"Şişe yok," Çatıdaydık. Dökülen su temizlenmişti ve artık her yer kuruydu. Bir de biz gelmeden ateşi yakmışlardı. "Sırayla. Caymak da yok. İki doğruluk bir cesaret kuralı da yok. Keyfine bak. Doğruluk dediğinde cevap vermezsen shot atarsın, cesaret dediğinde yapmazsan shot atarsın. Anlaştık mı?"
Başımı aşağı yukarı salladım. Shot bardakları ikimizin arasındaydı.
"Yalnız ben uyarmış olayım... Sarhoş olunca... Gergin oluyorum biraz."
"Bununla başa çıkabilirim."
Umarım, Hazel.
"Sen mi başlayacaksın?" Diye sordum. Aslında benim için bir önemi yoktu.
"Sorun değil, sen başlayabilirsin. Doğruluk diyorum."
Sırıttım. Bu oyunu biz oynarken asıl cesaret doğruluğu seçmekle kanıtlanırdı.
Ama yavaş başlayacaktım.
"Şu ana kadar kaç kişiyle yattın?"
Eline bir shot aldı. Ama içmedi. Nasıl olsa içeceğini düşünüyordu muhtemelen.
"Beş. Kolaydı."
Beş. Vay.
Ben yokken ne yaptığı beni ilgilendirmezdi sonuçta.
Ama BEŞ Mİ?!
Çok sakindim.
"Doğruluk mu, cesaret mi kız çocuğu?"
O cesaretliydi de ben değil miydim? Hah!
"Doğruluk."
Sırıttı.
Kim bilir ne soracaktı.
"Seni zorlamak istemiyorum... Sadece..." Gözlerini kıstı. "Şu ana kadar söylediğin en büyük yalan. Naçizane..."
Harika. Aman ne güzel.
Şu ana kadar söylediğim en büyük yalan...
"Sonuçlarından bahsediyorsan... Şu ana kadar söylediğim en tehlikeli yalanın sonuçlarına henüz katlanmadım. En büyüğünü bilmiyorum."
"Tamam," Elindeki bardakla oynuyordu. "Söyle onu bana."
Anneme ilaçlarımı içtiğimi ve terapilere gittiğimi söylemiştim. Bundan ona bahsedemeyeceğimi biliyordum.
Bir bardağı kafama diktim.
"Oyunbozan."
Omuz silktim. Bunu ona söyleyemezdim.
"Doğruluk mu, cesaret mi?"
Sırtını dikleştirdi. "Doğruluk."
"Kiminle mesajlaşıyordun?"
Bir kahkaha patlattı. "Bunu bu şekilde harcamış olamazsın!"
"Cevap ver!"
Gülmeye devam etti ve gözlerini gözlerimden çekmeyince kızgın ifademi görmekten hoşlandığını anladım.
"Turan'la. Ona bol bol söveceği bir iş verdim."
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Anladım."
Başını iki yana salladı ve "Doğruluk mu cesaret mi?" Diye sordu.
"Doğruluk."
Takdir edercesine kaşlarını kaldırdı.
"Peki... Hafızandan silmek istediğin bir anı."
Siktir ya.
"Bunu sormak zorundaydın, değil mi?"
Sırıtarak başını salladı. "Gerçekten merak ediyorum. En fazla ne yaşamış olabilirsin ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külden Duvarlar (GxG)
Cerita Pendek"Odanda neden bu kadar çok mum var?" Bahsi geçen mumların hepsine teker teker baktım. Tam on yedi tane büyük, on yedi tane küçük. "Bir gün yanmam gerekirse diye." Bir gün yıldızlara ihtiyaç duyarsam diye. "Neden yanmak isteyesin?" Gözleri kuşkuyla...