4.BÖLÜM: Gecikmiş Başlangıç

148 33 136
                                    

Kumsaldaki çocuğu okumak hepimize iyi gelecek hadi başlayalım.

Keyifli okumalar...

Bana ulaşabileceğiniz adresler;

Instagram: aew.lya

Twitter: aew.lya

4.Bölüm: Gecikmiş Başlangıç

Elsa and Emilie, Run

"Yeni başlangıç denen şey yalandan ve avuntulardan ibarettir, gerçek olan şey hikayenin çoktan başlamış olmasıdır, sadece görmen zaman alır."

İşte asıl hikaye kumsaldaki çocuğun elini sıkmamla başlayacaktı, veya çoktan başlamıştır kim bilir. Yüzüne bakmam fazla uzun sürmeden gözlerim eline kaydı, anın etkisiyle bir an afalladım. Gözlerimi bana uzattığı elinden çektim, bakışlarım değil elim tutmalıydı ellerini. "Sevda, Sevda Görkem." dedim, hafif ürkek sesimle. Adeta ellerim elinde buz kesmişti. "Biliyorum." dedi, ukala bir tavır sergileyerek. Ne yani bu çocuk Türk müydü? Ve adımı mı biliyordu? Şaka! "Sarp söylemişti."

"Demek tanıştınız." dedi Neşe, yanımıza yaklaştı, onun gelmesiyle bir anda ellerime olan buz gibi elini hissettim, daha fazla ellerimdeki hissi kaybetmeden okulu dondurabilecek olan bu el sıkışmamıza son verdik. Ellerini elimden çekti, kumral dalgalı saçlarına daldırdı ve hafifçe karıştırdı. "Evet tanıştık." dedim, Neşe'ye dönerek. "Hadi oturalım, birazdan ders başlar, başlamadan kahveleri içelim." dedi Sarp, masa kareydi, Tuğrul tam karşıma oturmuştu fakat yüzüme bile bakmıyordu. Kahveleri tepsiden çıkardı, filtre kahveyi benim önüme koydu, sadece o an saniyeliğine gözlerime bakmıştı, "Teşekkürler." dedim, cevap vermedi.

Ruhsuz yaratık, n'olacak.

Neşe ve Sarp'ta kahvelerini önlerine almışlardı. Yavaşça kahveyi yudumlamak için bardağı dudaklarıma götürdüm. "Sıcak!" dedi, göz göze geldik ikinci kez, kendi kahvesini aldı eline, bakışları saniyelikti, "Dikkat edin." diye ekledi. Peki bu benim umurumda mıydı? Gözlerime bile bakmayan birini dinlemek, saçma. Duymamış gibi sıcak kahveyi dudaklarımla birleştirdim.

"Sevda bu yıl bizimle olacak, aynı sınıftayız." dedi Sarp, sözlerini ilettiği kişi Tarık oldu. Kahvemi yudumluyor ve anlam veremeyerek Tarık'a bakıyordum, kahvesini yudumladıktan sonra masanın üstüne bıraktı ama hala iki eliyle de sıkıca tutuyordu. "Öyle mi ne güzel." dedi, bakışları beni buldu, fakat uzun sürmedi. "Berçin sana ne dedi geçen gün?" dedi Neşe, anlaşılan soruyu cevaplaması gereken kişi bendim, kısa bir sessizliği bozan bu sesle birlikte Tarık'ın bakışları bu kez saniyeliğine değil, cevabımı bekler bir şekilde bakıyordu,

Evet işte benim sıram, bu seferde ben bakmadım yüzüne, oh olsun ruhsuz.

"Önemli bir şey demedi, Sarp'ın numarasını istedi sadece." dedim ve Sarp'a döndüm, öksürmeye başladı tabi o sırada Neşe kahkaha atıyordu. Tarık gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı, bu ona yakışmıştı ama konumuz asla bu değil. "Helal, helal ağabeyciğim." dedi Neşe alaylı ve gülmeli bir tavırla. "Lütfen vermedim de, lütfen." Sarp yalvaran gözlerle bana bakıyordu. "Kim bilir?" dedim, dudak bükerek. "Hemen verdim diyorsun kaçak." dedi Neşe, Sarp masanın üzerinde duran peçeteyi Neşe'nin yüzüne doğru fırlattı. "Kes sesini sen, sümüklü! Sevda sende cevap ver!" dedi Sarp daha fazla gıcık etmemeliydim bakışları onu anlatıyordu. Tarık tiyatro izler gibi izliyordu, yahu insan bir kelam eder demi, ruhsuz. "Bak tamam kuzenim olabilir, sevmiyor da olabilirim ama belki de..."

DERİNDEKİ İZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin