22# 'Cıvık'

37 9 0
                                    

Otelde tüm gün çalıştıktan sonra soyunma odasına doğru ilerleyip üzerimi değiştirdim. Sorunsuz bir gün olmuştu. Ozan birkaç kez baksa da umursamamıştım.

Ben eve gittiğimde de büyük ihtimalle misafir olacaktı. Ablam misafir geleceğini haber vermişti. Bu yüzden ablam kıyafetime Önem vermem gerektiğini de söylemişti.

Birilerinin beni beğenip beğenmemesi tabiki de umurumda değildi ama sonuç olarak güzel görünmekten zarar gelmezdi. 

Aynada son kez rimelimi vs. kontrol ettikten sonra güzel olduğumu fark etmiştim. Çünkü depresyondayken yememe içmeme dikkat etmemiş, doğal olarak kilo ve sivilce problemleri yaşamıştım. Ama şuan normaldim ve güzel görünüyordum. 

Resepsiyona gidip asli ablaya çıktığımı haber verirken kapıdan gülüşerek içeri giren kız Topluluğunu fark ettim. Girenleri gördüğümde beynime giden damarlar tıkanmış, sinir katsayım yükselmeye başlamıştı.

Evet, bunlar Selin ve eski 'arkadaşlarımDI'. Selin beni görünce donup kaldı. Aynı dakika içerisinde Yanındaki kızların da yüz ifadeleri değişmişti. Hepsi birden koşup boynuma atladılar. Bir kişi hariç. Selin. 

"Ay, Elis çok güzel görünüyorsun." 

"Bize neden haber vermedin buraya geleceğini?"

"Bizi hiç aramadın kırıldık." 

"Yoksa bu bir sürpriz mi?" 

"Eski dostlar yan yanaaa" art arda gelen bu 'cıvık' sözlere kulağımı tıkamışcasına dinlemeyerek atlatmıştım.

Bu gibi cümleler kurarak sinirlerimi gevşeten eski arkadaşlarıma alayla baktım. Ben, eski ben olsaydım eğer; şu an oturup ağlardım. Ama o zamanlar Çoktan geçmişti. 

Takındığım umursamamazlık beni ruhsuzluğa sürüklemişti ve hayat bana yeni kapılar açmıştı. Duvarlarımın arkasında gayet mutluydum. Bu böyle devam edecekti.

Kızlara alay dolu bakışlarımı gönderirken umursamaz hareketlerimle onlara karşılık vermemiştim. Ne yani? Depresyon zamanlarımda beni bir kez olsun aramayan, çıkar dostlarıyla şuan sarmaş dolaş mı olacaktım? Tabikide hayır. Olmayacaktım. Olmazdım da.

"Rol yapmanıza gerek yok, komik duruma düşüyorsunuz." deyip alayla güldüm. Verdiğim tepkiye şaşırmış olacaklar ki bir süre cevap veremediler. 

"Selin? Sen neden oradasın? Gelsene." dedim yine alay dolu bir ifadeyle. Selin üzgün olarak adlandırdığım bir ifadeyle bana bakıyordu. Umursadım mı peki? Hayır. 

"Tekrardan otelimize hoş geldiniz, bayanlar" dedim ve gülümsedim. Bu gülümseme onlara 'size rahat yok' mesajı vermeye yönelik olmuştu. Çalıştığım yerde müşteri olmaları onurumu kırmıyordu. Kırmazdı-da. Ruhsuzdum çünkü. Umursamaz ve ruhsuz. Eski günleri hatırlayamayacak kadar da üşengeç.  

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin