9.BÖLÜM: Can Taneleri

100 22 88
                                    


Bana ulaşabileceğiniz adresler;

Instagram: acelya_kmkçlr_7

Twitter: aew.lya

Emeğimin karşılığı olarak yıldıza basıp, yorum yaparsanız çok çok mutlu olurum. Daha fazla ve bereketli yıldızlar dileğiyle. Kütüphanesine ekleyenlere çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar Hayaletlerim. 

9.Bölüm: Can Taneleri

Ashe, Moral  Of  The Story

Pinhani, Ne Güzel Güldün

"Dalgaların her defasında alıp götürdüğü kum taneleri gibi başka kıyılara vurdu, can tanelerimiz."


Sabahını dört gözle beklediğimiz günlerin geceleridir beklemeyi eşsiz kılan. Çok gecem oldu sabahına uyanmak istemediğim, çok sabahım oldu gecesine yaşamak istemediğim. Ne uyanabilmeyi başardım bu hayatta ne de yaşamayı. Gecelerden korkarken alıştım geceye. Sevmek değildi benimki alışmaktı, ve bu alışkanlık bir gün bana gerçekten geceyi sevdirir mi bilmiyorum...

Rahattım artık; buraya gelmiştim, onun evindeydim, Büşra nezarette, evinde olmadığı kadar güvendeydi. İçime su serpiliyordu bunu hatırladıkça.

Onun evindeydim.

 Ruhsuzun evindeydim. 

Tarık'ın evindeydim...

Aynı yerde uyumuştuk, klişelerden uzak uyumuştuk. Ama uykuya dalana kadar dinlemiştim nefes alışverişlerini; düzenliydi. Benimkinin aksine. Gece sürekli bölünmüştü uykularım, saat başı uyanmıştım neredeyse. En son gözlerimi açtığımda hava aydınlanmıştı, kafamı yan tarafa çevirdiğime Tarık'ın yattığı yer toplanmıştı. Saatin kaç olduğuna bakmak için telefonumun ekranını açtığımda öğlen olmak üzere olduğunu gördüm. Beni bu saate kadar hangi akla hizmet uyandırmamışlardı.

Yorganı üzerimden kaldırıp koltuğun diğer tarafına ittirdim, yanımda Şerbeti aradım ama yoktu, yorganın arasında kaldığını düşünerek yatakta aramaya başladım. Ama yoktu, hemen ayağa fırladım ve salonda aramaya başladım. Yoktu.

Mutfaktan sesler geliyordu, hemen oraya doğru adımlamaya başladım, Kış bahçesinin kapısı açıktı. Muhtemelen oradaydılar, hızla yanlarına gittim. Tarık çiçekleri suluyor, Öznur ablada kahve içiyordu. Kahvaltı yapmışlardı, beni bekleyecek halleri yoktu bu saate kadar. Kadir yoktu yanlarında, o da mı uyuyordu acaba, miskin şey. "Günaydın Sevdacım." Öznur abla pijamalarıma bakıp gülüyordu. 

"Günaydın," Dedim kendi üzerime bakarken, "Ben uyuya kalmışım, keşke uyandırsaydınız."

"Ben dedim ama Tarık izin vermedi. Tüm gece uyanıp durmuşsun, uykuya tamamen dalman uzun sürmüş." Tarık çiçeklere su vermeye devam ediyordu. "Biraz öyle oldu." Dedim gülümsemeye çalışarak.

"Biraz mı?" Tarık sulamayı bırakmış harelerini üzerime dikmişti, "Günaydın bu arada." Tavrına karşın dişlerimi sıktım ve saçlarımı arkaya attım. "Bir şey soracaktım ben Şerbeti gördünüz mü?" Öznur abla kahvesini yudumlayacağı sırada durdu ve gülmeye başladı, "O kim?" Tarık ablasına döndü ve ben cevap vermeden, "Bez bebeği, ve hayır görmedim." Dedi, "Bez bebek mi?" Öznur abla cevap almak için sormuyordu soruları, anlamak için soruyordu. "Evet, saçları mor ipten." 

DERİNDEKİ İZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin