26. BÖLÜM: Kesik Anılar

12 1 0
                                    

Bana ulaşabileceğiniz adresler;

Instagram: aew.lya

Kitaplarıma özel açılan hesap, mortemluna

Twitter: aew.lya

Tiktok: aelyaswan

26. BÖLÜM: Kesik Anılar.

Pinhani, Bilir O Beni

İmera, Bitmeyen Sevda

Müslüm Gürses, Bir Ömür Yetmez

Sokrat-Cem Adrian, Bazen Olmaz 

"Hissizlik sevgilim, acı vazgeçişin esareti." 

Geçmiş, Kanada, Gece 02.34 

Kimi insan unutulmaktan korkar kimi insan unutmaktan. 

İki taraf için de bu korku bir sarmaşık gibi sarar tüm damarları, kan pompalayamaz hale gelir kalp. Unutulan sanki hiç var olmadığı bir şehirdeymiş gibi karşılanır; tüm yolları ezbere bilirken... 

Unutan için daha farklı, o acı çekemez, üzülür ama neye üzüldüğünü bilmez; kalbi kırıktır, eksik olan parçaları toparlamaya çalışır başka yerlerden fakat bir türlü yerine oturtamaz bulduğu parçaları. Eski parçanın boşluğuna koyduğu diğer parça ona uyum sağlayabilmek için kendini yıpratır, eskinin yerini tutamaz belki ama kendini o kadar törpülemiştir ki kalbe zarar vermez. İşte bu yüzden kalp yeni parçasından kopmak istemez, bu sefer kalp kendine şekil verir eşsiz parçayı kendinde tutabilmek için, canını daha fazla yakmasına izin vermemesi için...

Sevda unutan, Tarık unutulan olacaktı zamanla. 

Bir ev, eşyaların üzeri muşambayla örtülmüş terk edilmeden önce. Üst katta bir oda, duvarları yazılarla dolu, mürekkep izleriyle kaplı. Odanın tam ortasında iplikle oynayan bir kedi. Yatağın üzerinde kalbi yarım yamalak dikilmeye çalışılmış bez bebek ve elindeki kalemle duvara şiirler yazmaya devam eden Tarık Göker. 

Bir yıl geçmişti fakat Tarık kendini bir türlü toparlayamamıştı, gündüzleri yaşıyor geceleri bu odada ölüyordu sevdiği kadının kokusuyla. Sevda'nın odası... Ülkesine dönmeden önce bir kaç parça kıyafetini bırakmıştı burada, Tarık her gece o kıyafetlerle uyuyordu sımsıkı sarılarak. Sevda'nın ezbere bildiği şiirlerini duvara yazıyordu kalemler bitene kadar, sırf unutmamak için. 

Sarp kısa bir süre önce Tarık'ın yanına gelmişti. Ona zar zor ulaşmıştı ama gerçekleri öğrenmesi gerekiyordu. Öğrendi de, Tarık her şeyi anlatmıştı Sarp'a. Tarık'ın delice şeyler yapmasını engelleyen Sarp oldu her defasında, ülkeye dönmek istedi Tarık Sarp durdurdu şimdi olmaz diyerek... Ölmek istedi, ölmeyi bile beceremedi. 

Ne olacaktı ölünce, tüm manşetlerde, "Göker ailesinin yaşayan son fertlerinden olan Tarık Göker gece üç sularında Kanada'da terk edilmiş bir evde aşırı doz aşktan ölü bulundu. Maktulün seveni olmadığından dolayı cesedi aile mezarlığı yerine kimsesizler mezarlığına gömülecektir." yazacaktı büyük ihtimalle, abisi, ablası, arkadaşları manşetlerden öğrenecektiler öldüğünü. Sevda'ya söylemezlerdi bile belki... 

Sarp odanın kapısını hafiften araladığında elinde siyah kalemle oturmuş duvara bakan arkadaşını gördü, evin anahtarını zamanında kopyalamıştı Tarık, Sarp'ta Tarık'tan alıp başka bir eşini çıkartmıştı çünkü ona istediğinde ulaşabilmeliydi. Sarp ağır adımlarla Tarık'ın tam karşısına yatağın üzerine oturdu. "Neden sürekli yazıp duruyorsun?" diye sordu duvardaki şiirleri kastederek. 

DERİNDEKİ İZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin