10

135 12 2
                                    

yine tek başıma odamda uyanmıştım ama bu günü farklı kılan bir şey vardı.

o da mingyu'nun dün beni ODAMA KADAR TAŞIMASI

hasiktir

boynunu kokladım değil mi?

hasiktir.

sırıtmama engel olamıyorum.

kalkıp elimi yüzümü yıkadım. enerjik hissediyordum sanırım mutluydum. belki mingyu biseksüeldi ve benden hoşlanması imkansız değildi. keşke bu kadar hetero görünen bir adam olmasaydı.

aşağı inip kendime süt ısıtacak ve en sevdiğim dizinin tekrarını seyredecektim. inip hızlıca mutfağa girip bardak ve süt çıkardım. orta tezgaha sütü koyduğumda onu fark ettim.

fark ettim ve bu kanımı dondurdu.

mutfak ve salonun bitişik olmasıyla orta tezgahtan bakınca tam karşı duvarda televizyon görünüyordu. onun önünde de koltuklar tabii.

ve koltuklarda oturan o.

elindeki silahı çeviriyor ve gülerek beni izliyordu. öyle alaycı şekilde bana bakıyordu ki kendimi ezilmiş hissettim.

"baba?" dedim. sesim bir yerlerime kaçmış gibi çıktı.

"selam jr.jeon." dedi. "burada oldukça mutlusun sanırım."

dilimi yutmuş gibi ağzımı açıp kapattım. bakışlarımı kaçırıp ne yapacağımı düşünmeye çalıştım.

"tatil yapıyorum." dedim.

babam bana zarar verir miydi emin değildim. zaafının ben olmadığımı biliyordum. mingyu'yu arayıp onu ifşa etmek istediğimden de emin değildim. sonuçta ben mingyu'nun çalışanı değildim ve babama gözükmeyeceğime dair bir sözüm vardı,onu ifşa edeceğime değil.

gözlerinin bir anlığına irileştiğine ve sinirden sol gözünün attığına şahit oldum ve bu onu daha da öngörülmez yaptı.

beni vurabilirdi.

"düşmanının evinde?"

"düşmanım?" dedim. ensemden aşağı bir ter süzüldü. ondan korkuyordum. elbette. kim korkmazdı ki? o bir sosyopat. "senin düşmanın. benim değil.aralarından biriyle okul arkadaşıyım."

kaşlarını havaya kaldırdığında devam ettim."ben bir mafya değilim. senin oğlun olmam haltlarına karışacağım anlamına gelmiyor. istediğim yerde dururum."

çat.

bardağı vurdu.

cam parçaları sıçrarken biri yüzümü çizdi ve elmacik kemiğimde kan birikti.

nefesim içime kaçmış şekilde süt kutusunu sıktım. boğazımda bir yumru oluştu.

"istediğin yerde duramazsın tabii ki." dedi. bana bakmıyordu. "benimsin. bana aitsin. ben ne istersem o olursun. mafya olacaksın."

"ah," diye devam etti. alnını ovalarken. "senin yerine bir taşım olsaydı daha yararlı olurdu. bir taş." bana bir bakış atıp alnını ovalamaya geri döndü. "uzun ama cılızsın. yanaklarında hala sivilceler var ve hala bir şey yaparken ellerin tir tir titriyor. ayrıca yüksek sesten korkuyorsun? saçmalık. benim oğlum böyle biri mi olacaktı?"

yutkundum.

"senden işletme okumanı ve şirketin başına geçmeni istedim. şimdi de bir piç şirketimi yönetiyor-"

"onun hakkında böyle konuşamazsın."diye bağırdım. "seni memnun etmek için her şeyi yaptı! senin için dans hayallerinden vazgeçti! onun hakkında düzgün konu-"

71           /minwonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin