seni aptal

-...

karga yuvasından çıktığım gibi herkesi uyandırmaya gittim robin-chan zaten uyanmış ve nami-sanı da uyandırmıştı bende erkekleri uyandırdım ve hep beraber kahvaltıya oturduk ama marimo kılıklı aptal yosun gelmeye teşebbüs etmemişti tâbi bu kimsenin umrunda olmadı çünkü onun yine biryerlerde uyukladığını düşündüler.
kahvaltı bittikten sonra herkes teşekkür edip mutfaktan çıkmıştı. bulaşıkları yıkamaya başlamadan önce kenara ayırdığım tabağı mutfaktan çıkmak üzere olan brook'a uzattım

brook acaba bunu marimoya verir misin kendisi antreman yaptığı için gelmedi

-ah tabiki veririm sanji-san fakat neden kendiniz vermiyorsunuz anlamadım

-ah şey ben bulaşıkları böyle bırakamam bu yüzden ama götürmek zorunda değilsin tabiki ben sonra da götürürüm sadece işim olduğu için rica et-

-kendini açıklamana gerek yok sanji-san

brook mutfaktan çıktıktan sonra bulaşıkları yıkamaya başladım. geldiğim günden beri herşey normaldi. tek normal olmayan şey zoroyla olan iletişimimizdi. tek bir kez olsun kavga etmemiş hatta neredeyse hiç konuşmamıştık tayfadaki herkese olan tavrı normaldi fakat bana gelince düşman kesiliyordu tamam , önceden de birbirimize aşık değildik yani içimdeki kimseye hissetmediğim duygular ve kadınlar adasında aklıma gelen tek kişi olması dışında fakat düşman da değildik oysa şimdi sanki birbirinden nefret eden iki insan gibi takılıyorduk bu aramızdaki iletişim kopukluğu tayfayı da etkiliyordu Robin-chan birkaç kez aramızda birşey olup olmadığını sormuştu onu her seferinde geçiştirmiştim çünkü cevabını bende bilmiyordum..

bulaşıkları bitirdikten sonra tayfaya içecek hazırlamıştım onları dağıtmak için mutfaktan çıkacakken zoro mutfağa girdi elinde brook aracılığıyla gönderdiğim tabak vardı. yemişti. yüzümde küçük bir sırıtış oluşurken göz göze geldik bana ters ters bakıp omuz atarak içkilerin olduğu yere doğru ilerledi.

-hey dikkat etsene seni aptal içecekleri döküyordun
-çokta umrumda

onunla konuşmayı aklıma kazıyıp içecekleri dağıtmaya gittim hepsinden birer küçük teşekkür aldım luffy üstüme atlayıp teşekkür etti normalde bu yaptığına bağırıp çağırmam gerekirdi ama kafam fazla dolu olduğundan takmayıp kafasını okşadım elimde kalan son içeceği zoroya götürmek üzere yeniden karga yuvasına doğru yürüdüm.

affedebilir misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin