"Günaydın!" duyduğum sesle irkilmiştim. Gözlerimi açıp nerede olduğumu anlamam uzun sürmemişti. Salondaydım ve ablam muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştı. Tam kalkacağım sırada koltuk hareket etti. Evet evet, koltuk hareket etmişti.
Ablam bana anlamadığım bir gülümseme gönderirken yattığım yere baktım ve hala Arda yanımda yatıyordu. Fırsatçılığının bedelini ödeyecekti. Birazdan alacağım intikamı düşünerek bu sahneyi bozmadım, uyumasına izin verdim. Biraz daha. Birazcık daha.
İşte zamanı gelmişti. Ardayı birden ani ve hızlıca, hiç acımadan yere ittim. Birden uyanıp bağırmaya başlamıştı. Normal olarak. Ben deli gibi gülerken ve olanları umursamazken Arda başladı tabii.
"Napıyorsun kızım sen ya!"
"Salağa bak sanki ben gelip senin yanına sıvıştım demi?!"
"Çocuklar sakin olun" diyerek lafa giren ablama 'alacağın olsun' bakışı atmıştım. koltuğun üstünden kalkarak direk banyoya yöneldim. Utanmıştım. Tamam öyle yanlış anlaşılacak Türden uyumamıştık ama sonuç aynı kapıya varıyordu. Arda'yla uyumuştum. Arda'yla. ARDA!
Şimdiye kadar kimseyle uyumamıştım. Uyumazdım da ama olan olmuştu ve bir daha da olmayacaktı. Ve sorun şu ki, neden rahatsız hissetmemiştim? Neden onu tanımadığım halde uykuya dalabilmiştim? Neden bütün gece deliksiz uyumuştum? Neden ablam bizi uyandırmamıştı?
Tüm bunlar cevaplarını beklerken yüzüme soğuk su çarptım. Bütün gece gayet rahat uyumuş (!) ve uykumu almıştım. Salona tekrar döndüğümde ablam ve arda gülüşerek sohbet ediyorlardı. Derdi neydi ki bunların? Benliğimi kaybetmemi mi istiyorlardı? Ruhsuzluğumu ?
"Abla! O pisliğin benimle uyumasına nasıl izin verdin!"
"Ben seninle uyumadım üstümde olan sendin" dedi arda pişkince sırıtarak.
"Hadi otur da kahvaltını yap Elis. işe geç kalacaksın" bu cümle tabiki ablamdan gelmişti. İkisiyle de göz teması bile kurmadan kahvaltımı yaptım ve kapının önüne indim. Bir taksi çağırıp Ardayı beklemeden taksiye atlamıştım.
Vardığımda, otelde Ozan da vardı. Ama o gün Arda'nın güçlü olmam hakkında söylediği şeyler beni rahatlatmıştı. Yüzüme bir gülümseme yerleştirmiş ve siparişleri hazırlamaya koyulmuştum.
Ozan'ın oturduğu yerden sürekli bana bakması rahatsız ediyordu. Ozan'la göz göze gelmemiştik çünkü buna ihtiyacım yoktu ve bakışlarına karşılık vermeyecektim.
Otel girişinde Ardayı görünce sabahki görüntü yine aklıma geldi ve sinir katsayılarımın yükseldiğini hissetmiştim. Hemen önüme döndüm ve işime devam ettim.
Gün sıradan geçmişti. Birkaç arkadaşımla öğle yemeği yemiştim. Tüm gün çalışmıştım ve Ozan'a olabildiğince bakmamaya gayret göstermiştim. Bir kere merakıma yenik düşüp ona baktığımda telefonda birisiyle konuşuyordu.
Kafamı çevirdiğimde Arda'nın da bana baktığını görmüştüm. Ama bu bakış, dalga geçmek için atılan bir bakış değildi. Zaten ikimiz de aynı anda kafamızı çevirmiştik. Neden baktığını düşünmemiştim bile, o kadarda önemli bir şey değildi çünkü. Yada ben umursamamıştım.
Umursamazdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ
ChickLitElis, üç yıllık sevgilisi Ozan tarafından aldatılmıştır. Elis'i aldattığı kişi, onun en yakın arkadaşından başkası değildir. Elis, bu yıkımı kaldıramaz ve içine kapanır. Değişmek ve kendine yapılan bu haksızlığı atlatabilmek adına ablasının yanına g...