18.BÖLÜM:Aşkın Sözleri

55 10 0
                                    

Bana ulaşabileceğiniz adresler;

Instagram: aew.lya

Kitaplarıma özel açılan hesap, mortemluna

Twitter: aew.lya

18.BÖLÜM: Aşkın Söz'leri

Ayşenur Kolivar, E Asiye

Ferdi Tayfur, Hatıran Yeter


"Ressamın boyası bitince tabloya eklemediği ayrıntıydım ben. O geldi ve ellerimden tuttu. Kendi cehennemini rengime boyamak için."

Tarık Göker'den

İnsanlar basit varlıklardır. Verilen sözlere inanırlar ve kendilerini ona göre kodlarlar.

Bana göre sözler hep boş avuntudan ibaretti. Ta ki o hayatıma girene kadar. Yapmam dediğim ne varsa yaptırdı bana. İyisiyle, kötüsüyle...

Söz vermeyi sevmem, hala da sevmiyorum. Ama ona verdiğim sözler boğazımın tam orta yerinde bir yumru olup canıma batıyor. Ona nefes olmaya çalışırken kendi nefesimden oluyorum.

Ona karşı olan tutkum, aşkım, tüm bu sevgim... Nereden geliyordu bunlar? Annemin anlattığı savunmasız küçük bedeni mi seviyordum yoksa çocuklardan çekinmesine rağmen her birine şifa olmaya çalışan o genç kıza mı aşıktım? Belki de kısa saçlarına, yemyeşil gözlerine, su kadar narin tenine tutkundum.

Hayır, hayır... Bunların hiç biri değildi.

Ben çığlıklarını duyduğum küçük bedene, pamuk şekere aşık olan o küçük kız çocuğuna, şarkıları kendine liman edinen ama derinlerden bir o kadarda korkan, ve en çokta beni kendimle yüzleştiren o kadına sevdalıydım.

Bir gece yarısıydı onu yıllar sonra tekrar savunmasız bulduğum an. Kriz geçiriyordu, yani öyle olmalıydı. Kanada'nın kumsalında gözlerini kapatmış şarkı dinliyordu. Gecenin bir vaktinde neden oradaydı peki? Ne fazla yakındım ona ne de fazla uzak. Hep olduğu gibi aramızda mesafeler vardı. Yavaşça olduğu yerde sallanmaya başladı, hıçkırdı, ağladı. Onu o halde görünce panikten ne yapacağımı bilemedim. Yanına da gidemedim. Fakat bir süre sonra gözleri kapalı bir şekilde suya doğru yürüdüğünü görünce yaklaşmaya başladım. Ne yapıyordu.

Ayakları suya değdi, ağlaması şiddetlendiğinde bir şeyler mırıldanıyordu ama duyamıyordum. Beline kadar suya girdiğinde bilincinin yerinde olmadığını anladım ve olacakları düşünmeden yanına koştum. Suyun içine sokup halkalar çizdiği elini tuttum. Kalbinin dengesiz ritimleri nefesine de yansımıştı. bir türlü göğüs kafesindeki havayı rahat veremiyordu dışarıya.

Hayat bu ya, kimse göğüs kafesinde sakladığı gerçekleri dışarı kolayca atamazdı.

Elleri ellerimin arasında yok oldu, beni fark etmemişti ve hala transta gibiydi. Kollarımı etrafına sarıp çırpınışlarını durdurmaya çalıştım, "Nefes al, ne olur nefes al. Dayanamam." Sesim o kadar aciz çıkmıştı ki kalbim parçalanıyordu. "Biz senle," dedi zar zor. Hala çırpınıyordu ki kollarını sıkıştırdım ve bunu engelledim.

"Evet güzelim, evet. Biz senle ne?" dedim, yavaştan yavaştan kıyıya getiriyordum. çevredeki sayılı insanlar neler olduğuyla ilgilenmiyordu bile. Herkes kendi hayatının içinde bir şeylerle ilgileniyordu. Kollarını boynuma dolamasını sağladım ve bacağının altından tuttuğum gibi kucağıma aldım. Gözleri hala kapalıydı ve o cümleleri tekrar ediyordu.

DERİNDEKİ İZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin