Seren Gözen aynanın başında, üzerinde sadece sabahlığıyla hazırlanıyordu.
Çünkü biraz sonra Umay'la buluşacaklardı. Güzel görünmesi gerekiyordu.
Arkasındaki adım seslerini duyduğunda onların Umay'a ait olduğunu hayal edip gülümsedi.
Daha iyi bir yaşamda Umay şimdi belini kavrayacak ve kulağına tatlı sözler fısıldayacaktı.Fakat kocası kolunu tutup onu kendine çevirdiğinde hayal dünyasından çıkmak zorunda kaldı.
Jilet gibi takımlarından birini giymiş, tıraş olmuştu.Başka kadınlar için bu doyum olmayacak bir manzaraydı.
Seren için değil.
Kocası sabahlığının kuşağını açtığında ona engel olmak istedi fakat Aktaş karısının ellerini masaya bastırarak hareketlerini kısıtladı.
Karşısındaki bembeyaz ama morluklar ve yaralarla kaplı çıplak bedeni incelerken Seren'in boynuna yaklaşıp derin bir nefes aldı.
Dudaklarını Seren'in bedenine değdirdiğinde Seren "Aktaş," Dedi. "Şimdi değil... Gitmemiz lazım."Aktaş gözlerini karısının gözlerine kilitledi. "Zamanımız var," Seren'in ellerini sırtında birleştirip sol eliyle kavradı. Sağ elini ise karısının göğsünde gezdirdi.
"Rahatsız mısın?"
Seren bu soruya gerçek cevabını veremeyeceğini biliyordu. Aktaş ne duymak istiyorsa onu söylemeliydi ama yapamadı.
"Hazırlanmam lazım..."
Aktaş askıda duran milyonluk kombine şöyle bir baktı. Ardından masanın üzerindeki makyaj malzemelerine ve Seren'in kusursuz saçına.
"Onun için mi?" Dedi kısık sesiyle. "O kadın için mi?"
Seren cevap vermediğinde bileklerini sıktı. "Cevap ver!"
Seren dudaklarını birbirine bastırıp bileklerini kurtarmaya çalıştığında yanağında okkalı bir tokat patladı. Aktaş yüzüne vurmazdı, iz kalması işine gelmezdi fakat Umay'ın ismine dahi dayanamıyordu.
Kadın dolan gözlerini belli etmemeye çalışarak başını eğdi. Aktaş kendi bedeniyle Seren'i masaya iyice yasladığında canının acıdığını biliyordu.
"Son kez soruyorum Seren, cevap vermezsen yemin ederim bu sefer canını öyle bir yakarım ki aylarca yataktan kalkamazsın. Şimdi söyle... Bu hazırlık kimin için?"
Karısının çenesini sertçe tutarak kaldırdı ve gözlerine bakmasını sağladı.
Seren gözlerini sıkıca kapattı çünkü nefret ettiği o gözleri görmek istemiyordu.
Ama susamadı.
"Senin..." Sesi kesik kesikti, bozuk bir hattın ucundan gelir gibi. "Senin için."
Aktaş güldü. "O zaman tadını çıkarmama izin vermelisin."
Karısının göğsünü öptü.
"Haksız mıyım?"
Seren bir tokat daha yemek istemediği için başını aşağı yukarı salladı.
Ona ilk katlanışı değildi ama her seferinde daha da zorlanıyordu
.
"Seren..." Burnunu karısının boynuna gömdü. "Beni seviyor musun?"Ama bunu bilerek yapmıştı.
Onu dövmek için.
Canını yakmak için çünkü karısını her şeye zorlamıştı da seni seviyorum dedirtememişti, onu sevmiyorum dedirtememişti.Seren cevap vermedi.
Aktaş çenesini biraz daha sıktı fakat yine de tepki alamadı.
Başını sertçe yukarı kaldırıp boğazına yapıştığında Seren sadece öksürmemeye ve nefesini idareli kullanmaya çalıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/371744515-288-k308449.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külden Duvarlar (GxG)
Short Story"Odanda neden bu kadar çok mum var?" Bahsi geçen mumların hepsine teker teker baktım. Tam on yedi tane büyük, on yedi tane küçük. "Bir gün yanmam gerekirse diye." Bir gün yıldızlara ihtiyaç duyarsam diye. "Neden yanmak isteyesin?" Gözleri kuşkuyla...