20# Sadece

44 10 0
                                    

Mesaiye saatim bitince üniformalarımı çıkarıp üstümü giyindikten sonra gözlerim ister istemez Ardayı aramıştı.

 Resepsiyonda olan Arda bana eliyle '1 dakika' işareti yapınca kafa sallayıp lobideki koltuklardan birine oturdum. Sürekli etrafıma bakınırken tanıdığım bir koku burnumu bulmuştu ve hemen yanımda Ozan belirmişti.

İçten içe gitmek istesem de Arda'nın dediklerini hatırlayarak olabildiğince boş gözlerle Ozan'ı incelemiştim. Bakışlarım 'ne var?' derken Arda da bizi görmüştü. Yine Anlamadığım bir bakış atıp önüne döndü. O sırada Ozan da karşıma oturmuştu.

"Elis?"

"Ozan?"

"Şey.. Nasılsın?" 

"İyi?" dedim umursamaz bir tavırla. 

"İyiyim ben de.." Bakışlarımı 'gitmeyecek misin?' Durumuna getirdiğimde Ozan lafa atladı.

"Burada çalıştığını düşünmemiştim." 

"Ablam için." diyerek kısa kesmiştim. Konuşmayacağımı anlayıp gidecek diye düşünürken tekrar lafa girdi. 

"Şey aslında.."

"Ne var çabuk söyler misin?"

"Selinler de gelecek, onu söyleyecektim." Dedi mahcup bir şekilde. Beynime kan sıçramış gibi Ozan'a bakarken en sonunda kendimi toparlamış ve cevap verebilmiştim.

"Bana neden söylüyorsun?"

 "Yani, bilmiyorum. Haberin olsun istedim sadece." 

"Simdi haberim olduğuna göre gidebilirsin." dedim kovar gibi.

Ozan verdiğim cevapla beraber afallamıştı. O sırada Arda yanımıza gelince şaşırması daha da derinleşmişti. Bu görüntüyü aklıma kazıyıp eve gidince gülecektim. Evet kesinlikle gülecektim.

"Gidebiliriz Elis" dedi Arda. Omzuma koyduğu elini çekerken. Ona gülümseyerek karşılık vermiştim ve Ozan'a son bir bakış atarak yerimden kalktım. Arda'nın yanında ilerlerken yüzümde derin bir gülümseme belirmişti. 

"Teşekkür ederim" dedim Arda'ya minnet dolu bakışlarla. Arda da gülümseyerek kafa sallayınca içime rahatlama bir gelmişti.Sonuçta sabah onu koltuktan itip kafasını vurmasını sağlayan bendim.

Kafasını vurduğunu da bana sonradan söylemişti, resmen vicdan azabı çektirmek içindi bu tavrı. Ama nereden bilebilirdi ki umursamaz olduğumu. İşime gelirse arada bir umursar 'gibi' yapardım o kadar.

Daha birkaç ay öncesine kadar depresyondan öteye geçmemiş hayatım, şu an Ozan'ı bir çift şaşkın göz ile birlikte arkamda bırakarak beni ödüllendiriyordu. Taksiye bindiğimizde Ozan'ın dediklerini düşünmeden edememiştim.

""Selinler de gelecek, onu söyleyecektim"" kafamda yankılanıyordu resmen sözcükler. 

Ne yani, eskiden birlikte yaptığımız tatilleri şimdi Selin ve Ozan ikilisi mi yapacaktı? Hem de benim çalıştığım otelde. Bu sinirime dokunsa da umursamamazlık damarım beni ele geçirmişti. Sadece ve sadece yolu izlemeye koyuldum. 

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin