"Almina?"
Duyduğum sesle kıpırdanıp yerime iyice yerleştim.
"Almina..."
Parmakları belimi hafif hafif okşuyordu. Yine de tepki vermediğimde saçlarımı öptü.
"Hadi sevgilim."
Sevgilim?
Gözlerim anında açıldığında ellerimi yatağa bastırıp yüzüne doğru yükseldim.
"Sevgilin?"
Gülümseyerek kolunu belime daha sıkı sardı. "Sevgilim değil misin?"
Çırılçıplaktık. Üzerimizde sadece bir yorgan vardı. Güneşin konumuna bakarak fazla uyumadığım kanısına vardım. "Öyleyim sanırım..." Gülüşümü dudakları-mı birbirine bastırarak durdurmaya çalıştım. "Sevgilinim, değil mi Hazel?"
Gözlerini kapatarak dudaklarıma tüy gibi bir öpücük bıraktı. "Sevgilimsin, Almina."
Yeniden öptüğünde üzerimizdeki yorganı attı. "Bir saat uyudun, bence yeterli. Zaten yemek de yemedin. Aşçılara yemek hazırlatacaktım, telefonuma da yeti-şemedim, sen de ahtapot gibi inatla sarıldın!"
Omzunu çizdim. "Ahlaksız," Diye mırıldanarak yataktan kalktım. Ona arkamı dönüp dolaba gittim. Bakışlarını hissediyordum.
Kıyafetlerimi çıkarttığımda banyoya yöneldim. Hazel de peşimden geldi. Kapı-da karşıma geçtiğinde "Ulya?" Dedi.
"Hazel?"
Geçmeye çalıştığımda izin vermedi.
"Ulya?
Ofladım. "Hazel?"
Beni şöyle bir süzüp "Aşk olsun," Dedi, ona ihanet etmişim gibi. "Bensiz mi?"
Ama onu itip banyoya girdim ve kapıyı kapattım.
Yok, ben Civciv'e doymuştum. Yeterdi.
Kısmen soğuk suyla duş aldım. Banyodan çıkmadan kıyafetlerimi giydim. Ha-zel'in ne yapacağı belli olmazdı. Kendimi sağlama alsam iyi olurdu.
Artık kekelemiyordum. Hiç.
Çok şükürdü.
Dışarı çıktığımda saçlarımdan damlayan sular çıplak bacaklarıma çarpıyordu.
Ben de etek giymiştim!
Artık ben de etek giyebilirdim!
Yine de ameliyatın bıraktığı tek tük geçici izleri kapatıcıyla biraz daha kapat-tım. Tam olarak yok olmamıştı ama daha az belirgindi, göze çarpmıyordu.
Odadan çıktım. Hazel'e hangi odayı verdiklerini bilmiyordum. Hazel'e oda ve-rip vermediklerini de bilmiyordum. Muhtemelen benimle uyuyacağını düşün-müşlerdi ve öyle de olmuştu.
Koridorda durup etrafıma bakındım. Hazel, misafir odası olduğunu bildiğim odaların birinden çıktı. Saçlarını kurutmuştu. Benimkiler ıslaktı. Yanıma gelip dudaklarımdan minik bir öpücük çaldığında saçlarıma bakarak "Bir daha olma-sın," Dedi. "Bozuşuruz."
Elimi havada savurup mutfağa yol aldım. "Hazel," Dedim. "Makarna yapar mısın?"
Göz devirdiğini koridorun her yerinde olan aynalardan gördüm. "Benim aşçılık eğitimim sadece sen makarna ye diye mi var?"
Ayaklarım çıplak olduğu için birazcık üşümüştüm. Ufacık. Ama bunu belli et-medim. "Salçalı yapalım bu sefer!"
Hızlı adımlarla bana yetişti ve belime sarıldı. "Yapalım derken?" Diye mırıl-dandı. "Sen de mi? Hadi canım!"
![](https://img.wattpad.com/cover/371744515-288-k308449.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külden Duvarlar (GxG)
Short Story"Odanda neden bu kadar çok mum var?" Bahsi geçen mumların hepsine teker teker baktım. Tam on yedi tane büyük, on yedi tane küçük. "Bir gün yanmam gerekirse diye." Bir gün yıldızlara ihtiyaç duyarsam diye. "Neden yanmak isteyesin?" Gözleri kuşkuyla...